Selam! Upuzuun bir aradan sonra upuzuun bir bölümle karşınızdayım. YGS ye gireceğim için biraz gecikti bu bölüm ama sınavdan sonra devam edeceğim bana şans dileyin :)Neyse sizi 3000 kelimelik bölümle başbaşa bırakıyorum ve aradan çekiliyorum. İyi okumalar!
☺️😋
Bu gün öğle arasındayken Utku ile konuşmamızdan sonraki tenefüslere çıkmadım, tek başıma kütüphanede oturdum. Her ne kadar bizim kızlar itiraz etse de direnmiştim ve oturup uzun uzun düşünmüştüm. Tamam , Rüya olayı hakkında hala sinirliydim. Yaptığı boşboğazlık tolerans gösterilecek değildi. Güzel bir dersi hak ediyordu ama şu son zamanlarda ortaya çıkan intikamcı kişiliğim, beni biraz korkutuyordu. Bana her yapılana karşı böyle bir tepki verip sinirlenmemiştim hiç. Tabiiki Berkant olayı hariç ki onu da artık geride bırakmıştım. Umursamıyordum eskisi kadar. Zaten Berkant ile kafede konuştuğumuzdan beridir görüşmüyor, görmezden geliyorduk birbirimizi. Sonunda beni rahat bıraktığı düşüncesi beni rahatlatmaya yetiyordu. Neyse şimdi konumuz Berkant değil, Rüya'ydı. Neden böyle aniden bir karar değişikliği yaptığımı bilmiyordum ama Sinirimi ondan çıkarmak yerine Berkant'a yaptığım gibi umursamayacaktım.Uğraşılmaya bile değmiyordu benim gözümde. Zaten Utku ile ayrılmışlardı, artık aralarında hiçbir bağ yoktu. Bir daha Nerede görecektim ki onu?5. Dersin zili çalmaya yakın çıktım sınıfa. Ama kimse yoktu. ''Allah allah nereye kayboldu acaba bunlar , çantaları da yok'' diye düşünürken koridorun sonundaki nöbetçi öğrenci çocuk çekti dikkatimi. Yan sınıflardan olmalıydı. Sıramdan çantamı alıp gittim çocuğun yanına.
''Bakar mısın bi?''
''Evet?''
''Tüm Sınıf nerede? Erken mi saldı hocalar?''
İçimden keşke öyle olsun diye dua ederken çocuğun verdiği cevap içler acısıydı.
''Konferans salonundalar. Müdür konuşma yapacakmış. ''
''Deme ya...'' diyip ofladığımda çocuk kıkırdadı. Hayır yani niye gülüyorsun? Komik bişey mi var? Ayı Mı oynuyo demek isterdim ama konferansa geç kalıp ayakta dinlemeyi göze alamazdım. Boş verip indim salona.
Konuşma çoktan başlamıştı ve ben oturacak boş yer bulamıyordum. Sahi, bizimkiler neredeydi? Insan bi kardeşleri için yer tutardı dimi ama? Tam bu sırada ayağa kalkmış deli gibi elini sallayan Esme ' yi gördüm. Yanındaki koltuğu işaret edip 'gel gel' yapıyordu. Az önceki laflarımın hepsini geri alıyorum. Can onlar can!
Hemen yanlarına gidip kuruldum koltuğa ve Esme, Bulem, Rana , Gülçin ve Çise'ye döndüm.
''Ay saolun kızlar ya yer tutmuşunuz. Çok oldu mu başlayalı?''
''Hiç gelmeseydin kanka biz de tam kalkıyoduk şimdi?''
''Of Bulem ya dalmışım biraz.''
Rana şok içinde ''Biraz mı? Tam da Gülçin'in turşusunu kurmaya meyillenmiştim. Seni beklemekten gözleri yollarda kalmıştı. '' deyince Gülçin Rana ya kötü bir bakış atarak ''Tamam uzatmayın rahat bırakın kızı, geldi işte.'' dedi. Rana Gülçine takılmayı çok sever ve her fırsatta ona laf atardı. Yüzümdeki sırıtmayla birlikte Teşekkür eden bakışlarımı Gülçine yollayıp dikkatimi konuşma yapan Müdürümüze verdim.
''Evet çocuklar. Bildiğiniz üzere birinci sınavlarınız bitti, üzerinizden az da olsa biraz yük kalktı. Ve ikinci sınavların başlamasına bir hafta var. Biz öğretmenleriniz olarak bu bir haftayı nasıl değerlendirebileceğinizi oturup konuştuk ve kendi düzenlediğimiz bir kampa katılabileceğinizi düşündük. Bir haftalık Kampın son gününde küçük bir kutlama yapılacak sonra geri döneceksiniz. Katılmak isteyenler isimlerini müdür yardımcısı Osman hocanıza yazdırsın. ''