eight

1.3K 155 184
                                    

Herkese teşekkür etmeliyim öncelikle,

Hikâye 1K olmuş. Ama ne demem gerektiği hakkında bir fikrim dürüst olmak gerekirse yok ;P Şaşkın olduğumu söyleyebilirim çünkü bu hikâyenin fark edileceğini bile düşünmemiştim sadece bir anda gelen istekle paylaşmıştım. Beni ve BooBear Louis'yi mutlu ettiniz, tekrar teşekkür ederiz :)

Bu bölümü beğenerek yazdım :)) İnşallah sizde beğenirsiniz

Yazım hatası varsa üzgünüm.

İyi okumalar ;)

Louis hiçbir zaman düşünmezdi. Anı yaşamakta o kadar iyiydi ki, aklına her eseni yapardı. Sonuçlarını asla düşünmezdi. İlgi mi çekmek istiyordu? Yapardı. Bir oyuncakçıya, orada tıkılıp kalacağını düşünmeksizin, girip insanları mı gözetlemek istiyordu? Onu kimse tutamazdı. Louis bu tavırlarıyla iyi bile hayatta kalmıştı. Hiçbir istediğini elde edememiş değildi. İstediğini almak için kılını bile kıpırdatmasına gerek yoktu.

Ama bu sefer öyle olmamamıştı.

Kıvırcık'ın dikkatini çekmek için uğraş vermesi gerekmişti. Ki, görevliler tarafından, önüne başka bir ayıcık koyulup, kendisinin bir adım arkaya konulması hiç de işine yaramamıştı. Tabii ki bu Louis için yeterince büyük bir engel değildi. Sonuç olarak istediği şeye ulaşmış ve işte buradaydı.

Eh, elbette Louis'nin istekleri burada bitmemişti.

Kıvırcık Saçlı Adam'ın bu kadar zor ve inatçı olması umurunda değildi. Azıcık uğraşsa ona istediğini yapabilir ve yaptırabilirdi, Louis. Ama onu hem tanımak istemiş, hem de, ilk defa ciddi düşündüğü için, aceleye getirmek istememişti.

Artık sıkılmaya başlaması da bir gerçekti, tabii. En azından şu 'duyguları ortaya çıkarma' işini erkene almalıydı. Onu bir an önce avcunun içine almalıydı. Şu birkaç adımlık planından sonra ne kendisi Harry'siz yapabilecekti, ne de Harry'nin kendisinden farkı kalacaktı.

Harry onu mutfağa çekiştirirken onun arkadaşları gittikten sonra -bir an önce onları göndertmeliydi- işe başlamayı aklına not etti ve Kıvırcık'a ayak uydurmaya çalıştı. Harry mutfağa girdiğinde arkalarından kapıyı kapattı ve sinirle kendisine döndü.

"Louis!"

İsmini Harry'nin ağzından duymanın keyfiyle "Efendim?" dedi.

"Neden yerinde duramıyorsun, lanet olası?!"

"Böyle konuşman beni üzüyor Harry."

"Söz dinlememen beni çıldırtıyor Louis!"

Louis sevimlice gülümsedi ve tatlı bir ses tonuyla konuştu.

"Ama sonuçta bir sorun çıkmadı değil mi?"

"Bir sorun çıkmadı mı?! Bizi sevgili sanıyorlar farkında mısın!"

Harry, çıldırmış gibi bir sağa bir sola dönüyor, konuşurken kollarını oraya buraya sallıyor, burun delikleri büyümüş, kızgın bir boğaya benziyordu. Louis onun bu haline tepine tepine gülmek istiyordu ama şuan üzgün olması gerekiyordu.

"Benimle sevgili olmak o kadar mı kötü Harreh?"

Harry, omuzlarını düşürmüş, kafasını eğmiş ve kirpiklerinin altından kendisine kaçamak bakışlar atan çocuğa baktı. Tanrı aşkına, bu çocuk aynı zamanda oyuncak bir ayıydı. Ahh! Dur. Harreh mi? Harry iç çekti ve parmaklarıyla burun kemerini sıktı.

"Konumuz bu değil, tamam mı? Önemli olan artık kafana göre hareket etmeyi bırakman ve beni dinlemen. Bir kere de bana itaat etsen ne olur sanki!"

oh, let me be your teddy bearHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin