Ertesi gün okuldaki kafeteryada elimi beline koyarak sarmaş dolaş bir biçimde kahve almaya gittim. Kız arkadaşlarıyla daha sıkı fıkı sohbet ederek üzerimdeki tutukluğu tamamen attım. Derslerin boş olmasını fırsat bilerek kafeteryadan onun elini tutarak okul bahçesine doğru yürüdüm. Boş banklardan birine oturarak ciğerlerimin oksijen bombardımanında yanmasına seyirci kaldım.
"İstediğin bu muydu?" diye sordum ona göz kırparak.
Ayşe ne dediğimi çok iyi bildiği halde anlamamazlığa vurdu.
"Neymiş ki istediğim?"
"Bu işte!" dedim gülümseyerek. Gözlerine dolmaya çalışan saçını kulak arkasına atarak yanağını okşadım. "Arkadaşlarına ne kadar ciddi olduğumuzu kanıtlamak!"
Avuç içimi öperek:
"Evet!" dedi. "Gözünün benden başkasını görmediğini herkesten önce bana doğrulaman..."
Işıl ışıl parıldayan güneş altındaki kahverengi gözlerin içine bakarak:
"Başkasına bakacaksa bu gözlerim kör olsun daha iyi!" dedim.
Gülümsedi.
Bir şey oldu aramızda. Tam olarak adını koyamadığım ama güzel olduğuna milyon kez yemin edebileceğim... Bu şey beni Ayşe'yi öpmeye zorladı. Daha fazla dayanamadım ve Ayşe'yi dudaklarından öptüm.
İlk öpücük... Günler, hatta aylar sonra rüyalarımdan fırlayıp gerçeğe dönüşen o muhteşem öpücük...
Tarifi mümkün olmayan o muazzam şey!
Yüreğim kanatlanıp adeta bulutların üzerine yükseldi. Ruhumu teslim ettim desem yeridir.
"Seni seviyorum!" dedim dudağımdaki çilek kokusunu tadarken.
"Seni seviyorum!" diyerek sözlerimi tekrarladı.
Üstümüzden bir bulut geçti usulca, güneşsiz bıraktı bizi birkaç dakikalığına. Kuşlar ağaçlarda şakımaya, çimenler rüzgârın ellerinde sağa sola kımıldamaya, yapraklar ağaçlarda asılı kalmaya devam etti.
"Seninle yaşlanmak istiyorum!" dedim gözlerim kampüste dolaşan gençlere takılı.
İç çekerek:
"Seninle ölmek istiyorum!" dedi.
"Onun için daha çok var, sen benimle hayatını tüket yeterli!"
"Biliyor musun?" diye sordu. "Bu seninle evlenmek istiyorum demenin tuhaf bir yolu!"
Duyduklarıma inanamayarak:
"Sana evlenme teklif etmiyordum ki?" dedim.
Gözlerini devirerek:
"Ben de öyle umuyordum!" dedi.
"İster miydin?"
"Neyi?"
"Benimle evlenmeyi?"
Güldü bir kez daha.
"Adam akıllı teklif edeceksen isterim tabii!"
Sol elimle çenemi okşayarak uzayan sakalımı sıvazladım:
"Dizlerimin üzerine çökmem gerekmeyecek değil mi?"
Avuçlarının arasına yüzümü alarak beni dudaklarımdan bir kez daha öptü.
"Evlilik teklifinin o şekilde gerçekleşmesini çok isterim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ve ÖLÜM
RomanceAh zavallı yüreğim Sen bir nehir gibi ağlamaya niyetlenmişken O sırça kulelerde altın işlemeli kuş tüyü yataklarda sabahladı. Sen uğruna ölümlerden ölüm beğenmişken O cennet bahçelerinde sensiz dünyaların seyrine daldı. Artık onun yeri ucuz kitapla...