Küçükken büyümek Bölüm 1

552 26 7
                                    

Tan vaktiydi. Güneş küçücük pencereden içeri vuruyordu. Her pazartesi sabahı aynı koşuşturmaca, aynı acelecilik. Bir yandan gözlerini ovuştururken, diğer yandan çoraplarını giymeye çalışıyordu. Upuzun, kap kara Saçları dökülüyordu çoraplarını giyinmek için bacak bacak üstüne attığı dizlerinin üstüne. Arada bir gözlerinin Önünü kapatmasın diye eliyle geriye doğru atıyordu Işıl Işıl parlayan saçlarını. Telaşlı olduğu her halinden belliydi. Yine geç kalacaktı. Haftada bir gün dinlenmeye vakti kalıyordu ve o günde pazar dı. Öylesine huzurlu uyuyordu ki, masallardaki cücelerin uyandırmaya kıyamadığı gibi, uyandırmaya kıyamıyordu hayatının anlamı olan annesi. Hal böyle olunca pazartesi Sabahı saat zili defalarca çalardı ve sevda en son zil sesiyle birlikte yataktan kalkmak için bir hamle yapardı. Bundan sonrasında ise olabildiğince hızlı hazırlanıp evden çıkmalıydı.

Yaşlı sayılmayacak derecede, fakat hayatın vermiş olduğu zorluklara Göğüs germekten epeyce yıpranmış, ama tüm yaşanmışlıklara rağmen yüzünde belirmiş olan bir kaç çizgi dışında oldukça güzel bir bayandı Nazlı hanım. Koskocaman gözleri her ne kadar Yılların yorgunluğunu anlatmak ister gibi baksada mavinin derinliklerinde gizli Saklı bir yığın anıların olduğunu anlamak hiç te zor değildi. Sevda göz rengini annesinden almıştı, tek farkı daha parlak ve daha umutla Işık saçıyordu etrafına. Yaşı olgun denmeyecek bir yaş tı, fakat yetişkinmiydi? Evet, yetişkindi.  19 Yaşında nasıl yetiştiğini bilmeden Yetişkin olmuştu. Taa ortaokul yıllarında üstlendiği görevler o yaşlardaki bir çocuk için fazlaydı. Eve geldiğinde tek başına ödev yapmasından tutun da, sınavlara Hazırlanması, annesi için elinden geldiğince yiyecek birşeyler hazırlaması ve tek başına evde hem kendini hem de evini korumasına varana kadar bir çok işin üstesinden gelmeye alışmıştı sevda.

Çalışkan ve okul sorumluluklarını hiç ihmal etmeyen bir öğrenci olmasına rağmen, liseyi ancak bitirme şansı buldu. Üniversite'de okumayı çok istediği bölüm olan işletmeyi kazanmış olması bile bu sevincinin kursağında kalmasına sebep olmuştu. Annesinin bel ağrılarının artması, daha fazla ayakta durmamasını gerektirdiği için, zorakide olsa modaevindeki işini bırakmasına sebep oldu. Mahalle terzisinin yetiştiremediği bazı işleri, konu komşunun Dikiş nakışlarını evde yaparak, babadan kalma derme çatma küçük evlerinin bacasını tüttürmeye çalışıyordu zavallı kadın. Yaşama sebebi olan, umutları, yarınları, nefes alışı kızı Sevda'nın okumasını, meslek sahibi Olmasını Herşeyden çok istiyordu. Bu sebepten ötürüdür belindeki şiddetli ağrılarını sevdadan uzun zaman saklamıştı. Ta ki o güne kadar. Modaevinden hastahaneye Kaldırıldığı sevdaya söylendiğinde, sevda biraz daha çok Yetişkin olmuştu ve üniversite eğitiminin onun için bir hayalden öteye gidemeyeceğini anlamıştı. Günlerce konuşuldu bu konu, gecelerce tartışıldı. Annesi ne söylediyse nafileydi. Sevda kararını vermişti. Üniversiteye gitmeyecek, dışardan Eğitimini alacaktı; çalışıp eve Katkıda bulunacaktı. Önceliği Hayattaki tek Varlığı olan anacığıydı.

İş seçme veya beğenmeme gibi bir lüksü yoktu. Biran önce bir iş bulmalıydı ve eve katkı sağlamalıydı. Ancak böylece uzaktan eğitimin harçlarını da ödeyebilirdi ve annesine vermiş olduğu sözü yerine getirebilirdi. Sevda tüm mahalleli tarafından fazlasıyla sevilen, takdir edilen bir genç kızdı. Yüz güzelliği ruhuyla birleşmişti adeta. Onu tanıyan herkes onun iş bulması için seferber olmuştu. Ve nihayet ilk işine başlamıştı sevda. Belki çok fazla bir getirisi yoktu ama en azından umud edebiliyordu, çünkü yitirmekten ölesiye korktuğu tek şey ümitsizlikti. Mahallenin kırtasiyesinde işe başlamştı. Hüseyin amca yaşlanmıştı artık ve kırtasiye yaşlı eşiyle kendisinin tek geçim kaynağıydı. Hesabı iyi olan, atik, dürüst bir çalışana ihtiyacı vardı ve sevda onun için biçilmiş kaftandı. Okul saatlerinde kırtasiye tüm öğrenciler okulda olduğundan dolayı çok yoğun olmuyordu. Yoğun olan saatler genelde okula giderken veya okul çıkışlarıydı. Geri kalan zamanlarda açık öğretim derslerine çalışma fırsatı buluyordu, böylece bir taşla iki kuş vurmuştu. Hem akşamları okul için yapması gereken çalışmaları tamamlamış olmanın, hemde az da olsa eve katkıda bulunmuş olmanın mutluluğu ile evine huzurla dönüyordu.

Seni Sevmek...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin