Mahir bey bugün çok gergindi. Pazar Gününü dışarda, sahilde yürüyerek ve evde bulunduğu sürece Odasında kimseyle konuşmadan geçirmişti ve bir an önce pazartesi Olmasını beklemişti. Işlerini daha iyi takip ettiği şirkete değilse fabrikanın Yanındaki şirkete gitti. Araslada orda buluşacaktı, çünkü yeni fabrika Binasının işleyişi tamamen Arasa verilecekti. Böyleçe Nail bey bir nebzecik olsa mutlu olacaktı, çünkü Aras'ın artık sorumluluk alması gerektiğini hep savunuyordu ve Mahir beyde yeni işi ona vereceği konusunda sözünü tutmak istiyordu.
Şirketten içeri girdiğinde, her zamankinden daha hızlı hareket etmişti bu sabah ve kendisine 'günaydın' diyen tüm çalışanlara burun ucuyla selam vermişti. Çalışanlarda az çok bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındaydı. Mahir doğru odasına gitti ve ilk iş Kemal müdürü odasına çağırmak oldu. Daha sonra asistanından koyu bir kahve istedi. Kemal bey odasına geldiğinde çok ciddi oturan bir mahirle karşılaştı, öyle ki yerinden bile kalkmamıştı.
" gel Kemal, otur" dedi.
Kemal bey koltukların birine oturdu ve arkasına yaslandı. Kafası bir tarafa hafif eğik, Gözlerini kısmış bir biçimde oturan Kemal Mahir'in konuya girmesini bekliyordu. Aslında çok büyük bir şey olmadıysa, tema Tarık beyin tutumudur diye de aklından geçiriyordu. Evet yanılmamıştı Kemal. Konu Tarık'ın o akşamki Davranışları ve Mahir bunu sorguluyordu. Aslında Kemal beyde çok söyleyecek söz bulamıyordu. Yıllardır çalışanı olarak bir kez bile aşırı bir hareketini görmemişti. Mahir beyin tavrı çok kesindi ve Tarık'ı çağırttı odasına.Bütün haftasonunu Düşünceler içersinde geçiren Tarık bey pazartesi Sabahı iş yerine geldiğinde çok dalgın ve üzgündü. Yapmış olduğu yanlışın farkındaydı, ama istemeyerek ye olsa yapmıştı bir kere. Bu durumdan dolayı başına neler gelecekti, hiç bir fikri yoktu. Odasında oturmuş Fermanı'nın yazılmasını bekliyordu ki uzun sürmedi ve telefonu çaldı.
Arayan Kemal beyin asistanında ve Tarık beyin Mahir beyin odasına gitmesi söylendi. Olacaklardan bir hayli korkmuş ve üzgün bir şekilde gitti Tarık bey.Mahir beyin Odasında Kemal bey de vardı. Normalde odasına kim gelirse gelsin oturması için yer Gösteren Mahir bey bugün çok ciddi ve yüzünde hiç bir olumlu ifade olmadan, Tarık beyi ayakta bırakarak Konuşmayı Kemal beye bırakmıştı.
Mahir'e göre daha ılımlı olan Kemal bey:" Tarık bey, biliyorsunuz sizi hangi konuyu Konuşmak için çağırdığımızı."
Tarık 'evet' der gibi kafasını hafifçe salladı ve Kemal devam etti "Bu konuda sizden açıklama isteyecek değiliz. Bunun bir açıklamasıda yok zaten. Alt takımınızda çalışan bir ekip Arkadaşınıza karşı duygular beslemekte olduğunuzu Anladık, ama bunu o arkadaşımızı bu kadar üzecek ve rencide ederek dile getirmiş olmanıza anlam veremedik."
Mahir Kemal'in bu kadar sakin ve kelimeleri özenle seçerek konuşmasından daha çok rahatsızlık duymuştu. O aslında Tarık'ı yerden yere vurmak istiyor ve bu cüretinin ve Sevda'nın Gözlerinden süzülen her bir damlanın Hesabını sormak istiyordu. Daha fazla dayanamayıp konuya girdi, hemde Hiçte Mahir beye Özgü olmayan bir tavırla:
"Benim çatımın altında bulunan hiç farketmez kadın, erkek; benim gücümün güvenindedir. Sen o akşam benim gücümü denemek istedin." O esnada Tarık bir açıklama yapmak istedi, fakat Mahir lafı ağzına tıkayarak konuşmaya devam etti:
"Tarık bey. Muhasebeye gidin, tazminatınızı ve sözleşmeniz dolana kadar olan sürenin maaşlarını da hesaplatın ve şirketle olan ilişiğinizi kesin. Sizi artık burda görmek istemiyorum."
Tarık bey sanki şok yaşamıştı. Kızacaktı, hesap soracaktı, uyaracaktı ama bu kadarını hiç mi hiç beklemiyordu. Konuşup, savunma olmasada en azından özrünü dileyecekti. Altı yıllık kariyeri bir çırpıda yok olmuştu. Tarık bey o an sanki nutku tutulmuş gibi kalakalmıştı oracıkta. Birşeyler Söylemek istedi ama Mahir bey konuşması biter bitmez odadan çıktı. Tarık'a yaklaşan Kemal ise onu teselli edecek sözleri bulamıyordu. Elini omuzuna atarak:
" ah be oğlum. Ne diyeyim şimdi sana? Geri Dönüşü olmayan bir yerdeyiz. Elimden bir şey gelmez. Dur bakalım belki bir kaç gün sonra farklı düşünür."
Tarık telafisi imkansız hatasından dolayı kimseyi suçlayamıyordu ve sadece bir tebessüm ederek odadan çıktı. Odasına geldiğinde kendine ait özel eşyalarını topladı. Teslim etmesi gereken bazı evraklar vardı, onları Kemal beye verdi ve istifasını yazdı. Çok çok üzgündü. Olup bitenler her türlü hayatını etkileyecekti, ama daha da çok kafasını kurcalayan ve onu mutsuz eden konu; yıllardır en temiz Duygular beslediği insanı o akşam aşağılamış olmasıydı. Ona karşı hissettiklerini böyle dile getirerek, bu büyük Aşkın değerini düşürmesiydi. Iş yerinden çıkmadan önce son bir cesaretini toplayıp Sevdadan özür dileyip öyle gidecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmek...
RandomGüzel bir genç kizin çalistigi kurumda yaşadığı imkansız aşk ve olaylar.