3 | Güzelsin - Yakışıklısın

558 33 13
                                    

["Abim evli dönecek bu eve ben nasıl dönecem"] Şebnem evinin kapısını kapatıp bavulu çekip düşünceli düşünceli vosvosa yanaştı. Selim arabadan inip Şebnemin şaşkın bakışları altında Şebnemin bavulunu alıp şoför koltuğunu arkasına yerleştirdi. Diller suskunken gözler konuşuyordu. Şebnem içinden diktatörlükten çok da uzak olduğunu düşündü Selimin. Bir anda öfkeyle nasıl söylemişti bunu Selime. Selim bavulu yerleştirdikten sonra Şebnemin kendi kapısına yöneldiğini görünce yanına geçti hemen. Şebnemin eli kapının kolunda, Selimin eli de Şebnemin elini kapladı. İkisinin bakışları kapı kolundaki temastan birbirine çekildi.

Selimin nefesi saçlarının arasında ensesinde dolaşıp en derine yerleştirdiği hisse, iç sesine yeniliyordu ["centilmen mi şimdi bu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selimin nefesi saçlarının arasında ensesinde dolaşıp en derine yerleştirdiği hisse, iç sesine yeniliyordu ["centilmen mi şimdi bu. Elimi çeksem. Şuan şu içime yerleşen saçma ötesi çekimi yenip niye üzerime çullandığını sormalıyım. Tabi bunu gözlerine içine bakarken nasıl yapacam. Dudaklarıma bakmıyor. Yok yok bakmıyordur. Ben ben ne yapıyorum acaba, dudaklarına niye kayıyor gözlerim. Tabi böyle dibimde olunca."]

["Elini çekse de bir şey demek zorunda kalmasam. Hep konuşup pişman oldum bu kızla. Uçakta gözleri böyle kocaman mıydı? Ne diyorum ben be. Aynı kız sonuçta. O zamanda büyüleyici gözlerine bakmadım sanki."]

["çok doğa sevdalı bir insanım da bu içimdeki kelebek kanatları ne arıyor. Bir çıkıp başka yerde uçuşun. Bir elin temasıyla ne oluyor böyle bana.]

Birbirine tutunmuş bir dokunuş değil. Aynı anda aynı noktayı tutup tenin temasının tüm bedene yayıldığı an yolculuğun ilk virajıydı.

["kız arkadaşlarımla izlemek zorunda kaldığım romantik filmlerin eseri bu. Zihnimi bulayan romantik efektli kalpler eksikti. Ne kalbi. Kendine gel Şebnem. Birer kalpli balon, iğneyi batıra batıra yok ediyorum. Sanki kalp baloncuklar fazla mı güzel kokulu, paramparça oluyor. Balonda parfüm kokusu ne arar. Ben kaç saniyedir bu kapının kolunu tutuyorum böyle.."] Şebnem elini çekti: "centilmenliği öğrenmen gerekecek. Yolculuk esnasında ince davranışları öğretirim."

Selim Şebnem'den bir iki saniye sonra, kanında dolaşan duygu selinden arınabiliyordu "ne centilmenliği"

"kapı açma olayını diyorum." Şebnem bu temastan başka türlü arınamayacağının bilincinde hoşnut olmamış etkisine yer vermeyi gerekli gördü: "elimi kapı kolunda ezdin ya onu diyorum."

"centilmen"

"bir bayana kapıyı açacak kadar ince düşünceliymiş ama"

Selim Şebnemin sözünü bölerek: "kapıyı aç da görelim. Zor açılıyor bu kapı ve ben yükleneceğin kapı kolunu korumak için davrandım. Kırarsın mırarsın" deyip güçlü bir baskıyla kapıyı açtı. Şebnem'e bakınca yüzünden okunuyordu bozulduğu.

Yine aynısı olmuştu, söylediğinden saniyesinde pişman olmuştu bile Selim. Dediği gibi değildi. Kapı kolunu kıracak kadar güçlü olamazdı Şebnem ve Selim aslında bileğini incitebileceğinden açmak istemişti.

vosvos vakasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin