Selam Anormaller! Bu bölüm çok uzun olduğu için iki parttan oluşacak. Hani belki çok uzun sevmeyenler olabilir, o yüzden bölerek yayınladım. 2. Part da yakında gelir. Size iyi okumalar o zaman. Yorumlamayı ve oylamayı unutmayın , canlar! Biliyorsunuz ki sizin düşünceleriniz benim için çok önemli. Önerdiğiniz karakterler var ise msj atar mısınız?
İyi okumalar! !!!!!!
Doğum gününün ve Utku'nun beni evime bırakmasının ardından tam 1 hafta geçmişti. Her şey eskisi gibi devam ediyordu. Okul, arkadaşlar, öğretmenler, proje ödevleri, lanet olasıca performans ödevleri... Ama tek bir fark vardı, artık Utku da bizim okuldaydı sonuncu sınıflardan olarak. Aile kararıyla.
İlk geldiği gün, biz yine bahçede oturmuş, sıcaktan fotosentez yapıyorduk. Eriyecek kıvama gelmiştik neredeyse. Okulun demirli büyük kapısından girer girmez bir çok kız etrafına toplanınca, kalabalıktan onu görebilmem zor olmuştu. Beyaz okul tişörtü ve siyah dar pantolonuyla okul kıyafetlerinden nefret edenleri bile hayran bırakan duruşuyla okul sınırlarına girer girmez, tabii ki göz göze gelmedik. Hatta benim olduğum tarafa bakmadı bile. Daha önce de dediğim gibi. Gerçek Hayat, kitaplardaki gibi olmuyordu maalesef. Hem...bakmadığı da iyi olmuştu. Çünkü göz göze gelseydik, gözlerimi kaçırarak kırmızının en köyü tonlarına bürünebilirdim. Zaten utanıyordum. Utancım iki katına çıkardı. Dün napmıştım ben ya? Resmen götür beni gittiğin yere demediğim kalmıştı.
Hangi düşünceyle peşinden gitmek istemiştim ki!? Ya kötü niyetli biri olsaydı? Başıma kim bilir neler gelirdi! Ama tuhaf bir şekilde ondan bana zarar gelmeyeceğini biliyordum. Hissediyordum. Tamam, salağın tekiydim çünkü kimse adam gibi tanımadığı birine güvenmezdi. Ama ben tuhaf bir biçimde güveniyordum işte.
Bir elin göz hizamda gidip gelmesiyle kendime geldim.
''Eylül, iyi misin?'' Dedi Rana elini indirip kaşlarını çatarak. Beşinin gözü de üzerimdeydi.
''Bu kaç?'' Yaptı Gülçin orta parmağını göstererek.
Yüzümü buruşturarak başımı onaylamaz anlamda salladım.
''Performans, proje derken beynim kısa devre yaptı galiba.'' Diye Gülçin'i görmezden gelerek onları geçiştirdim.
''Aynı kısa devre bizde de oldu ama sende başka şeyler var.'' Yanımda duran Esme kolumu dürtükledi. ''Var sende bir şeyler var. Anlatsana dün ne oldu? Şu yeni çocuk kim ha? ''Bulem de diğer taraftan sıkıştırdı beni. ''Biliriz biz seni anlat sen hadi dinliyoruz.''
Derin bir nefes alıp tek çırpıda söyleyiverdim. ''Utku. Bizim yeni ortakların oğlu. ''
''Eee?'' dediler hepsi bir ağızdan. Tip tip baktım hepsine. Bazen bunların göbek bağlarının bir kesildiğini düşünmüyor değildim ama neys. Anlatmaya devam ettim.
''Dün gece nolduysa takıldım bunun peşine bindim arabasına. '' Pür dikkat bana bakarlarken ellerimle yüzümü kapattım.
''Sonra beni eve bıraktı. Bu kadar. ''
Birden gülmeye başladıklarında yüzüm bu sefer sinirden kızarmıştı. ''Komik olan ne. Neye gülüyorsunuz bakim?!''
''Kızım, resmen 'götür beni gittiğin yere' demişsin ama hayaller hayatlar olmuş biraz.''
Zil çaldıktan sonra hepimiz sınıfa çıktık. Babama yalvara yakara bizim grubun hepsini sınıfımıza aldırtmıştım. Bir şartla: gevezelik yapıp notlarımı düşürmeyecektim. 80 den aşağı almayacakmışım yoksa bizi daģıtırmış farklı sınıflara.