Kalp çarpıntıları... Bölüm 2

313 18 3
                                    

Her gün hep aynıydı. Her sabah kalkıp, giyinip, koşar adımlarla evden çıkıp, ama mutlaka rıhtımdan geçip balıkçı kamil amcayla kısacık bir sohbet edip, dolmuş kuyruğuna girip beklemekti Sevda'nın sabah rutinleri. Pazartesi hariç hemen hergün rıhtımda kuşlara yem atacak vakit buluyordu. Mutlu oluyordu, martıları izlemek ona huzur veriyordu. Yiyeceğini alıp hemen ordan uzaklaşan kuşların ardından gülümseyerek bakıyordu. Gözlerine güneşin parlaklığı vurdukça kısıyordu o okyanus mavisi gözlerini. Değil ilk defa görenler, senelerce tanıyanlarda bakakalıyorlardı her seferinde gül cemaline. Onca yaşanmışlıklara rağmen, onca yıpranmalara karşın dimdik ayaktaydı. Su gibi, nefes gibi güzeldi. Zordu evet, hemde çok zordu. Hem çalışıp, hem eğitimini aksatmamak, hem de evi çekip çevirmek zordu. Ama hayat bu. Annesinin de sürekli söylediği gibi "Hangi kıyafet üzerine göre biçilmişse onu giyeceksin".

Şirkette ki işi zor olsada, Sevda artık çok alışmıştı. Her gün ne yapması gerektiğini biliyordu. Bir çok kişinin işini hafifletmeye çalışıyordu. Tarık Bey çok memnundu Sevda'dan. Sevda hangi görevi verirseniz verin itirazsız yerine getiriyordu. O kadar çok insan çalışıyordu ki bu şirkette, üçte birini bile tanımıyordu. Kendi bölümünün dışında, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az insan tanıyordu. İş çıkışları toplanıyorlardı. Sık sık bir etkinlik oluyordu iş yerlerinde. Ya bir akşam yemeği, ya hafta sonu gezisi, ya günü birlik kültür turları ya da müzikli eğlence yerlerine gidilirdi. Sevda her defasında bir bahane uydurarak katılmıyordu, çünkü bu gibi yerlerde giyinebileceği çok fazla şık kıyafetleri yoktu ve bu kıyafetler içinde fuzuli para harcamak istemiyordu. Yaşadıkları şartlar çok kolay değildi. Sevda hala üniversite eğitimi için harç ödüyordu, hasta annesini çalıştırmıyordu ve ellerinde kalanla yetinmeye çalışıyordu. Onun eğlencesi cumartesi akşamları mahallede ev toplantılarıydı. İki üç arkadaş bir araya gelip, bir paket çekirdek yiyerek müzik dinlemek veya köşe başında ki tarihi muhallebiciden bir kase muhallebi yemekle sınırlıydı. Ama mutluydu Sevda, huzurluydu. Hayat onun için annesinin bugün hiç bir şikayetim yok, çok rahat bir gün geçirdim ve bir tabak sıcak çorbadan ibaretti. Sevda'nın iki tane samimi Arkadaşı vardı. Ta ilkokul yıllarından arkadaştılar ve birlikte liseyi bitirmişlerdi. Nevin, biraz daha uçarı, aşırılıkları hayallerinden öte gitmeyen, çılgınlıkları ise mahallenin delikanlılarına Kaş altından bakmakla yetinmekten ibaretti. Nevin kalabalık bir ailenin 3. Çocuğuydu ve aile yapısı daha farklıydı. Oldukça asabi bir babanın kızıydı. Adamcağız da hayatın tüm yükünü omuzlamıştı adeta. Bir Maaş ile yedi nüfus geçindirmek çok kolay değildi. Neyseki ablaları liseyi bitirip konfeksiyonda Çalışmaya başlamışlardı. Az da olsa ev bütçesine katkı sağlıyorlardı. Nevin liseden sonra üniversite Sınavı'nda gerekli başarıyı gösterememişti ve okul hayatı böylece son bulmuştu. İş hayatında da aynı başarısızlığı devam etmişti. Liseden sonra bir dönem ablalarının yanında işe başlamıştı, ama bu işin kendisine uygun olmadığını düşünerek ayrılmıştı. Şimdilik evde ve ev işleriyle meşguldü. Nevinden küçük iki erkek kardeşi vardı. Biri altıncı, diğeri ise dokuzuncu sınıftaydı. Evde yüksek sesle müzik dinlemek en büyük tutkusuydu nevinin, tabiki babası eve gelene kadar. Diğer samimi çocukluk Arkadaşı ise Özlemdi. Özlem memur bir Baba'nın ve öğretmen bir annenin iki çocuğundan küçük olanıydı. Kendisinden 6 yaş büyük olan Ağabeyi kimya mühendisiydi ve Özlemde aynı Sevda gibi işletme okuyordu. Tek farkı Özlem uzaktan eğitim değil, örgün eğitim ile okuyordu. Özlem daha sakin, huzurlu ve anlayışlı bir aile de büyümüştü. Evlerinde herkesin düşüncesine saygı duyulur, herkesin fikri önemsenirdi. Bu üç kız çocuğu ilkokul sıralarında, Özlem onlara 5. Sınıfta katılarak, birbirleriyle arkadaş oldular. Zaman onların bir çok anıyı paylaşmasına, bir çok olayı yaşamalarına; çoğu kez birlikte ağlamalarına ve gülmelerine imkan tanıdı. Aralarındaki arkadaşlık sıkı bir dostluğa dönüştü. Herşeylerini ama herşeylerini paylaştılar. Acılarını, sevinçlerini, aşklarını, ayrılıklarını, evde ki olayları, maddi zorlukları, en önemlisi ise hayallerini.

Seni Sevmek...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin