Merhabah!
Bu bölümkü cosplay sahibi bugsyboke diliyorum ki beğenirsin?
Çünkü bölüm uzadığı için bu konudaki Harry'nin tepkileri sonraki bölüme sarktı...
İyi okumalar!
Harry gözlerini yavaşça aralayarak daha tam olarak aydınlanmamış olan odasına baktı. Mahmur haline rağmen uykuya dönmek yerine yatakta kıpırdanıp kollarının arasındaki Ayıcığa sarıldı. Zaten iğne üstünde olan uykusundan uyandığı gibi beynini sarmıştı sıkıntılı düşünceleri.
Yıllardır çalıştığı işinden kovulduğuna inanamıyordu.
Kendini, kollarındaki Ayıcığının da getirisi, küçük bir çocuk gibi hissetti. Yüzündeki buruşuk ifadeyle sarıldığı yumuşak bedenin tüylerine yüzünü gömerek gözlerini kapattı.
Ancak uyuyamadı.
Uzun bedeniyle geniş yatağında küçülebildiği kadar küçüldü ve üzerlerindeki yorganı kafasına kadar çekti.
Sanırım ağlamak istiyordu.
Louis küçük kıpırtıların yanı sıra hissettiği sıkıntıyla içinin daraldığını farketti. Gözlerini araladığında karanlıkla karşılaştı, ancak bunun nedeni havanın karanlık olması değildi. Nefes de alamadığını hissedince olduğu yerde çırpınarak kafasını çıkarmaya çalıştı yorganın altından.
Partilerini yorganın dışına ulaşmak için kaldırırken bedenine sarılı kollar daha da sıkılaştı.
"Harry?"
Gözleri karanlığa alışmaya başlarken Harry'nin tüm yüzünü daha net seçebilmek için gözlerini kırpıştırdı. Çatık kaşların kırıştırdığı alınla, büzülü dudakların titremesi Louis'nin gözlerinin hemen açılmasına neden oldu.
"Harry... Ne oldu?!" Patilerini yanaklarına koyarak onu sevdi. "Bana bak n'olur!?"
Küçük çocuklar gibi kafasını iki yana sallayarak yüzünü daha çok Louis'nin karnına gömmek istedi. Ama Ayıcık çoktan onun kafasından destek alıp doğrulmuştu. Üstlerindeki yorganı itekleye itekleye açmayı başardıktan sonra Harry'nin kolları arasında olmayı umursamadan oturdu Louis. İçi sıkıntıdan patlayacaktı sanki!
"Harreh," Patilerini saçlarına koyup okşamaya başladı. "Anlat bana..."
Harry konuşmamakta ısrar ediyordu, çünkü söyleyecek pek bir şeyi yoktu. Bir anda gelmişti ve tek istediği biraz rahatlamaktı. Bu yüzden kafasını kaldırarak gözlerini Louis'nin karar gözlerine dikmekten fazlasını yapmadı.
"Tamam, şöyle yapalım." Harry'nin yanağına yaslanıp yavaşça konuştu. "Sarıl bana, iyi hissedeceksin."
Harry gevşek bir şekilde duran kollarını Louis'nin sırtına sarıp kendine çekti. Yanağında ve saçlarında gezinen yumuşak tüylerle iç çekti. Bu sayede aldığı nefes, sanki yemyeşil bir ormanla, masmavi suların arasında bir yerde kalan tertemiz bir havayı içine çekmiş gibi hissettirdi.
Sanki etraflarını saran iki ferah rengi solumuştu.
İstemsizce kapanan gözlerinin ardından Ayıcığın soğuk burnunu şakaklarında hissetti ve Louis ona kendince bir öpücük vermiş oldu.
"İyisin değil mi Harry?"
Kıvırcığı sessizce kafasını sallayınca gülümseyerek ona sarılmaya devam etti. Sessiz bir bekleyişin ardından Harry gözlerini yavaşça araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oh, let me be your teddy bear
أدب الهواةArtık Harry'nin de bir oyuncak ayısı var. hikaye başlangıç tarihi: Temmuz 2016