- My heart -

93 6 1
                                    

                       - Filiz -

"Ahh.. aynayla konuşan bahtsız yüzüm,uğruna ağlanacak bir adama mahkum"

Ne zaman olduğunu hatırlamayacak kadar uzun bir yaşamım oldu mu acaba,diye düşünerek bıraktı elindeki aynayı saçındaki iki tel beyazı düşünerek karşısındaki dolabın rafına.Çocuklar kalktı mı diye bakmak için, kafasındaki düşünceleri bir kenara koyarak odalarına doğru yöneldiğin de kızı Deniz'in yanında uyuduğunu hatırladı gülümseyerek.
Oğluşum kesin kalkmış okulun dün vermiş olduğu tabletin tadını çıkarıyordur diye içinden geçirmesine ramak kalmışken gözgöze geldi Kadir'le.Yakaladım seni diye seslendi kısık sesle sadece ikisinin duyacağı bir tonla..Mert misafir odasında uyuyakalmıştı izinli olduğu hafta sonları yaptığı gibi.Kıyamamıştı uyandırmaya üstüne ince bir örtü serip izin vermişti uyumasına...

Günaydın aşkım uyanmışsın.
Kadir: şimdi kalktım annecik.babam da icerde spor haberleri izliyor.benimle konuşmadı hiç,dün çok kızmış galiba bilgisayarımı kurcalarken gördü ama sesini çıkarmadı.

Filiz: oğlum senin yüzünden babanla tartışmaktan bıktım,biraz dikkat etsen şu bilgisayar işine baban varken oynamasan ne olur,şimdi bana da tavır yapacak.

Kadir:tamam annecik söz daha az bakacağım,bir oyun yüklüyorum bitsin kalkıp ders calışacagım.
Bu arada Mert sesleri her nasılsa duymuş ve yanlarına gelmişti,hiç tepki vermedi ve sadece sinirlendiğindeki garip yüz ifadesini takınıp giderken filiz arkasından sana da günaydın tatlım diye yarı üzgün,yarı kızgın bir ses tonuyla seslendi...

Sanki çocuklarla akşama kadar sen uğraşıyorsun diye iç geçirdi.Bıktım sizin bu kavgalarınızdan,daha dün vermişler okuldan bilgisayarı ne olur biraz baksa..diyecekti ki Mert'in kâti tavrından hiçbir şey elde edemeyeceğini hatırlayıp amaaan diye düşünüp sustu.Aman yâ her pazar aynı muhabbet oğlum hep senin yüzünden bu adamla atışıyoruz diyerek mutfağa doğru yöneldi.
Bu kadar karışık duygu gelgitleri arasında yapması gereken işler bekliyordu sırayla.Önce bi karınlarını doyur,evi topla,kirli çamaşırları makinaya at,temizleri güzelce istifle,sonra bir tarafta çocuklar, bir tarafta Mert..offff...senin pazar iznin var be adam biz her gün işteyiz.
Gerçi bir keresinde böyle içlenmişti de" ben sizler için başkalarının ağız kokusunu cekiyorum,senin gibi ailemin ihtiyaçlarını karşılamıyorum...Senin ki aşk olmalı benim ki sadece bir iş ve bildiğin üzere ağır bir iş, diyerek susturmuştu kocası....

Ev de olduğu her sabah tüm aile bireylerini aynı masa da isterdi Mert.Ayrıca marketten alınan şoklanmış değil,pazardan özenli seçilmiş kızartmalık pateteslerin kızartılması kural gibi bir şeydi.
Kocasıyla beraber baştan sona yazılsa korku,macera,romantizm gibi unsurları içeren başyapıt olacak bir roman kıvamında zor bir evlilik süreçleri olmuştu.

Dile kolay onbeş yıl...tanışmaları bile normal sayılmayacak düzey de olmuştu.

Filiz:haydi bakalım sofraya
Çocuklar kalkınca klasik olarak yemek öncesi eylemlerini yaparken tek tek ilgilenmeliydi masaya getirmek için.Kadir odasında bilgisayarda oynamış olduğu oyunun pratiğini zihninde yaşarken ateş oyunuyla,deniz ise daha dördüncü yaşının ortalarındayken, şimdiden annesinin kahvaltı hazırlamasına yardım ediyordu.

Mert:hadi oğlum masaya,her yemek öncesi oynamak zorundamısın bu oyunu
Kadir: tamam baba

Hayatın tüm meşgalesini bir kenara koyup,aile  hissinin tavan yaptığı yerdi yemek masası.acaba filiz için de böylemi diye düşünmeden edemedi mert.

İki farklı hayatın tanışmasından kurulan bir aile.yetiştirilme tarzları tamamen farklı iki kişinin kurduğu,bu yüzden sürekli bir çatışma halinde geçen yıllar çok yormuştu adamı.

Çok sevmişti filizi,içi yalanlarla dolu bir zorlayışın ardından da sevdirmişti kendini.Hayal gibi geçen iki yılın ardından garip bir nişan bir o kadar enteresan düğün...
Tamamen sol görüşe sahip bir aileyle, o zamanlar filiz'in görüşüne göre aşırı islamcı diyebileceği, Mert'in ailesinin birleşimi de,o kadar zor olmuştu tabii ki.

Mert:Bugün annemlere gidelim,uzun zamandır uğramadık, telefonda konuşurken kırgınlığını hissedebiliyorum.Çocukları sorup duruyor tatlım.

Nedense babamlar değil de, annemler diyordu Mert.Buna anlam veremezdi ilk zamanlar,ağız alışkanlığına verirdi filiz.Oysa Mert hayat görüşü olarak babasıyla aynı düşünse de yaşantı olarak zıt bir durum sergiliyor ve bu sebepten babasıyla sürtüşüyordu daha bundan 4 - 5 yıl öncesine dek.Gecen yıllar ikisinin de düşüncelerini sabit kılmış ama birbirlerine karşı yumuşatmıştı sanki..

Filiz: tamam tatlım bugün gidelim, ama önce kadir'in saçları uzadı, bir kuaföre götür sonra hazırlanır gideriz...

-  Mert ve Filiz'in Hikayesi -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin