three

1.3K 158 130
                                    

Oops

;)

Yataktaki sık kıpırtılarla rahatsız olup gözlerini kırpıştırdı Harry. Bulanık gözleriyle etrafa bakarken havanın daha yeni yeni aydınlanmaya başlamış olduğunu fark etti. Daha önce uykusu, alarm dışında, hiç bölünmezdi. Tabii Louis'den sonra ne ka- Aklına gelen şeyle durdu. Kafasını sinir bozucu(!) ayıcığı görebilmek için yavaşça sola çevirdi ve kahverengi tüyleri görmeyi beklerken yatakta kıpırdanıp duran bir beden görmesiyle hızla doğruldu.

Evinde bir erkek vardı!

Hatta yatak odasında!

Hatta ve hatta yatağında!

"Sen de kimsin?!"

Yataktaki beden korkuyla kalktığında altının çıplak olduğunu gördü. Yüzünden önce o taraf dikkatin çekmişti açıkçası. Bakışlarını yüzüne çıkardığında ise inkar edemeyeceği şekilde, etkilenmişti. Havanın hafif karanlık olduğu ortamda ilk dikkat çeken şey, normal bir insanın gözlerinden çok daha parlak olan boncuk mavi gözleriydi. Sonra sağ gözünü hafif kapatan tanıdık gelen kahverenginde perçemi ve dağınık saçları. Bakışlarını yüzünü tamamlayan küçük burnuna sonra da hafif aralık duran şekilli ince pembe dudaklarına indirdi. Boynunda ise siyah bir kurdele vardı(?). Bakışları daha da indiğinde üzerindeki kendi beyaz t-shırtünü gördü. Daha aşağısını yeterince incelemiş olduğu için kafasını yine yüzüne çıkardı. Dur bir dakika! Kendi tişörtünü giyiyordu. Harry gözlerini büyültüp tekrar genç çocuğun yüzüne odaklandığında ondan cevap bekliyordu. Çocuk ise kendisine şaşkınca bakıyordu.

"Evimde ne işin var?!"

"Şey," mırıldandı çocuk, sonra kendisine gelmek için kafasını iki yana salladı. "Yani cidden, beni tanımadın mı?"

"Tanımalı mıyım?!" Harry anlam veremedi, kimdi ki o? Sonra gözleri çok tanıdık gelen boynundaki kurdelede takıldı. Yok canım, olmaz öyle şey...olamaz, olmamalı!

"Ah Harry," dedi çocuk, göz devirdi ve iki elini yatağa dayayarak eğilip Harry'e yaklaştı. "Benim Louis! "

Bir anda kendisi yaklaşan sırıtan suratla hızla geri çekildi ve aceleyle ayağa kalktı.

"Öyle birşey olamaz!" diye itiraz etti Harry. Çok mantıksızdı! Etrafına bakarak ayıcık Louis'yi aradı. Nerdeydi bu ayıcık?!

"Ah, hadi ama Hazz. Başa mı döndük." Harry kendisine takılan isme mi yoksa ayıcıkla aynı olan sese mi şaşırmalıydı bilemedi. İsmi 'Louis' olan çocuk doğruldu ve tıpkı ayıcığın yaptığı gibi yatağın etrafında dolaşarak kendisine yaklaştı. Harry sırtını dolaba dayadı ve çocuğun yaklaşmasını bekledi.

"Benzemiyor muyum, Harry?" Kendi suratına gittikçe yakınlaşan kusursuz denebilecek kadar güzel olan surata baktı Harry. Tanrım, iyi hissetmiyorum.

"K-kime?" Kekelemesine engel olamıyordu. Ne kadar kafasını çekerse o kadar yaklaştırıyordu Louis.

"Ayıcığa Harry.." Nefesini üfleyerek konuştuğunda içinde birşeylerin kıpırdandığını hissetti Harry.

"Dur sana kanıtlayayım." Yüzünden uzaklaşan suratla derin bir nefes aldı ve gözlerini kısa bir an kapatarak nefesini verdi. Bacağında hissettiği ellerle ise dondu. Kafasını korkuyla eğdi ve ayağının üstündeki ağırlığa baktı. Tanrım! Çocuk tıpkı dün ayıcığın yaptığı gibi bacağına dolanmış bir şekilde kafasını kaldırıp çenesini de bacağına dayamış parlak gözleriyle kendisine bakıyordu.

oh, let me be your teddy bearHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin