vosvos vakası

10 | Düşler Yıldız üstünde

Yazın kavurucu sıcaklığının etkisini Şebnem'e bakarak artığından, Selim yaslandığı Vosvos'dan doğruldu.

Feri: "ne o uzun uzun baka kaldın"

Selim Feriyi kolundan tutup Vosvosun arkasına çekiştirdi.

Feri: "aaaa Selim ne yapıyorsun... bak ben Vosvos bagajına sığmam söylim. Hem bu havada, öldürecen mi beni"

Selim: "Feri sen ne halt yemeye asitli suyla durumu kızıştırıyorsun"

"ha anladın yani"

"Feriii"

"hiç öyle -Feriii- diye tıslama... ben sana uzak duramayacağını kanıtladım"

"yapma"

"ya sen niye birden böyle uzak durma kafasına girdin ki. Hem hani sen hayatına emniyet kemeri gibi birinin seni sarmasını istiyordun"

"ya sen o ara uyumuyor muydun"

"sen bi çözemedin beni, ben sızınca kulak algım ruhum ile birleşiktir. Sen içip içip şu konuşkan halini kontrol altında tutamıyorsun ki"

"hmm"

"hiç öyle devirme gözlerini. Bak yolculukta içersin miçersin valla hooop içinden itiraflar akar Şebnem'e"

"ne hoopu ne hoopu. Ne çıkması"

"çıkmasına çıksın ama romantiklik şart"

Selim biraz sert: "iç - mi - cem"

Feri gülerek: "işte bu, aklın yolu bir. İçmeden itiraf edeceksin"

Selim sessizce durdu.

Feri: "hiç içinden senden ne zaman kurtuluyorum diye geçirme cevap net zaten. Benim yarın işim var, eve dönerim. Sen artık" Feri Selimin ayağına bakarak kinayeli bir tonda: "başparmağında ağrın geçerse yoluculuğa devam etiğin süre içinde alkolden uzak durursun. Bol bol kamu spotu izle. Çünkü sana bizzat tehlikeli hele de etrafında Şebnem varken"

"sende be... sanki Şebnem'le içmeye çıkıcam. Deli misin nesin"

"kıyılar, güzel plajlar, sonra dayına ugrayacan kokteyller filan. Eğlenemeden, dans etmeden olur mu?"

"eğlenme yok"

"iyi mendebura bağla"

Şebnem yanlarına geldi. Duyduğunu sorgulayan bir tonda: "mendebura bağlamak mı?"

Feri yine tüm enerjisiyle: "Şebnemcim bunun hormonlar karşıtı. Bana çıkışıp duruyor... hiç çekemem " deyip lokanta içerisine geçti.

Şebnem gülümseyerek "yine sana takılıyor... niye mendebura bağla dedi ki"

"Feri işte diyor öyle"

"yine pas verdin demek. Nasıl başarıyor bunu Feri"

Selim iççisinin kıpırtılarıyla: "komplike bir şeyler olunca oda öyle şey ediyor"

"komplike olan ne"

"sen"

"ben mi" Şebnem kocaman sorgulayıcı gözleriyle Selime baktı. Selimin sessizliğinden okumaya çalıştı ama net bir kavrayış değildi.

Şebnem çok daha kısık bir sesle: "komplike miyim yani?"

Selim bir şeyler söylemek için çabaladı ama aklı mantıklı birer cümle kurdurmuyordu.

Şebnem; Selim sessizce gözlerini kendisinden kaçırıcınca: "seyahatini mi komplikeleştirdim?"

Selim asla böyle düşünmesini istemediği için Şebnem'e yaklaştı: " hiç olur mu... senle geçecek bu seyahat beni" frenleyebilmişti kendini. Dilinden -heyecanlandırıyor- diye çıkacaktı anice.