"Sarmalar hatırâlar beni,
Ellerimi,dilimi çözer.Rezil olur,yetmez düşünmeler,
Say geriye..başlasın artık.Nem var nem yok, atıp içimden,
Beni sundum sana,cânı gönülden,Söylemenin bir anlamı var elbet;
Biliyorsan utanmayı..........
Aklında; onu delip geçen düşünceleri,fikrindeyse kocaman,sanki sonsuz bir boşluk vardı.Ağzından dökülen cümleler iki büklüm olmuş,karşısınki şeytan kılıklı adama bakıyor "nasıl evlendim seninle ben! İnanamıyorum kendime" diye aklından geçirirken, içten içe kendini yiyip bitiriyordu elif...
Satılmış:anlamadım hayatım bir şey mi söyledin?
Elif: bak hâlâ hayatım diyor yâ...Hayat mı bıraktın, kendi hırs ve nefsini doyurmak için mahvettin hepimizi..
Satılmış:hepsini düzelteceğim hayatım..Ama babanı iknâ etmen lazım köydeki tarlaları sattırmak için; yoksa ödeyemiyeceğiz borçları.
Elif:Allah'ım hâlâ tarla diyor yâ!senin yediğin nanelerin cefâsını niye biz çekiyoruz...Ablana niye gitmiyorsun,annene ya da durumları var biliyorsun..
Satılmış: bizim o kadar paramız yok diye kestirip attılar biliyorsun..Görüşmüyorum onlarla..
Elif: bu işi nasıl bu hale getirdiysen aynı şekilde ,ne yapıp edip düzelteceksin.Mert'i galericilerin elinden nasıl alacaksın...Senin kulladığın arabanın hesabını neden sana sormuyorlar anlamadım..
Satılmış:kalan parayı istiyorlar,biraz önce galericiyle konuştum.
....Adamlarla görüşmeye gittiklerin de satılmış'la değil mert ile konuşmuşlar sonrasında çıkan arbede'den faydalanarak satılmış bir fırsatını bulup kaçmıştı.
Mert adamları ömründe ilk defa görüyordu,hatta satılmışın araçlarını bir defa bile kullanmamıştı. Zaten kendi aracını almak gibi bir durumu olmamıştı bile.Ancak sürekli modelini yükselttiği arabalarına kesilen çek'ler ise ne yazık ki eşi filize aitti.
Her şey ablasıyla mert'in üzerineydi ve bu gerçek; işlerin iyi olduğu zamanlar da tam aksi şekildeydi..Her şeyi o kadar güzel planlamıştı ki dükkanı mert'in üzerine yapmayıp filizin üzerine açması otomatikman onu devre dışı bırakmıştı...Filizin kıskançlığını kullanıp dükkandan uzak tutarak elemanlar ile montaja gönderiyordu güyâ...
Hatta bayan sekreter aldı diye ona kızmamışlar,bir de mert'in sekreterle aşırı ilgilendiği yalanıyla filiz'le mert'in arasını bile açmıştı.
Sonrasın da herşey altüst olduğun da gerçekler ve yanlışlar bir bir ortaya çıkmaya başlamıştı..
Satılmış'ın sekreter'le ilişkisi olduğunu,bununla kalmayıp ona bir de ev tutup,dayayıp döşediğini öğrendiğinde,artık ondan gelecek hiç bir darbe şaşırtmayacak duruma getirmişti herkesi....
Bu nasıl bir kabustu ki hiç uyanası yoktu...
Kimse hesap soramıyor du...Çünkü işlere yetişemeyecek kadar yoğundu dükkan...Mert gece 24:00 lara kadar elemanlarla montajdayken,kendisi o saatlere kadar âlemlerdeydi...Evet ikisi de çalışıyordu biri kazanmak için diğeri harcamak için...
Kendisine tutmuş olduğu 2 katlı bahçeli triblex villaya aldığı köpeğin günlük masrafı bile bir elemanın yevmiyesine eşdeğer'ken,mert'lerin hayatlarındaki değişiklik, kira parasını satılmıştan bazen zorla almaya çalışmak kadar ironikti..
Herkes elbirliği etmişcesine onun için yaşıyordu sanki;kimsenin hayatlarındaki bu değişimin farkında olmaması, sanki afyon yutmuş gibi tepkisiz kalıp sadece izlemesi,kesinlikle satılmış'ın zaferiydi ve o da bunun tadını çıkarıyordu doyasıya....
.......
" BAŞKALARININ ÜZERİNE BASARAK
BİR YER'LERE ÇIKANLAR,EN FAZLA EN ALTTAKİ ADAMIN AYAKTA KALDIĞI KADAR YUKARI DA KALABİLİRLER.O EN ALTTAKİ ADAM DÜŞTÜĞÜN DE BÜTÜN BASAMAKLAR TEK TEK YIKILIR VE TEPEDEN DÜŞMEK HER ZAMAN DAHA TEHLİKELİDİR.BU GÜN OLMASA DA BİR GÜN,ENİNDE SONUNDA KAFALAMA ÇAKILIRLAR!"
......
İşler tepetaklak olduğunda ise tüm oklar ablası ve mert'e dönmüş;yapamadıkları patronluk, ellerinde patlamış bir bombaya dönmüştü...Kimse satılmışı sormuyor borçlular ablası ve kocası mert'i arıyordu...Satılmış: aklımda bir fikir var ama bu son çâre olarak düşündüğüm şey.
Artık ne yapacaklarını şaşırmış bir şekilde,eskiden olduğu gibi ne derse yapıyorlardı,ancâk bu sefer mecburiyetten...
Elif :çözüm bul artık ne yapacaksan yap,ama çıkar bizi bu durumdan!..
Bu arada Mert bayağı hırpalanmış şekilde yanlarına geliverdi.Sanki üzerinden tank geçmis ve 10 yaş yaşlanmış halde ,bayağı bitkin bir durumdaydı..
Satılmış: Nasıl bıraktılar seni..
Konuşacak bir hal içinde olmayan mert;elif'e doğru "ablan ne durumda bakmaya gidiyorum, sonra konuşuruz" diye seslendi.
Elif: tamam sen git,ablama söyle ben de birazdan geleceğim.
Mert dükkandan çıktığında ise satılmışa dönerek" eğer ki ablamın başına bir şey gelsin,seni öldürürüm bilesin; ayrıca son çare diye bekleyecek bir durumumuz yok, hemen yap ne yapacaksan. "
Satılmış: toptancı ve galericiye olan borcumuzu konuşup yapılandıracağım.Bir miktar para verirsek zaman kazanırız.Şu an elimizde tamamlamadığımız, sırada bekleyen,satışını yaptığımız bir sürü iş var..1 ay bile zaman kazansam tekrardan toparlarım durumu...
Elif: Nasıl olacak peki? Tarla olayını sakın açma başka çözümler üret artık..
Satılmış: Tefeci den borç para alacağım.Araştırdım yarın bir tanesiyle görüşeceğim.
.......Bataklıktayım;
Çırpınmalarım tâkatsiz,
Boğazıma kadar çamur
Batıyorum.
Rastgele bırakıyorum kendimi
hayata sırtüstü,
bakmıyorum nereye kadar,
ne kadar düşeceğim,
ömür - ölüm uçurumundan,
bilmem kuzgunlar daha düşerken,
parçalar mı bedenimi ?,
sakladım kendimden, bildiklerimi,
anlatmadım geceden başka kimseye, gözyaşlarımı,
gün gelir sarılırız sahte, hain,
dediklerimize,
an gelir ararız bizi sırtımızdan vuranları,
düşerken uçurumdan,
masumdur ve dostumuzdur,
ismimizi söyleyen herkes,
acaba hep masum olsalar,
acınacak halde düşer miyiz uçurumlardan...
Ve şeytan dediğim de
gelirmi benimle
Yandığım bu cehenneme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- Mert ve Filiz'in Hikayesi -
Romance....bakamam ardından dönüşü olmayan yolun, ....dökülürken eteğinden tüm çırpınışların, .....Seni oralarda bırakamam....