4 | Emniyet Kemeri

489 27 5
                                    

Şebnem: ["Bi susmadı kafa sesim."] "Off bidi bidi"

Selim: "ne of bidi bidi"

["sesli mi dedim"] Şebnem aniden el kol hareketi yapıp Selime döndü. "sinek sinek"

"sinek mi bidi bidi ediyor. Hayvanları seslendirme konusunda çok yeteneklisin." Şebnem tam atar çekmek üzereyken Selimin yüzüne yayılan sevimli gülüşün etkisine kapıldı. Bu haline kendi içinde garipseyip yeniden parkın manzarasına odaklanarak döndü.

Sesindeki atarın akortu bozulmuşçasına, naifçe döküldü dilinden kelimeler: "bidi bidi etme de manzaranın keyfini çıkartım"

["elime de dilime de hakim olmam gerek. Gülüşü de sevimli filan değil şimdi içinden nasıl da gülüyordur. Aldanmak yok, tekerlek olayını unutmak da yok. Bir de yakınlaştığı anları hafızadan silmeyi başarmalıyım."]Şebnem Selim gibi parkta bisikletin üzerinden inmiş bisikletini inceleyen çocuğa baktı. Daha doğrusu oraya odaklamaya çalıştı. Evinin önünde Vosvosa binmek üzereyken kapı kolunu ikisinin aynı anda tutuşu yerleşti zihnine. Zamanın durduğu o ana daha birkaç saniye önce kendisine yaklaşıp dudağını eliyle kaplayan Selimin görüntüleri de eklenince içine yerleşen kıpraşmayla savaş içindeydi Şebnem. İç sesi iki ayrı çelişki barındırdı.

["yakınlaştığında his mis yoktu bende. Ne diyordu kızlar birine ilgi duyduğun andaki hisler, yok kelebekliymiş de yok karıncaymış da. kızlara güldüğün için şimdi hayvanat bahçesine döndü bedenin. Hem ilgi de neymiş. Neyine ilgi duyucam. Öylesine şey ettim. Giyimine kuşamına biraz kafa patlatmak ilgi duymak değil. Yok yok değil. Rahat bir şort üstüne salaş duran gömlek halini beğeniyor olamam di mi. Yok yok beğenmem. Jantı haliyle Vosvos kullanacak da değil ya"] Şebnem göz ucundan Selimi inceliyordu. ["bir de nasıl rahat oturmuş öyle banka. Cool. Ee tabi dosdoğru adama yakışıklısın dersen adama bir cool havalar gelir. Cool ve iyi kalpli. Ne iyi kalplisi. Kalp yok... yok. Bana ne kalbinin iyi olmasından. Bir güzelsin sözüne ve iki gram çikolatayla geldiğim hale bak. Hem kalbi iyi olsa zor duruma sokup sonra da kurtarışı olmazdı. Başından o durumu getirmemeliydi. Kanmak yok. Hem kanmakta neymiş. Beni neye kandırabilir ki. Çıldırıcam niye böyle çok düşünür oldum. "]

Selim: "aklından bin bir türlü şey geçiyor"

"ne" diyerek Selime baktı Şebnem.

"gözlerin inceliyor. Sonra dudağını somurtun bir yana kaydı. Bir de" Selim Şebnem'e yaklaşıp işaret parmağıyla dudağının kenarından kısacık bir baskıyla geçip uzaklaştı. Şebnemin gözüne yanlarından gecen teyze ilişti.

Selim: "düşüncelerin kemiriyor içini ki sen de dudağını kemiriyorsun. Kısacık bir an tırnağını da kemirdin, rujun biraz sürüldü dudağının kenarına"

Şebnem dokunuştan afallamış, Selimin söylediklerine tepki koymadan önce derin bir nefis çekti.["işte fırsat düşüncelerden kurtuluş"] "bi kere ben tırnağımı filan kemirmedim. Hem sana mı kalmış dudağımın kenarındaki ruju silmek. Söyleseydin kendim şey ederdim. Gecen teyze nasıl da baktı bize. Bizi şey sanması hiç doğru değil. Bir de bana" Şebnem işaret parmağıyla önce kendini göstererek sonra kısacık bir an Selimin göğsüne tıklayarak: "gözlerin inceliyor diyorsun. Bunu söylemekle birlikte itiraf ettin beni sen incelemiş oluyorsun. Sana bir yakışıklısın dedik diye bir auran değişti" Şebnem dik dik Selime bakıp onun vereceği atarlı tepkiyi bekledi. Selim umduğu gibi bir tonla çıkış etmedi.

"sana güzelsin demem için de sana bakmış olmalıydım. O da bir inceleme sayılmıyor mu?" Şebnem tam lafa atılmak üzereyken Selim bölerek sesini biraz yükseltip yeniden yumuşak tonuyla devam etti. "şimdi bırak ben de bir saniyeye kaç kelime sığdırabilirim rekorunda bir deneme edim."

vosvos vakasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin