-Hoşgeldiniz Majesteleri!
Kamelya korkuyla arkaya doğru geriliyordu. Aynı zamanda "Leman" ve "Ruzgar" diye sesleniyordu. En sonunda sırtı sert birşeye değdi. Hızla arkasını döndü. Bu uzun boylu bir erkekti. Erkeğin yaka kartı vardı ama yazı okunmuyordu.
-Ne yapıyorsunuz burda? Neden geride kaldınız? Sizi bekliyorlar. Ben rehberim. Sizi getirmem için gönderdiler beni.
Kamelya titreyen elleriyle arkayı işaret ederken sesinin de titremesine engel olamadı:
-Şu..şurdaki insnlar bir.. birden beliriverdiler.
Erkek Kamelya'nın gösterdiği yere baktı.
-Hangi insanlar, orda insan falan yok. Siz iyi misiniz?
Kamelya arkasını döndü. Mağaranın dar koridorunu aydınlatan meşaleler dışında hiçbirşey yoktu.
-Ama...ama yemin ederim ki az önce oradaydılar.
-Anlaşılan hayal gördünüz hadi bizi bekliyorlar.
Kamelya bir kez daha arkasında döndü. Sonra tekrar önüne döndü ve rehberin peşine düştü. Kamelya rehberin hizasına geldi ve birlikte sessizce yürümeye başladılar.
-Özür dilerim. Yani sizin de başınıza iş çıkardım.
Rehber çok şirin bir tebessüm etti.
-Sorun değil. Bu tip vakalar sık oluyor. Oldukça geniş ve karışık bir mağara.
Ikisi küçük bir gülüşü paylaştılar.
Çok geçmeden mağaranın çıkışı göründü. Kapıda bekleyen grup, Kamelya gelince ona baktılar. En başlarında endişeli bir şekilde bekleyen Leman, arkasında da Rüzgar Kamelya'yı görür görmez hızla yanına gittiler.
-Nerdesin kızım sen? Aklımız çıktı burda.
-Ya kusura bakmayın. Dalmışım o çizimlerle. Neyse ışte rehber geldi beni getirdi.
Bunu söylerken baş parmağıyla arkayı işaret etti ve arkasına döndü. Ama kimseyo göremedi. Etrafı biraz daha inceledi ama kimse yoktu. Tekrar önüne döndü. Leman şaşkına baktı ona.
-Ne rehberi?
-Hani benle beraber gelen uzun boylu bir genç.
-Kamelya, sen iyi misin? Sen tek başına geldin.
-Ne tek başına geldim. O getirdi beni de şimdi nereye gitti bilmiyorum. Teşekkür bile edemedim.
Leman hala şaşkınca Kamelya' ya bakmaya devam ediyordu. Yalnız geldiğine adı gibi emindi. Ama üstünde fazla durmadı. Grup rehberinin yönlendirmesiyle mağaradan çıktı.
Kamelya tekrardan arkasına döndü. Rehber oradaydı ve ona bakıp gülümsüyordu. Hangi ara gelmişti? Aldırmadan Kamelya el salladı.
-Teşekkür ederim.
Rehber de tebessüm edip karşılık verdi.
Kamelya gözlerini Rüzgar'a çevirdi daha sonra. Rüzgar şaşkın ve birşeyler düşünüyormuş gibi buğulu gözlerle bir Kamelya' ya bir de mağaranın koridoruna baktı.
-E hadi gelmeye niyetin yok galiba Rüzgar!
-Ha, geliyorum geliyorum. Sen git. Ben şimdi geliyorum.
-Peki sen bilirsin.
Kamelya da mağaranın çıkışına yöneldi. Rüzgar hala koridora şaşkınca bakıyordu. Çünkü az önce Kamelya' nin' el salladığı yerde meşaleden başka hiçbirsey yoktu. Kafasını iki yana salladı ve bu olanlara anlam veremez şekilde o da mağaranın çıkışına yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK DİYAR EFSANESİ
Ciencia Ficción"Ağaçların arasından sıyrılıp onların yapraklarıyla oynaşan rüzgar, sessizce olacakları bekleyen insanların gergin yüzlerini yavaşça yalayıp geçti.Nefret ve öfke dolu bulutlar, olacaklara tanık olmak için biraraya gelirken beraberlerinde ölüm kokan...