.... bir kabristanın yanından geçiyordu kutlu kitabın sözlerini hatırladı "..her canlı/nefis muhakkak ölümü tadacaktır.." irkilmesi mi gerekirdi , hayır aksine cümleyi anlamlı ve muhteşem buldu, madem bir başlangıcı vardı hayatın elbette sonu olacaktı ,kendi etrafında ve güneşin çevresinde dönen dünyamızı madem döndüren bir yaratan-yaşatan-ilk sebep var ,o halde durması da mukadderdir ,doğum varsa ölüm de var gündüz ve gece gerçeği ne ise tüm zıt ilişkiler de böyle diye düşündü ,durup bir kabrin başında okumak dua etmek istedi ,sevgiden yana bırakıp gitmekler adına içini dökmek istedi belki de şunları söyleyecekti "..sevmek ..ölümsüz ve ölümüne sevebilmek .. en fazla sen kadar mutluyum ne fazla ne eksik seni hala dünyanın yarısından çok seviyorum demek ki ..söyle ! inandığın en büyük hissi kaybetmek nasıl ? ben bilmem sen bilirsin kaybeden sensin söyle gitmek nasıl bir histir ? ben bilmem sen bilirsin giden sensin .." bindiği dolmuşun penceresinden bakınıp durdu öylece ,başını dayadığı camın serinliği iyi geliyordu yolculardan biri iniyor ikisi biniyordu bir parkın yanında durduğunda çocukların sevinçlerine ortak olan annelerin yüzlerine baktı kimi genç ve mutlu, kimi orta yaşlı ve yorgundu "..benim de bir düşüm vardı çocukluğumda büyümeseydim gerçekleşebilirdi belki ..kırmızı kadife ayakkabılar ..hep içimde kalacak.)) hala daha yok ama bu saatten sonrada giyebilir miyim ki ?? giysem de o kadar istekli olur muyum acaba, biliyorum mutluluk düşte değil içinde bulunduğumuz andadır ! herkesin düşlerinin gerçekleşmesi dileğiyle ..." bunları neden düşünmüştü aklına getiren hangi şeydi bunu bulmak istemedi sarsıla sarsıla yol alan minibüs de iyice canını sıkıyordu , son günlerdeki gergin duygularını atamamıştı hava ve iklimlerin yeryüzündeki farklılıklarına benziyordu duygularının değişmesi ".. izini taşıyan her mevsim, bulutları dağıtan her rüzgar , ızdırap aşılıyor ..kalpsiz bir dünyadayım ..oysa sizin kalbiniz,kalbinizin büyüklüğü temizliği inanın yeter .. küsmeyeceğim diyorum ancak küstürüyorlar işte ..şikayet ediyorum bunları .." dağınık cümlelerle sesleniyordu boşluğa serin havaya "..aah sessizliğimi , dilimi çözen aşk nerelerdesin .." diyordu bir şiirin son cümleleriydi , bu bir final çığlığı gibi çok derinden gelerek söylediğine inanamıyordu, yüzünün kızardığını hissetti , neyse bugün de gelip geçmiş tükenmişti işte indiğinde ikindi ezanları okunuyordu hava soğumuştu hazırlıksız yakalandığına kızdı biraz mevsimim güz olduğunu çok sonra hatırlayacaktı , bir an önce işlerini tamamlayıp dönmek istiyordu ki dikkatini genç bir adamın elinde papatya demeti çiçeklerle yürüdüğüne verdi , duygulandı ne kadar iyi niyetliydi ne güzel bir bağlılık ve içtenlik , bu haliyle sevdiğine inanmışlığı kadar kimseye inanmamış bir görünüş , sonu hayal kırıklığı olan ilişkileri kendisinin de yaşayacağını hiç düşünmemişti "..dünyanın kalbi o kalp atışı da benim biz ikimiz bir dünyayız aslında .." demişti, peki ya döktüğü yaşları geri getirebilecek mi ?yaşanmışlıkları yok sayabilecek mi? hiç yalnız değiliz aslında ,en yalnız zamanımızda bile bizi terk etmeyen yalnızlığımızla kalıyoruz .." yine kesik kesik cümlelerle konuşuyordu ,nefes alışlarına benzetti ,bazen heyecanlı ve hızlı ,bazı serinkanlı ,hayat işte dedi ,kimi sürekli hep gülüyor kimi de sürekli hep ağlıyor ,acaba gülüyor görülenler mi çok ağlıyor , ağlıyor görünenler mi sonunda çok mutlu oluyorlar ,bir denklem adeta, kafasını karıştıracak o kadar çok duygu düşünce fikir dolanıp duruyor ki , işin içinden çıkmasına imkan yok, yardımcı olacak çevresinde kimseyi de bulamadı , minibüsten ineli yürüyordu , akşam güneşi iri portakal rengindeydi ve yavaş yavaş suya giriyordu , akşam kuşlarının gökyüzü resitali bu renk cümbüşü içinde istanbul'u daha güzelleştiriyordu, yüzüne gökten suya düşen renkler yansıyordu , şehrin telaşlı akşamı kim bilir hangi hikayeleri ile yüklü , gün iyice uzaklaştıkça bir müddet daha bu kızıl mor eflatun ışıklar şehrin camlarında gezinecekti kendisine heyecan katan düşlerini de çalarak...
Mustafa Kaya
29/09/2011
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendime Mektuplar
ContoGiderek metropolleşen güzel şehirlerimiz, insanı ve her birimizi yalnızlaştırmakta, bizleri bulunmaz canavarlara dönüştürdüğünü acıyla hissettirmekte. Oysa şehirlerimizin, insanı mutlu etmek, huzur ve güvende yaşatmak için inşa edilmiş olmaları gere...