- Aşk fedâkarlıktır -

64 1 0
                                    


"Benim bildiğim aşkım tâbiri sadece bir kişiye söylenir"
.........

Filiz ile bugün konuşulanlar ,aslında mert'ten çok ailesinin istekleri mi, yoksa kendi hayat görüşü mü,kendisi bile karar
veremezken, içine düştüğü durum canını sıkıyordu açıkcası.

"Bu içinde mekan tutan karamsarlıkları aşması için, nasıl bir yol izlemeliydi bilmiyordu."

Şu an emin olduğu tek şey; ruhuna, bedenine ve tüm hücrelerine nüfus eden, bir insanı sevebilme dürtüsünden öteydi,oysa kendisine sorulsa tek istediği,sevgilisiyle bir aile kurmaktı  fazla beklenti içinde olmadan.Sonraki zamanlar zaten karşılıklı anlayışla çözülebilecek kadar gayet yeterli" bir ömür" değilmiydi zaten.Daha aileleler tanışma noktasına gelmeden,filiz'den alışkın olmadığı bir fedâkarlık istemek zorunda kalmıştı.

......Akşam için arkadaşlarıyla halı sahada yapacakları maç öncesi toplanarak,güzel bir mekânda oturup sohbet edeceklerdi,her hafta sonu yaptıkları gibi.
Saatine bakıp,hazırlanmak için daha zamanının olduğunu görünce,
eve gitmeden önce mahalle kıraathanesinde kim var kim yok bir bakıp, gazetelere göz gezdirme niyetiyle yolunun yönünü değiştirip, mekana doğru yürümeye başlamıştı.

"Esselamun âleyküm"diyerek içeri girerken bir an masalarda çevrilen okey ve batak gibi, kendisinin de çayına da olsa iştirâk ettiği, bir nevî kumarın sahiplerine verilen ALLAH'ın selamı,farkında olmadan yaratıcının varlığına yapılmak istenen hürmetten çok,saygısızlık mıydı ve bu bir tezat'mıydı düşünerek arkadaşlarının çevirmiş oldukları "banko'lu okey" oyununa yancı konumuyla 5.olarak boşta olan sandalyeye otururken,bu seferde "bol şans" arkadaşlar derken geçirdiği tereddüte gülümsedi..

Askere gidene kadar, sırf ailesine inat olsun diye yaptığı aktivitelerden biriydi kahve hayatı,lise yıllarında okulu asıp saatlerce arkadaşlarıyla (okey oyunu) fayans dizerdi.Ayrıca sigaraya başlama yaşı da aynı döneme denk geliyordu.
Babasının çocuklarına karşı belirli kuralları vardı.Akşam eve en geç geliş saati 22:00 dı mesela.Tabii ki mert bu kuralı defalarca çiğnemiş ve cezalandırılmıştı, hatta bir keresin de " o gün için " eve bile alınmamıştı. Asker sonrası daha olgunlaşmış bir mert vardı açıkcası.Düzenli bir şekilde çalışıyor, artık onu yanlış şeyler yapmasına olanak sağlayacak kişi ve ortamlardan ise uzak duruyordu.

Mert biraz yerime bakarmısın" diyerek sigara almak üzere karşıdaki büfeye gitmek için ayaklanan arkadaşının yerine oturmuş ve kırmızı 8 e ara taş'a okey dönerken,kafasında bir dönence gibi hep aynı noktaya varan sâbit düşüncelerinden sıyrılıp, arkadaşlarının ıstakalarını devirerek "aga bu oyunu bi öğretemedim size" sözleriyle,gelen arkadaşına show'unu yapmış olmanın gururuyla yancı konumuna geri dönmüştü.

.........

Babası her zaman ki gibi kapısını tıklatıp ,sabah namazı için uyandırdığında biliyordu ki çok zor gelse de kalkması lazımdı."ama senin için kalkıyorsam ne kıymeti var ki baba yâ,bırak ta kendi isteğimle kendim istediğim zaman başlayım namaza" diye söylenerek yatağından kalkarak abdest almak için lavaboya doğru giderken evin diğer ahâlisi de ayaklanmıştı çoktan.

Ailesiyle olan biteni konuşacak mecâli yoktu.Bu zamana kadar hayatıyla alâkalı kararları hep babası almıştı .Oysa istediği yaşam standartı bu şekilde değildi.Filiz ile olan ilişkisin de karşısına çıkan beklentiler ailesinin isteklerinden oluşmaktaydı.Bundan dolayı anne ve babasıyla kendi düşüncelerini konuşmanın sadece daha fazla kriz yaratacağını bildiğinden filize bu durumu paylaşmış,sonrasında gecen yaklaşık üç haftalık süreçteki görüşmelerinde bu konu üzerinde bayâğı konuşup tartışmışlardı.

-  Mert ve Filiz'in Hikayesi -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin