KELEBEĞİN ÖYKÜSÜ

2. Bölüm: Aşk Gerçekten Tesadüfleri mi Sever?

Çınar: 8 ay önce Gazi Üniversitesi "üniversiteler arası halk oyunları festivali"

Çınar, festivale ev sahipliği yapan üniversitenin halk oyunları kulübünün başında olduğu için bahçede prova alan ekipleri izliyor hem de ekip liderleriyle sohbet ediyordu. Bu sırada telefonu çaldı arayan Selim'di.

"Çınar neredesin? Her yerde seni arıyorum."

"Bahçedeyim abi prova alan gruplara bakıyorum."

"Dur bende geliyorum, konum bildir."

"Kafeteryanın ordayım, Gelişim Üniversitesi'nin provasını izliyorum."

"Üç dakika sonra yanındayım."

"Selim, geçerken kantinden çay da alsana."

"Hay senin çayına, semaver bağlayacağım sırtına."

"Amma söylendin be oğlum."

"Tamam be tamam, alırım ağlama."

Selim gerçekten üç dakika sonra elinde çay bardağıyla Çınar'ın yanına geldi.

"Al oğlum çayını elim yandı!"

"Mızmızlanmada izle, hatunun ellerine bak."

"Ne iş oğlum eller meller?"

"Sulandırmada izle."

Çınar ve Selim on dakika boyunca Gelişim Üniversitesinin provasını izlediler. Gerçekten çok başarılıydılar.

"Çınar, ekip çok güzel oynuyor yalnız. Bu kadar kalabalık olmalarına rağmen uyumları muhteşem görünüyor."

"Biz de mi zeybek oynasaydık ki, güzel bir kapışma olabilirdi."

"Geçti artık seneye kapışırsınız. Ben gelirken Trabzon ekibine baktım onlarda çok başarılıydı."

"Selim, Trabzon'u boş ver de şu kızı bir araştırsak mı acaba?"

Selim tam Çınar'a cevap verecekken Özge ve Bora yanlarına gelerek salona geçmeleri gerektiğini söyledi.

Salondaki tüm hazırlıklar bitince festival Dekanın ve Bölüm Başkanının açılış konuşmasıyla başladı. Tüm ekipler kulisteki yerlerini aldı ve sırası gelen ekip sahneye çıkıp gösterisini tamamladı. Sıra Gelişim Üniversitesi'ne geldiğinde Çınar ve Selim seyirci tarafına geçerek zeybek ekibini izlemeye başladı. Sibel solo oynamaya başladığında Çınar ona büyülenmiş gibi bakıyordu. 'Bu kızla mutlaka tanışmalıydı ama nasıl?' Gecenin sonun da Trabzon Üniversitesi birinci olmuş gelecek yıl ki festivalin Trabzon'da olacağı duyurulup gece sonlandırılmıştı. Ekipler de yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Çınar o kalabalıkta Sibel'i arıyordu. Tam Sibel'i bulmuş yanına gidiyordu ki Sibel koşarak onu bahçede bekleyen kardeşi Selin'e sarıldı.

"Abla muhteşemdiniz" dedi Selin şen sesiyle ablasına sarılırken.

"Senin kadar güzel oynayabildiysek ne mutlu bize hanımefendi."

"Ablammmm çok çok güzeldiniz."

"Huuuiiiyyy biz cüsel oynaduk ama Trabizon kaptu birinculiği da."

"Kabul edelim onlarda şiir gibi oynadılar ama" dedi Selin göz kırparken.

İki kız kardeş tam birbirlerinin koluna girmiş gülüşüyorlardı ki Çınar yanlarına geldi ve "tebrik ederim gerçekten çok güzel oynadınız" diyerek elini Sibel'e doğru uzattı.

Sibel'de Çınar'ın uzattığı eli sıkarak "teşekkür ederim" dedi. Tam Çınar sohbete devam edecekti ki Selin'in nişanlısı Toprak geldi ve kızlar "iyi geceler" diyerek arabaya bindiler.