Kış sonunda bitti, onun yerine tertemiz bir bahar geldi. Dallarda meyveler, ovalarda çiçekler peydahlandı. Sevgilim kampüste bol bol kelebek kovaladı, uğur böcekleri yakaladı. Ders arasında buluşmalar, birlikte kampüste dolaşmalar, göz göze gelmeler, yanak yanağa çekilen onlarca resim... Doğa bize en güzel şarkılarını söylerken üniversite günlerimin sonuna vardım.
"Baloya beni davet etmeyecek misin?" diye sordu bahar biterken.
"Mezuniyet balosuna seni davet etmek mi?"
"Evet!"
"Buna gerek var mı?" diye sordum masmavi bir gökyüzü altında.
"Tabii ki var! Beni davet ettiğini duymam gerek!"
Güldüm canımın içine.
"Benimle mezuniyet balosuna gelmek ister misin?"
Gözlerini kısarak boynuma sarıldı Ayşe.
"Tabii ki gelirim. Hem de seve seve..."
Saçlarından öperek:
"Seni seviyorum!" dedim. "Milyon kez de söylesem hep bir kez daha söylemem gerektiğini düşünüyorum!"
"Ben de seni çok seviyorum aşkım!"
Bu sözlerinden sonra dudaklarıma küçücük bir ödül kondurdu.
Tam üzerimizde cinsini hiçbir zaman öğrenemeyeceğim sarı bir kuş en güzel şarkısına başladı. Tatlı mı tatlı sesi beni kendimden geçirerek sevdiğime yeniden sarılmama neden oldu. Bedeninden yükselen parfüm kokusu başımı döndürdü adeta.
"Bir ömür sana sarılmak istiyorum!" dedim son derece mutlu bir biçimde. Avuç içlerimi sevdiğimin saçlarıyla evlendirerek, gözlerimi kapadım.
"Bir ömür boyu bana sarılacaksın hayatım!" dedi sevgilim. "Bundan şüphen bile olmasın!"
Ona her gün şiir yazmaya ve okumaya devam ettim. Ajandamın son sayfaları yazdığım şiirlerle haşır neşir olurken, her gece ay yükselmeye, yıldızlar karanlığı aydınlatmaya devam etti.
Bir gün o aradı beni, bir gün de ben onu...
Yazın sonunda yapacağımız evliliği düşünerek birbirimize hayallerimizden bahsettik. Büyüteceğimiz çocuklardan bahsederek onlara daha doğmadan roller biçtik. Birinin cinsiyetine erkek dedik diğerine kız, birinin adını Ömer koyduk diğerinin adını ise Ayşe... Erkeği askere gönderdik, kızı da üniversiteye... Biz ise cennete çevirdiğimiz yaşamımızda renkli fincanlarda sıcacık kahvelerden içtik.
Ne güzel hayallerdi bunlar? Parayla satın almak istesen bile bulamayacağın türden... Hiçbir mahalle bakkalında, kent alışveriş merkezinde bulamayacağın cinsten... Sakın aramaya kalkışmayın dostlar, eliniz boş dönersiniz evinize gerisin geri!
Her gece yüzüme taptaze bir ayın bıraktığı parıltı düşerken sevgilime onu sevdiğimi söyleyerek meleğimi mutlu ettim, o da kulağıma aşk şarkıları fısıldayarak gözbebeklerimin yanmasına, duygulanıp, içimi dökmeme neden oldu.
Odamın her santimetre karesi bu duruma şahit! Kitaplığımdaki tüm fantastik, korku, bilimkurgu ve aşk kitapları da şahitlik yapmaya niyetli... Bana inanmıyorsanız onlara sorabilirsiniz, ettiğimiz sohbetleri! Hepsi bir ağızdan ne kadar duygusal bir adam olduğumu söyleyeceklerdir ve ne kadar sevgi dolu olduğumu... Haydi sorun dostlar, sorun, çekinmeden sorun, nihayetinde saklayacak bir gıdım bile gizli saklım anım yok!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ve ÖLÜM
RomansAh zavallı yüreğim Sen bir nehir gibi ağlamaya niyetlenmişken O sırça kulelerde altın işlemeli kuş tüyü yataklarda sabahladı. Sen uğruna ölümlerden ölüm beğenmişken O cennet bahçelerinde sensiz dünyaların seyrine daldı. Artık onun yeri ucuz kitapla...