Bölümü daha erken atabilmek için fazla tembelim üzgünüm.
Ve kuzenlerime mesaj; Sürpriziniz bölümün diğer yarısında kaldı. Sanırım biraz daha beklemek zorundasınız. Ama çok bekleyeceğinizi düşünmüyorum.
Çünkü gençler bölümü böldüm. Çok uzun bir bölüm olacaktı normalde fakat baktım bu bitmeyecek ve siz de okuyamayacaksınız, bir gızın tavsiyesiyle bu kararı verdim :)
İyi okumalar ;)
Louis rahatsız edici ışık yüzünden buruşuk bir suratla gözlerini araladı. Gözlerini tam açmadan ışığın kaynağını aradı. Bakışları pencereyi bulduğunda gözlerini kapatıp içinden göz devirdi. Harry perdeleri açmış olmalıydı çünkü yanında değildi. Ofladı ve insan bedenini gererek yatakta yuvarlandı. Neden böyle mutlu (!) bir sabahta Harry ile yatak keyfi yapamıyordu? Neden Harry'nin kıçı yerinde duramıyor ve tembellik yapamıyordu? Bildiği kadarıyla bugün tatildi ve erken kalkmak da neyin nesiydi?! Tanrı Aşkına saat kaçtı ki?! Louis yüzünü gömdüğü Harry'nin yastığından ayrıldı ve tekrar yatakta yuvarlandıp komidindeki dijital saate baktı.
09:27.
Gerçekten mi?
Cidden? Harry ciddi miydi?
Louis inledi ve örtüyle boğuşarak yataktan kalktı. Kambur bir şekilde odadaki ikinci kapıya ilerlerken Harry'ye ne yapabileceğini düşünüyordu. Ona 'Bütün Gün Louis'yi Sırtında Taşıma Cezası' verebilirdi. Ya da onu taciz edebilirdi, evet. Tabii ilk önce Harry'yi bulmalıydı. İşini halledip lavaboda ellerini yıkarken aynada kendine baktı. Her bir yana dağılmış saç tutamları gözüne çarptığında onlara sadece bakmakla yetindi. Çok komik göründüğünün farkındaydı fakat elini kaldırıp onları düzeltemeyecek kadar üşengeç hissediyordu. Banyodan ve odadan ayrılarak merdivenlere yöneldi. Aşağı indikçe yoğunlaşan kokuyla Harry'nin mutfakta olduğunu düşündü. Mutfaktan girdiğinde ise masa hazırlanmış, Harry ise ocak başındaydı. Tabii Harry tişörtsüz olsaydı daha güzel bir manzara olabilirdi.
Harry arkasında bir hareketlenme hissedince elindeki tavayı ocağa bıraktı ve kafasını geriye çevirdi. Görmeyi beklediği şey ise kendisine somurtarak bakan kirpi bir Louis değildi. Kesinlikle. Kendisini gülmemek için zor tutarken Louis'nin daha da somurttuğunu gördü.
"G-günaydın Louis. Bu halin de ne?"
"Gün falan aymadım Harry! Ne varmış halimde hem?!"
Harry tekrar ocağa döndü ve gülerek konuştu.
"Hiç, Kirpicik. Sadece aynaya bakıp bakmadığını merak ediyordum da."
Louis en başta anlamasa da sonra gözüne gelen perçemle saçlarından bahsettiğini anlayarak ellerini saçlarının arasına soktu. Daha çok karıştırarak elleriyle yatıştırdığında sinirle Harry'ye ilerledi.
"Bırak şimdi saçlarımı! Neden bu saatte ayaktasın bana onu söyle!"
"Ne demek 'Neden'? Kahvaltı hazırlıyorum Louis?"
Louis oflayarak Harry'nin koluna yapışarak çekiştirmeye başladı.
"Ne kahvaltısı Harry?! Bugün tatil! Bugün tembellik günü! Bırak şunları ve benimle gel hadi! Yatak keyfi yapacağız! Belki de sabah seksi, ha?"
Harry Louis'den kurtulamayacağını bir kez daha anlayarak elinden tavayı bırakarak ocağı kapattı.
"Ne saçmalıyorsun Louis?! Böyle şeyler yapacağımızı sana düşündüren ne, söyler misin?!"
Louis koca bedeni mutfaktan çıkarmaya çalışırken inatlaşmadan durabildi mi? Tabii ki hayır.
"Elbette yapacağız! Çok güzel günlerimiz olacak, sen bir yerinde dursan! Hangi akla hizmet bu kadar erken kalkıyorsun! Hayır madem erken kalkıyorsun, neden uyumama izin vermeyip perdeleri açıyorsun, lanet olası?! İşte sırf bu yüzden benimle geliyorsun ve sevişiyoruz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oh, let me be your teddy bear
FanfictionArtık Harry'nin de bir oyuncak ayısı var. hikaye başlangıç tarihi: Temmuz 2016