Ayın Şebnemin yüzüne bıraktığı hafif aydınlanmayla dakikalarca kıpırdamadan baktı Selim Şebneme.
Kollarının arasına sıkıca sardığı anda Şebnemi, oda karşılık vermişti uykusunun içinde elleri yavaşça Selimin bedenini sarmaya başladı. Dün gece kumun üzerinde uykuya daldıkları gibi şimdi yine Şebnem'le uyumak isterdi. Gözlerinin yumulmasına iç sessi engel oldu: ["böyle rahat edemez ki... her yeri tutulur... en iyisi kulübeye taşım... dondurucu burda kalsın sabah alırım buradan... kıpırdamamla da uyanır, nasıl etsem... nasılı masılı var mi... çok yavaş kalkmaya çalışım"]
Şebnemin hafif mırıldanmasıyla Selim nefesini tuttu. Şebnem yavaşça ellerini çekti Selimin bedeninden: "hmm dondurmanın etkisi mi bu"
Selim: "etki?"
Şebnem Selimin omzundan yavaşça kalktı: "hmm uyutuyor gibi" Selimin yüzüne çok yakın: "ya da ben dün gece gibi omzunda mı uyumak istedim"
"rahatsan ve bir yerin tutulmayacaksa yeniden alalım seni omzuma"
"acaba sen böyle nasıl rahat edeceksin... hadi kalk kalk... kulübe de kalmamış mıydınız Feriyle, orda uyuruz"
Şebnem ayaklanıp boş Panda çilekli dondurma kutuyu dondurucunun içine koyup eline aldı. Kulübeye doğru yürükken Selim Şebnemin dondurucuyu tutan elini kavrayıp: "sen ver dondurucuyu, yola dikkat et... daracık zaten"
"Seliiim"
"Şebnem hadi... bin defa geldim ben... bilmediğin yolarda daha dikkatli olmalısın... cep telefonun ışığını aç, kayalık yolun biraz ilerisinde ay ışığını engeller bir şey göremesin yoksa"
"öööffffff"
"öffleme"
"öf"
Ardından yürüdüğü için yüzünü göremiyordu Şebnemin ama mimiklerini hayal edebiliyordu ve bu gülümsemesine neden oldu.
Kulübeye vardıklarında Selim dolaba cep telefonu ışığıyla yöneldi, iki mum çıkartıp onları yakıp komodinin üstüne bıraktı. Şebnem çantasından bir poşet çıkartıp dondurucunun içindeki boş Panda çilekli dondurma kutuyu alıp poşete koyup sarıp arından onu çantasına koydu. Selim sessizce Şebnemi izledi.
Şebnem kulübenin biri sağ biri sol duvarının önünde olan gözüne biraz ufak gelen yataklara bakıp kendisine daha yakın olan sol yatağın üzerine yaklaşıp oturdu.
Selim çantasından giysisini çıkartıp Şebnem üstünü değişebilsin diye dışarı çıkmak üzeriyken Şebnem seslendi uyku örtülü sesiyle: "değişmiyecem üstüme, üşengeçlik çöktü ... uyicam... iyi geceler Selim" deyip yatağın üzerinde duvara doğru döndü.
Kalbine bırakılan dondurma tadı güzel olduğu kadar annesine duyduğu özlemin hüznü, yorgunluğu baskılı kılmıştı Şebnem'de.
Selim üstünü değiştirdikten sonra cep telefonuna gelen mesajlara baktı. Yarın dayısının yanında geçmeden uğrayacağı tamirciyle mesajlaştıktan sonra Yelda'nın yolladığı çizime baktı. Lea salıncakta oturan Şebnem ablam diye göstermişti annesine çizdiğini. Sabah muhakkak resmi Şebneme göstermeliyim diye telefonunu komodinin üzerine koydu.
Yatağından kalkıp Şebnemin yatağının önünde bulanan duvara geçip yaslandı. Şebnem'e bakıp Mahir Amca ve Feriyle yaşadığı bir anı anımsadı.
Üçü bir ateşin etrafında oturmuş Ferinin turist bir kafilenin kendisinden halı aldığı esnasında onların tur rehberlilerinin yerine nasıl geçtiğini dinlemekteydi.
Mahir Amca ve Selim bolca Feriye takılmıştı o gece.
Selim: "her dile de hakimsin Feri... kadınların bu ilgilisi karşısında hiçte açmıyorsun aşka kalbini"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vosvos vakası
Romance1: 2.12.2015 - 27.08.2018 2: 13.12.2018 - ... "Galiba DIKKAT AŞK VAR levhasını görmedim -Sağa dönülmez- -Sola dönülmez- -U dönüşü yapılmaz- Kaldım -ileri mecburi yön- ile ..."