Medya; lsjdjdnkdjdjdjfkduwhjajdnd
Merhabalar
Ve iyi okumalar ;)
'Keşke paraya ihtiyacım olmasaydı', diye düşündü Harry.
Son cümlelerini tamamladı ve işaret parmağını 'enter' tuşuna çarptırarak sıkıntıyla geriye yaslandı. Bu işe başladığı ilk gün ne kadar heyecanlı ve sevinçli olduğunu hatırlıyordu. Şimdi ise bu işi yapmaktansa evde Louis'nin dırdırını dinlemeyi yeğlerdi. Liam'a olan minnettarlığını anlatamazdı, sağolsun çok yardımcı olmuştu. Buna sözü yoktu ama, hep aynı şeyleri yapmanın, sıkıcı metinleri farklı dillerde okuyup yazmanın eğlenceli olmadığı açıktı. Sevdiği bir işi yapmadığını fark etmesi sonucu evden çıkmak istemiyordu. İç çekti ve dinlenirken telefonunu kontrol etti. Louis'nin teklifini kabul ettiği günün üzerinden bir hafta geçmişti. Hareketleri, Harry'ye göre, kötü yönde değişime uğramıştı. 'Sevgili olma durumu'ndan sonra Louis'nin hareketlerinin rahatlığı farklı bir boyuta ulaşmıştı. Bu bir hafta boyunca Harry'yi sıkıştırmaları iyice artmıştı. Harry bir bahane ya da uyarıyla ondan kurtulduğu zamanlarda ise, Louis Harry'nin telefonuyla birlikte ortadan kaybolmaya başlamıştı. Fakat Harry artık buna bir 'Dur!' demesi gerektiğinin de farkındaydı. Her iş dönüşü evde dinlenmesi gerekirken daha çok yorulması normal değildi!
Mesaisinin bitmesine on beş dakika kaldığını görünce derin bir nefes aldı ve verdi. Son kontrollerini yapıp toparlanmaya başladı. Bay Brown gelmeden ceketini eline almış çıkmak üzere olması gerekiyordu. Yoksa Bay Brown bir şekilde onu burada daha fazla tutmanın yolunu bulurdu. Bilgisayarı kapattı ve ayaklandı. Ofisinden çıkıp patronunun ofisinin önünden geçerken ona haber verip vermemekte karasız kaldı. Muhatap olmamanın daha iyi bir fikir olduğunu düşünüp adımlarını hızlandırarak binadan çıktı.
Harry evinin kapısına geldiğinde hava kararmaya başlamıştı. Salonun ışıklarını açık görünce gözlerini devirdi. Anahtarı girişe sokup kapıyı açtı.
"Ben geldim!"
Tamam, bu kadar yakınmayla böyle bir hareket pek uyuşmuyordu. Fakat Harry bunu yapmazsa daha kötü şeylerin olacağını biliyordu. Sevgili olmalarının ardındaki iş günü eve geldiğinde odasına kaçmaya çalışmıştı. Ama kötü şans -Louis- onu bulmuş ve tepesinden inmemişti. Gerçek anlamda inmemişti. Sonuç olarak ise Louis, Harry'ye her eve geldiğinde haber vereceğine dair nutuk çekmiş, üstüne üstlük söz verdirtmişti.
''Eve geldiğinde tıpkı bir evli çiftmişiz gibi bana söyleyeceksin! Sevgi sözcükleri kullan ki daha çok hoşuma gitsin! Hem sana 'Eve Hoşgeldin Öpücüğü!' verebilirim! Eminim bundan hoşlanırsın! Hem de evlenmeden önce örnek çiftler olabilmemiz için alıştırma yapmış oluruz! Bu alıştırmaların içinde seks de olacak tabii. Bana of'lama Harry!''
Evet. Aynen bunları söylemişti. Ve bunların hepsini zorla Harry'nin kucağına oturarak söylemişti. Çok zor zamanlar geçiriyordu Harry.
Duyması gereken ayak seslerini duymayınca merak ve telaş içinde kapıyı kilitleyerek anahtarı vestiyere fırlattı ve salona adımladı. Televizyon açıktı. Gözleri Louis'yi aradı ve televizyonun karşısındaki büyük koltuğa gözü takıldı. İnce krem rengi örtünün altındaki küçük bedene. Koltuğa adımladı ve yerdeki kumandayla televizyonu kapatarak koltuğun önüne çömeldi. Uyuya kalmış olmalıydı ama neden ayıcıkken?
Harry tereddütle elini kaldırdı. Sonra vazgeçip dizinin üstüne koydu. Bu bir haftanın yorgunluğu üstündeydi. Belki de fırsatı değerlendirmeliydi? Louis uyurken kendi de dinlenmeliydi belki? Ya da..
Çömeldiği yerden kalktı ve pikeyi yavaşça kaldırdı. Pikeyi koltuğun kenarına yerleştirip Louis'yi yavaşça kaldırdı. O kadar hafifti ki tek eliyle bile alabilirdi ama uyanmasını istemiyordu o yüzden dikkatli olmalıydı. Onu yatay şekilde göğsüne yaslayıp, elleriyle sırtından ve poposundan desteklediğinde haline gülmek istedi. Sanırım artık küçük kız çocuklarının evcilik oynarken oyuncaklarını bebekleri yerine koyduklarında nasıl hissettiklerini biliyordu. Odasına ilerlemeye başladığında Louis kısık sesler çıkarmaya başlamıştı. Hareket etmeye başladığında, Harry yürümeyi kesti. Louis gözlerini açmadan mırıldanırken bir patisini havaya kaldırdı. Bir süre Harry'nin kucağında gerinip ardında yüzüyle birlikte bütün bedenini Harry'nin göğsüne yapıştırarak hareketlerini durdurdu. Harry, yürümeye başlamadan önce gözlerini devirdi. Uykusunda bile rahat durmuyordu, Tanrı Aşkına!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oh, let me be your teddy bear
FanfictionArtık Harry'nin de bir oyuncak ayısı var. hikaye başlangıç tarihi: Temmuz 2016