Sırdaş Günlük

326 8 1
                                    

  ...yalnızlığını paylaştığı odasına son zamanlarda girmek istemiyordu , yine o bildik huysuz ve anlamsız duygularının etki alanına girmişti,ama içindeki bu kararsızlık ve karamsarlıkları ancak yazarak atabilirdi,bu yüzden istemeye istemeye odasına yöneldi ,herkesten kaçırdığı ve kimsenin okumasına fırsat vermeyeceği hatıra defterini sakladığı yerden çıkardı,boş sayfaya yan yana üç nokta koyarak yazmaya başladı "...uzun zaman olmuş sana yazmayalı sırdaşım güzel defterim... dünyanın işlerine takılıp kalmaktan zaman bulamamış olsam gerek, evet şimdi sana sesleniyorum sevdiğim : yazmasam da üzerini örtemediğim dindiremediğim bir acı , bir özlem ile doluyum..tarifi mümkün değil inan... sensizliğinin belirtileri rahat bırakmıyor, ellerinin hissiyatını ufaktan unutmaya başladım ama bana kızma ne olur hak ver bu kadar da uzak kalınmaz ki sevgiliden...yıllar yağıyor üzerime ,üzerimize geçip giden sadece bir tek zaman, yokluğunu da götürmüyor üstelik benden..sen gittin her şeyi götürdün ellerini yüreğini ruhunu..anılar da siliniyor zamanla biliyor musun..kalan bir kaç resim..onlarında rengi soldu işte..bunlara üzülmemek içten bile değil..yeniden doğmak istiyorum gidişin aklıma her geldiğinde..senin benden hiç gitmediğin hiç gidemeyeceğin bir yerde olmak istiyorum..özellikle geceleri bastırıyor bu acılar...kapıyorum gözlerimi aklıma o olsaydı şimdi bunları konuşurduk diyorum..ama sen yoksun..rüyaya dalıyorum gelmiyorsun..sahi sevdiğim gelemiyor musun yoksa...." defteri birden kapattı son yazdıklarını tamamlayamadı , yazdıklarını dönüp okumaya cesaret edemedi koyu bir yalnızlığın ortasında kendisini bulmuş olmasını kabullenemiyordu , kesik kesik konuşur gibi yazmaktan yoruluyordu ne kadar mutsuz olduğunu gösteriyordu , boş kalan eli ile saçlarını yolar gibi düzeltiyordu ,bunu öyle bir devamlılık içinde yapıyordu ki ne yapmaya çalıştığını da bilmiyor bir türlü durduramıyordu,yeniden deftere döndü devam etmek istiyordu , yazmaya başladı : "...hiç bu kadar çaresiz olmamıştım ...kelimeler dolmamıştı boğazıma..seni bekliyorum,bir deli sabitlenişi hali ile,ölen geri gelir mi hiç diyor herkes,şey o ölmedi ki...sahi ölmedi bunu neden herkes böyle görmüyordu o ölmedi demek istiyorum çığlık çığlığa.." son yazdıkları ile gözlerinin buğulanması baş başa gidiyordu zaten iyice zayıflamış olan duyguları hemen boşalıyordu,kimseyle de paylaşamazdı hissettiklerini defterin arasında sakladığı küçük bir fotoğrafa uzun uzun baktı "..her şeyi anlatmak istiyorum sana yokluğunda gerçekleşen her şeyi..vuslata ne kaldı ki diyorsun ? sensiz bir saniyem bile geçmiyor,görmüyorsun...yorgunum..hem de hiçbir kelimeyle cümle kuramayacak kadar yalnızım...hangi dilin hangi sözcüğüyle ifade edersem edeyim yetmeyecek,yetemeyecek ..yalnızım işte ötesi yok bunun..biraz daha kalmalıydın oysa sen,herkes toparlanıp giderken...ağlayarak aynaya baktığımda karşımda olup gözyaşlarımı silmeliydin sen .. yazdığım iki dize geliyor aklıma senden cevap alamayınca ..konuş..bıktım cevap alamadan konuşmaktan yaş akmayan gözleri silmek gibiydi yokluğunla konuşmak..derin bir off çekiyorum yokluğunu öylesine büyük kelimelerle yazıya dökmek istiyorum ama ağlamadan..",defteri birden kapattı artık yazmak istemiyordu"..soluyorum günden güne " dedi,pencereden dışarısını seyre koyuldu "..hava kararmaya yakın biraz daha bastırıyor yalnızlık..gecenin karanlığında bir başına kaybolmakta ruhsuz bedenim..ölüm olağandır demeyin , kalpte öldüremedikten sonra.." diyerek söylenmeyi sürdürüyordu dışarıda başlayacak yağmur öncesi karanlığı onun alışık olduğu korkmadığı bir kötümser havaydı,hatta az sonra gök gürlemeleri ve çakacak şimşekleri bir an evvel başlamasını istiyordu pencereleri iyice açtı hem odaya yağmasını isteyecekti hem gözlerini kapatıp doğayı dinleyecekti,bunu beklemeye koyuldu...


04.07.2013  

Kendime MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin