- aşk-ı muamma -

51 2 0
                                    

" İnsanlar seni sevsin diye değişme
Kendin ol, doğru insanlar seni sevsin."

Dükkandaki işlerini bitirip etrafı kolaçan ettikten sonra kasadaki parayı sayarak ,günlük hasılatı defterine yazıp,her zaman ki gibi akşam namazını kılmak için mahallenin camiisine giden babasına, geldiğinde eksiksiz teslim etmek üzere( kendine ait yevmiyesini ayırıp) parayı cebine koyan mert,masanın üzerindeki cep telefonundakı hızlı arama kısmını bulup, "tatlım" nickiyle kaydettiği filizi aradı.

İş çıkışı izin alabildiği her akşam, mahallesindeki çok güzel büyük bir bahçesi olan,içerisine simetrik olarak yerleştirilmiş dört kişilik ahşap masaları ve akşamları ışıl ışıl olan küçük yapay şelaledeki suyun havuza akarken çıkarmış olduğu o coşkulu sesi müzik kadar terapi görevi görüyor, filiz ile sohbet ederken günün yorgunluğunu en azından kafa olarak
attığını hissediyordu.

Gerçi terapiste ihtiyacı yoktu o yanındayken,çok iyi geliyordu onunla konuşmak."nasılsın tatlım?" diye sordu sevgilisine.Bu ara anne ve babası klasik içi boş sebepleri büyütüp birbirlerine küsmüşler,onları barıştırmak kızların marifetlerine kalmıştı yine.Zaten kendilerine sıra gelmiyordu bir türlü başka mevzuları konuşmaktan."bu hep böyle olacaksa işimiz var"diye düşünmeden edemedi filiz içini dökerken bir taraftan.

"Kocaman insanlar yarın barışırlar sende üzüldüğünle kalırsın"diye moral verirken, konuya nasıl gireceğini tartıyordu daha önceki günlerde olduğu gibi.Filizin içlendiğini görünce "galiba susup içini dökmesini beklemek en iyisi " diye düşünürken, garsonun bıraktığı çayını yudumladı.
........... O ..............

"Huzurlu bir aile ortamında yaşamak, hemen her çocuğun en çok ihtiyaç hissettiği hususlardan birisidir.Özellikle kişilik yapısının şekillendiği "ilk çocukluk döneminde" çocuğun huzurlu bir aile ortamında bulunması psikolojik gelişimi açısından büyük bir önem taşımaktadır. "Huzurlu aileden" kastımız ailedeki her ferdin kendisini değerli hissettiği, ailenin bir parçası olmaktan ötürü mutluluk duyduğu ve kendisini rahatlıkla ifade edebildiği ailelerdir.

Huzurlu aile fertleri arasında kuvvetli bir sevgi ve saygı bağı olduğu için bu ortamlarda yetişen çocuklar ruhsal yönden güçlü ve dengeli bireyler olmaktadır. Hayattaki sıkıntılar karşısında dirençli ve dirayetli olan bu çocuklar çoğunlukla toplum tarafından yüksek bir kabul görürler.

Hemen her ailede zaman zaman bazı çatışmalar - gerginlikler yaşanabilir. Bu tarz çatışmalar normal olduğu gibi çocuğun psikolojik durumunu da fazla örselememektedir. Fakat bu çatışmaların çok sık tekrarlanması ve eşlerin birbirlerini boşamakla veya öldürmekle tehdit etmesi çocuğun ruhsal dünyasında büyük fırtınalar koparmaktadır. Çocuklar bu tarz kavgaların mahiyetini tam olarak kavrayamadığı için en kötü - en karamsar senaryolarla yaşadıkları bu durumu değerlendirirler. Anne ve babasının ayrılacağını, onu terk edeceklerini, bundan sonra yalnız kalacağını vs ... düşünür. Hatta bazen de anne ile baba arasındaki kavganın sebebinin kendisi olduğunu bile düşünür.

İlk çocukluk" döneminde çocuk tamamıyla ailesine muhtaç olduğundan dolayı, aile içindeki tüm kavgalara katlanmak zorundadır. Her seferinde şahit olduğu bu travmatik sürtüşmeler onun iç dünyasında derin yaralar açar. Bunun da neticesinde çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemler oluşmaktadır. Bu çocuklar aile içindeki huzursuzluktan kaynaklanan "negatif enerjinin" etkisiyle zaman zaman anti-sosyal davranışlar sergileyebilirler. Bazen öfke nöbetleriyle, bazen deetrafındaki eşyaları kırıp-dökerek iç dünyalarında biriktirdikleri öfkeyi kusarlar. Çocuk bu davranışları sergilerken aslında ailesini protesto eder gibidir.

Sürekli kavga eden ebeveynler, psikolojik olarak çok yıprandığından dolayı çocuklarıyla ilgilenecek gücü kendilerinde bulamazlar. Bu durum çoğu kez "çocuğu ihmal" edecek dereceye varır. Ebeveynin bu ihmali çocukta yoğun bir şekilde "değersizlik" duygularına yol açmaktadır. Kendisini değersiz gören çocuk zamanla içine kapanır, korkak ve ürkek olur. Bazen değişik tikler edinir. Sosyal uyumu zayıf olduğundan insanların arasına karışamaz.

-  Mert ve Filiz'in Hikayesi -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin