12 | Panda

172 6 3
                                    

Kum taneleri, deniz kokusu ve kollarının sıkıca sarıldığı Selimdi uyandığında hissetiği.

Uykuya böyle nasıl daldıklarını yokladı zihninde. Öncesinde sarhoştu Selimin omzunda uykuya dalmışken ama şimdi kulübe önünde sohbet etikleri yerde uykuya dalmışlardı.

Hangi ara böyle yakın bir şekilde birbirine sarılı uykuya daldıklarını zihni aralanırken, yavaşça başını kaydırdı Selimin göğsünden: ["uyanmamış ol"] Şebnem hafifçe bedenine üzerindeki kolları kıpırdatmaya çalıştı. Sonra yavaşça Selimin yüzünü görecek şekilde başını kaldırdı: ["seninle... yaşadığım "] sağ elli yavaşça Selimin yüzüne kaydı, işaret parmağı Selimin dudağının üzerine yaklaştı ama dokunmaya cesaret edemedi.

İçinde uyanmasın duygusu yerleşmişti. Yoğun duygular içinde birkaç saat evvel dudaklarına konan tutku dolu dokunuş canlandı zihninde. Yaşadığı an zihnindeki canlanışla kalbine yeniden hızla kan pompalattı. Selimin yüzüne kaymış olan elini hızla kendi göğsünün üzerine çekti. Yüzüne yayılı gülüşle yeniden Selimin göğsüne yaslandı.

Sakin uykulu nefesi içinde Selim yeniden Şebnemi naif bir sarış içinde kolların arasına aldı.

Şebnemin elleri yavaşça aynı kavrayışla Selime sarılma duygusuna aktı. Ta ki bilinci devreye girene kadar: ["sarılıyor muyum... sarılmak istiyorum... uyansın istemiyorum... uyansa ne olacak ki..."] o kadar iyi hissediyordu ki kendini gözleri denize ve oluşan dalgalara kaydı: ["sessizlik iyi demek kolaydı tabi... içim susmayacaksa böyle... bu hisler"] Şebnem Selimle Enesin bisikletle kendisine çarpmadan oturdukları bankadaki sohbeti anımsadı: ["sonuçta dedim ben... abim gibi onun hazine olarak adlandırdığı duygunun arayışında değilim... sanki insanlar arayıp da buluyor... abim havalananda rastlaşmadı sanki... ne diyorum ya ben... hani ben bay bay diyenlerdendim... bak şimdi de kelimeyi de söylemiyorum... niye öyle söylim ki... bu mu ki, bu hissettirdiği mi... bu sarılışın içinde kalma duygusu mu aşk... aşk mi... öpüşü "] ilk öpücüğünü Brianla yaşamıştı. Kalbine böyle yer edinmediği gerçeği, Selimle yaşadığı anin üzerinden çekilmemiş duygu izleri içinde kıyasi garip bir duyguyla yerleşti içine: ["adlandırmak mı gerek ila"] yaşadığı o korkunç anı ve bundan dolayı Almanya'ya kaçışını babası ve abisiyle bile paylaşmamışken Selime anlatmıştı. Bitki Çiçekli Labirent düşünü bile paylaşmıştı.

Selim hafif kıpırdandı, Şebnem nefesini tutarak hiç kıpırdamadan durdu anın içinde. Selimin kolları yavaşça tutuşunu gevşetti ve yavaşça eli Şebnemin saçına yol aldı.

Saçında hissetiği dokunuş içinde annesiyle yaşadığı son günleri içinde geçen bir sohbet ilişti kalbine.

~~~geçmiş~~~

[Annesi: "baban ve abine de kırgın kalma güzel kızım"

Şebnem: "anne lütfen"

Annesi: "tamam kızım şimdilik üstelemicem... biraz aşkı konuşalım... hep baktım gözlerine acaba var mı o ışıltısı diye... rastlamadım ama"

Şebnem annesinin sözünü gözyaşları içinde böldü: "senin göremeyeceğin bir ışıltı konmasın gözlerime"

Annesi neşeli bir tonda: "aşkın yaşı yok... yirmisinde uğramadı otuzunda uğrar, kırkında da"

Sebnem atilarak, damla damla akan gözyaşları icinde: "paylaşamicam seninle... uğramasın"

"hep paylaşmadık mı bir arada olduğumuz ve olmadığımız anları çilekli dondurmayla dondurarak birbirimizle... o tat çekilecek mi, içinden geçmeyecek miyim hiç" annesinin kollarını açmasıyla Şebnem hıçkırıklar içinde kendini annesin göğsüne bıraktı.

vosvos vakasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin