3 - anlatacak bir şeyler

2.1K 107 33
                                    

-54 gün önce

Çarşamba gecesi olmasına rağmen içerisi tıklım tıklım doluydu. Çalışmaya başladığım ilk günden beri, Paul'ün olduğu günler, bir kere barın içinden çıktığımı hatırlamıyordum ama bu gece servise yetişemeyen Paul'e yardım etmek için sürekli koşturuyordum.

"Senin şu ünlü çocuğun son zamanlarda buraya takılmasıyla bir ilgisi var mıdır?" diye sordu Paul, ben elimdeki kulplu bardağa bira doldururken.

"Neyin? Kimin?"

"Gelmişti ya hani iki kere?"

"Eeee?" diye tısladım diğer bardağa geçerken.

"Bomboş bara benim keltoş kafamdan yansıyan ışıklara şarkı yazmak için geldiğini sanmıyorsun değil mi?"

"Siktir git, Paul."

Dört bardağı da kulplarından tutup avucuma doluşturdum.

"Giderim ama burayı idare edebileceğini sanmıyorum." dediğini duydum ben servise çıkarken. Gerçekten bu ihtimali hiç düşünmemiştim. Ama mümkün olacağını da sanmıyordum, sonuçta bu bara gelen insanların onu tanıma ihtimali bile yoktu.

"Beklettim, kusura bakmayın. Biraz yoğunuz da, gördüğünüz gibi." diye gülümsedim masadakilere biralarını uzatırken.

"Sıkıntı yok, bizimkiler zaten."

Bakışlarından anladığım kadarıyla bana iş attığını düşündüğüm çocuğun cevabına karşılık duraksadım.

"Anlamadım?"

"Ah, şey, organizasyon için yaşlı bir adamla konuşmuştuk."

"Ne organizasyonu?"

"Bir arkadaşımızın doğum günü, birazdan gelecek ve biz de ona sürpriz yapacağız?"

Rahatlayıp, yüzümde bir gülümsemeyle huh'ladım.

"Özür dilerim, doğru, şimdi hatırladım." dedim patronumu küçük düşürmemeye çalışarak. Beyinsiz herif, böyle şeyleri hep unutur ve genellikle insanların organizasyonlarını mahvederdi. Doğrusu, zaten bu tarz organizasyonlar için de bu barın çok da tercih edildiğini görmemiştim. Neyse, en azından korktuğum başıma gelmemişti. Harry ile bir ilgisi yoktu.

"Her şey planladığımız gibi işleyecek değil mi?"

Acaba ne planlamışlardı?

"Elbette, kalabalık çok yoğun, bir an için aklımdan çıktı." diye kıvrandım sanki haberim varmış gibi.

"Güzel."

"İyi eğlenceler." diye kaşlarımı kaldırıp koşturarak barda oturan Tom'un yanına gittim.

"Birazdan sürpriz bir doğum günü kutlayacağız ve sen bize söylemeyi unuttun öyle mi?"

Çok da umursamadığını belli eden gülüşünü yerleştirdi yüzüne.

"Kız kapıdan girdiğinde geçip şuradan bir şarkı açacağım, o kadar. Siz işinize bakın."

"Pekala." diyerek omuzlarımı düşürdüm ve kirli bardakları yıkamak üzere barın içine girdim. Elimin sıcak sudan soğuk suya değmediği şu hayatımda burada bardak yıkamak bana nedense anormal bir şey gibi gelmiyordu.

"Tamam, ama hala o magazinin piçinin senin için geldiğine yemin ederim."

Elimdeki bardağı sinirlice tezgaha çarptım.

"Paul, Tanrı aşkına. Şu bara benim için geldiğini açıkça belli eden o kadar serseri varken, sadece iki kere gördüğün insanlara yafta yapıştırmayı bırak."

normal 21 // hs.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin