13. Bölüm: Sürpriz Meselesi

92 11 44
                                    

Sibel Burak'ın bu tepkisizliğine kızsa da blöfüne blöfle karşılık vermeyi seçti ve o da kahvesini bitirip arkasına yaslandı. Telefonunu eline alarak gelen tebrik mesajlarını yanıtlamaya başladı. Burak Sibel'in bu beklenmedik tepkisine şaşırsa da hiç bozuntuya vermeden Sibel'i izlemeye başladı. Gülsüm daha fazla dayanamayarak konuşmaya başladı.

"Bunlar iki sevgili insanı katil eder. Oğlum anlatsana ne konuştunuz Seval Teyzeyle. Sabahtan beri biri diğerine poz kesiyor, öbürü trip atıyor. Hemen anlatmaya başlamazsan avazım çıktığı kadar bağırırım yangın var diye ona göre."

"Pekâlâ. Dinleyin o zaman. Ayşe Teyze ve annem abimle ablamı da aradıktan sonra üç hafta sonra Cumartesi günü için karar vermişler."

Burak bakışlarını Sibel'in gözlerinde sabitleyerek "Sizin içinde uygun mudur gelin hanım?" diyerek bir tepki beklediğini daha net ifade etti.

"Aile büyüklerimiz öyle uygun gördüyse benim için de uygundur Burak Bey."

Burak gülümseyerek ayağa kalktı. "Hadi bakalım yavaş yavaş kalkalım. Daha katılmamız gereken bir organizasyon daha var. Detayları yolda anlatırım" diyerek Toprak'la beraber hesabı ödemeye gittiler. Bu durumu fırsat bilen Sibel Selin ve Gülsüm'ü soru yağmuruna tutmaya başladı.

"Söyleyin bakalım hanımlar sırada ne var?"

"Yok bir şey abla. Gezmeye devam edeceğiz."

"Kızlaaaarrr! Ya katılacağımız diğer organizasyon ne? Söyleyin işte."

Gülsüm; "Kızım sıkıştırıp durmasana Selin'i. Bak sevdiceğin geliyor. Git ona sor."

"Aman ona hayatta sormam. Neyse kapatalım konuyu da söylenmesin şimdi."

Kızlar Toprak ve Burak gelince konuyu hemen değiştirip havadan sudan konuşmaya başladılar. Toprak bir koluna Selin'i diğerine Gülsüm'ü alıp yürümeye başladı.

"Ne konuşuyordunuz öyle hararetli hararetli bizi görünce hemen konuyu değiştirdiniz?"

Kızlar aynı anda "Yok canım bir şey konuşmuyorduk" deyince Toprak gülerek "Yapmayın hanımlar gördük sizi" dedi.

Selin; "Senden de bir şey kaçmıyor hayatım. Ajan gibisin."

"Ne sandın hayatım. Daha fazla oyalanırsak itiraf edersiniz diye hızlı hızlı geldik yanınıza."

Gülsüm; "Valla ben sizin geldiğinizi görmeseydim az kaldı söyleyecektim nereye gideceğimizi."

Toprak, Selin ve Gülsüm gülmeye başladığında Sibel; "Gülün gülün. Hoşunuza gidiyor beni meraktan çatlatmak" diye sitem ettiğinde asansöre binmiş aşağıya iniyorlardı.

Asansörden indiklerinde Burak; "Siz bekleyin ben arabayı alıp geleyim" diyerek yanlarından ayrıldı. Sibel Galata'dan ayrılmanın verdiği hüzünle Galata'nın taş duvarlarına doğru ilerlemeye başladı. Elini duvara koyarak bir süre yürüdü. Sonra sırtını duvara yasladı ve gözlerini kapattı.

"Bugün bu taş duvarlarına bir anıda biz ekledik Galata'm. Hayatımın belki de en önemli gelişmesinin en önemli şahidisin. Anımı sakla. Yıllar sonra çocuklarımla geldiğimde onlara birlikte anlatalım bugünü."

Sibel yanına gelip duvara yaslanan birinin varlığını hissedince panikle gözlerini açıp kafasını sağına çevirdiğinde Burak'ı görünce rahatladı. Burak ise gözlerini Sibel'e sabitleyerek konuşmaya başladı.

"Bugünü unutma Galata! Taş duvarlarında sakla. Kelebeğini ömrümün sonuna kadar seveceğim. Onu hiç üzmeyeceğim. Sana söz Galata!" dedi ve Sibel'in elinden tutarak arabaya doğru yürüdüler.

KELEBEĞİN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin