normal 21 // hs.

35 - dekorasyon

Ağaçların yapraklarının hışırtısıyla süslenen sabah kulaklarıma doluyor, soğuk rüzgar tenimi karıncalandırıyordu. Çırılçıplak göğsüne uzandığım Harry'nin derin nefeslerini dinliyor, birkaç saniyede bir de tenine öpücük kondurmayı ihmal etmiyordum.

"Bu evi beğendin ve alacağız demek oluyor sanırım?" diye sordu eli sırtımda gezinirken.

"Salak."

Kollarından sıyrılıp çarşafı göğsüme kadar çektim ve dün gecenin dağınıklığına şahit olmak zorunda kalan zemine baktım. Çarşafı üzerimden atıp iç çamaşırımı giyerken, son anda gözüm teras camının koluna takılmış sütyenime çarptı.

"Onu, oraya asmadın değil mi?"

Harry'ye döndüğümde gözlerinin gösterdiğim yönle alakası bile yoktu, direkt olarak vücuduma bakıyordu.

"Harry."

"O telaşla biraz uzağa fırlatmışım."

Gözlerini hala benden çekmezken, aklıma, ön sevişme anımız geldi. Telaşlı adımlarla koşup sütyenimi aldığım sırada, bunun çıkış anını gözümün önüne getiriyordum. En sonunda kotumu ve gömleğimi de düzgünce giydikten sonra, yerinde kalkmaya tenezzül dahi etmemiş sevgilime döndüm.

"Peki, bu çocuk büyümüş, kocaman olmuş da, oyuncu mu olacakmış?"

Yatağa atlayıp gıdıklamak için hamle yaptığımda, ellerini kendine siper etti.

"Mollie çok keyifli uyandım rica ediyorum kaçırma keyfimi."

"Böyle yapınca keyfin mi kaçıyor?"

Göbeğinin iki yanını sıktığımda altımda balık gibi kıvrandı. Çok sürmeyen bir gıdıklamaca merasiminden sonra, hiç zorlanmadan kollarımı yakalayıp beni yatağa geri çiviledi. Ben alabildiğine güldüğüm sırada gıdıklanmayı beklerken, Harry öylece durmuş muhtemelen gülmeyi kesmemi bekliyordu. Yavaş yavaş sakinleşirken, bunu bekleyip beklemediğini anlamak için hala ona bakıyordum.

"Bu surat ne bir tek gıdıkladım diye?" diye sordum bıkkın bir tavırla.

"Onun suratı değil bu."

Kaşlarımı çatıp acaba uyurken onu kıracak ne yaptım diye düşündüm çünkü uyumadan yaklaşık 15 dakika önce sevişiyorduk.

"Ne yaptım şimdi ben?"

"Gerçekten seni bırakıp Fransa'ya gideceğimi mi düşünmüştün?"

İki saniyelik bir zihin taramasının ardından, dün akşamki sevişmeyle biten kavgamızı anımsadım.

*

"Mollie sakin olur mus... İlk seks mi?"

Cevap olarak sadece bağırmaya başladım.

"Harry siktirtme aklından geçenleri, ne demek Fransa'ya gidiyorum?"

Ve o da bağırarak cevap vermeye başladı.

"Bir yere gittiğim yok!"

"Gitmiyorsan niye gideceğim diyorsun?"

"Yani gidiyorum ama o şekilde değil!"

Sesimi daha da yükselttim.

"Kaç şekli var ya gitmenin? Salak mısın sen?"

"Yani gidiyorum ama yalnız gitmiyorum. Yalnız gitmeyi planlamamıştım."

"Bir de yalnız gitmiyorsun."

Ve sonuç olarak o da daha çok bağırmaya başladı.