Patlıcan moru: Part 2

92 23 16
                                    

Medyada Aytek. İyi okumalar! !!!!

Haksızlık! Benim şimdi sıcacık yatağımda mışıl mışıl uyumam lazımdı. Ama ben ne yapıyordum? Utku Bey ile salonda karşı karşıya oturmuş, kahve içiyordum. Ama kahve benim uykumu getirirdi!

Elimdeki fincanı kırmamak için parmaklarımı biraz gevşettim ve 'artık gitsen de uyusam' bakışlarımı Utku'ya atmaya devam ettim. O ise beni umursamadan keyifle kahvesini içmeye devam ediyordu!

Elindeki boş fincanı sehpahaya bırakıp oturduğu koltukta biraz daha yayıldı sırıtarak. Uykusuzluk bende atar yapıyordu ve şu an onu boğmak istiyordum. Yazık olacaktı o yakışıklılıģa.

AMAN NE DİYORUM BEN? !

Kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım ve '' Geç oldu, Artık evine mi gitsen acaba? '' diyerek düşüncelerimi açıkça dile getirdim.

Kabalık falan umrumda değildi tamam mı? Sadece uyumak istiyordum.

Utku, küçük bir çocuk gibi kollarını göğsünde birleştirerek '' Annenler gelmeden gitmiyorum. '' dedi. Beklemek mi istiyordu? Tamam, beklesin o zaman.

Hiç istifimi bozmadan kahve fincanımı aldım ve ayağa kalkıp mutfağa bıraktım. Tam merdivenlerden başında, çıkacakken, salondaki Utku'ya seslendim.

''Madem beklemek istiyorsun, bekleyebilirsin, ben uyuyorum!''

Sonrasında odama çıkıp üzerimdekilerden kurtulup gözlüklerimi de masaya koydum ve uykunun gelip beni almasını bekledim. Ama uyuyamıyordum. O uyumak ve uyumamak arasındaki ince çizgideydim yani. Odadaki sesleri net olarak duyabiliyordum, mesela hafif aralık camdan esen rüzgarın sesini, perdelerin hareket ederken ki haşırtısını duyabiliyordum. Adam gibi uyuyamamın nedeni Utku ile aynı evde yanlız olmammıydı, burası tartışılırdı.

Sonra alt kattan bir telefon sesi duydum.

Peşinden de merdivenlerden çıkan ayak sesleri ve odamın kapısının açılma sesi...

Birinin beni nazikçe kucağına almasıyla kafamı boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim. Burnuma dolan harika çikolata kokusu beni iyice mayıştırırken, aklımda kendimi karanlığa bırakmadan önce birkaç soru belirmişti.

Bu kimdi ve beni nereye götürüyordu?

* * *

Gözlerimi açmak istemedim ilk başta. Çünkü etrafımı sarmış çikolata kokusundan ayrılmak istemedim. Cennetteydim sanki. Bu yüzden biraz daha yayıldım yattığım yumuşacık yatakta. Kolum, bir bedene çarpınca gözlerimi sonuna kadar açıp önce belime dolanmış uzun kaslı kollara baktım. Sonra da sahibine. Masmavi gözlerindeki alaycı ifade ile bana sırıtarak bakıyordu.

Ama bu... Berkant? !!

''Günaydın, Uykucu. '' diye fısıldadığında çığlık atarak ,yatakta doğruldum ve hemen yatağın öbür tarafına baktım.

Az önce yanımda Berkant vardı, ama şimdi yoktu.

KABUS MU GÖRMÜŞTÜM BEN?

Rahatlayarak kendimi yatağa bırakınca tavana bakarak kaşlarımı çattım ve gözlerimi içinde bulunduğum odada gezdirdim. Tekrar doğrulduğumda, düşündüğüm tek şey, buranın kimin odası olduğuydu.

ÇÜNKÜ KENDİ ODAMDA DEĞİLDİM! !!

Allahım, ne oluyor, neredeyim ben? Diye içimden dualar etmeye başladım. Hemen aklıma gelen şey ile yorganı kaldırıp üstümdekilere baktım. Dün geceki pijamalarımlaydım. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi odanın içerisinde gezdirmeye devam ettim.

ANORMALLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin