Bölüm 6//Meraklı Gözler

89 11 0
                                    

Kygo feat. Kodaline- Raging

SD∞6.Bölüm

Mira'dan:

Hızla balkondan çıktım ve anneme bağırdım:

"Anne! Bir arkadaşım yukarı taşınıyor. Yanına gidip, yardım edebilir miyim?"

"Git kızım!" diye, boğuk bir ses geldi yatak odasından. Heyecanla saçımı tarayıp, aşağı indim. Üzerimde uzun bir siyah tunik ve tayt vardı. Okuldan sonra bunalınca giymiştim, eve yakın bir yerde olucağım için sorun değildi.

Uçar adım dışarı çıktığımda, nakliye kamyonun yanında duran, Barış'ın teyzesi ve nakliyeci dışında kimse yoktu etrafta. Kapının kenarındaki kutulara yaklaştığım an da içinden Barış'ın çıkması ile irkildim.

"Korktun değil mi?" diyip, kutudan çıktı.

"Çok komik," diyip, dudak büzdüm.

"Haa... Bide tarih ödevini yaptın mı? Aslında sen yapmışsındır. Yarın okulda senden alacağım. Tamam mı?" diyip, göz kırptı.

"Sınıflarımız ayrı, zaten vermem."

"Sınıflar ayrı diye kaynak, ödev ve hoca değişmiyor, Mira'cığım," dedi, bilmiş bilmiş.

"Cık. Vermem!"

"Gözünü seviyim ver!" diyip, kendini yere attı.

"Barış ne yapıyorsun acaba?"

"Kendimi yerlere atıyorum... Bir tane ödevi yapmayınca böyle oluyorum işte. Kalbim sıkışıyor, ölüyorum!" Mira'ya pek de inandırıcı gelmemişti ama okulun ikinci gününden gelen 10 sayfalık bu ödev taşınırken yapılacak bir şey değildi açıkçası.

"Tamam," diyip, kollarımı önümde birleştirdim. Ayağa kalkıp, çocuk gibi boynuma atladı. Ben put gibi dururken "Pardon," diyerek, kollarını çekti. Biz sessizce ayakta dururken, Barış'ın teyzesi yanımıza geldi. Barış'a dönerek:

"Arkadaşın mı?" Kadın beni süzmeye başladı. Daha önce görmüştü beni ama baya bi' süzdü. Barış:

"Arkadaşım, komşum ve sır ortağım," diyip, sırıttı. 3 günde -ilk tanıştıkları gün ile birlikte- bu aşamalara gelmiştik işte! Ben de gülmüştüm ama teyzesi pek öyle gözükmüyordu. "Eşyalarını al, yukarı çık," dedi ve gitti.

"Geliyim mi? Sana yardım ederim," diye, sordum. "Tamam" anlamında kafasını salladı ve eline büyük, bir karton kutu aldı.

"Öbür eşyalar yerleştirilmiş, biz sadece ıvır zıvırlarla uğraşıcağız," dedi ve binanın açık kapısından içeri girdi. Bizim kapının önünden geçtikten sonra, bir kat daha çıktık ve bir zamanlar tatlı bir ninenin yaşadığı eve girdik. Barış kutuyu yere indirip, derin bir nefes aldı. Ev iki kişi için biraz genişti açıkçası. 2 oda, bir salonluk bir evdi. Duvarlar eski görüntüsünden arınmak için duvar kağıdı ile kaplanmıştı ve neredeyse her yer döşenmişti. Tabii ben kaç gündür Defnegil'de olduğum için hiçbir şeye tanık olmamıştım.

Siyah ve mavi ağırlıklı, geniş bir odaya giren Barış'ı takip ettim. Kapıda bıraktığı kutuyu yerde sürüyerek, odaya koydu. Kendini boş yatağa fırlatan Barış'a aldırmayarak, kutuyu açtım. Kutuda bir sürü kitap vardı.

"Bu kitaplar senin mi?" "Evet" anlamında kafasını salladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu kitaplar senin mi?" "Evet" anlamında kafasını salladı.

"Ben aşağıya öbür kutuları almaya iniyorum," diyip, gitti. Ben ise kitapları incelemeye ve kitaplığa yerleştirmeye başladım. Hepsi tertemizdi... En popüler kitaplar vardı. Basımları yeniydi... Tam hayallerimdeki kitaplardı...

Kutudan çıkan mavi kapaklı kitaba bakmamla, ince bir çığlık atmam bir oldu. Barış telaşla içeri girdi.

"N'oldu, Mira?"

"Bu kitap senin mi? Okudun mu?" diye, sorular yağdırırken kitabın kapağı açtım ve "Sevgili Okurum Barış'a..." diye, imzalı bir sayfa gördüm. Bu kitap benim almak için kaç tane mağaza gezdiğim ve her mağazada tükenen bir kitaptı.

"Kitap benim, okudum, hatta bundan teyzemde de var... Yazarını da tanıyorum."

"Beni onunla tanıştırsana! Bide... Bana bunu ödünç verebilir misin?"

"Al, senin olsun!" dedi ve ben heyecanla yerimde tepinirken, kutudan bir dakstil ve kalem çıkardı. Ben heyecanla ne yapacağına bakarken "Barış" yazısına dakstil sürüp, birkaç dakika bekledi ve düzenli bir şekilde "Mira'ya..." yazdı. Öbür sayfasına da "Üç günde tanıdığım en iyi kıza..." yazdı ve gülümseyerek bana uzattı. Mutluluktan uçarak ben de onun boynuna atladım.

"Teşekkür ederim, Barış..." Kendimi çekip, elindeki kitabı aldım. "Sende..."

∞∞∞

Barış'la evi düzenledikten sonra eve döndüm. Evi düzenlerken çok eğlenmiştim... Barış ile bir işi yapmak eğlenceliymiş, bunu anladım...

Edebiyat ödevini yapmam gerekiyordu. Defterlerimi çıkarttım, telefonumdan müzik açarak ödevimi yapmaya başladım. Yaklaşık bir saat sonra bitti. Bitirir bitirmez Barış'ın bana hediye ettiği kitabı elime aldım ve incelemeye başladım, o sırada telefonum çaldı. Ekrana baktım ve Barış'ın beni aradığını fark ettim. Telefonu heyecanla ve hızla açtım:

"Alo! Mira?"

"Efendim, Barış?"

"Hırkan bizde kalmış da getireyim mi diye soracaktım?"

"Ah!.. Evet getirirsen iyi olur. Hem bu sebeple de bir şeyler içmiş oluruz."

"Süper! İki dakikaya oradayım," dedi ve telefonu kapattı. Ben de aceleyle odamı toparlamaya başladım. O sırada annem içeri girdi.

"Nasılsın? Konuşalım mı, diyecektim de."

"Şimdi olmaz arkadaşım geliyor, anne."

"Kim bu arkadaş?"

"Barış, anne gelince görürsün," dedim, yatağımın örtüsünü düzeltirken.

"Pekala, yarın akşam konuşalım o zaman," dedi ve odamdan çıktı. -büyük bi' ihtimal aramız bozuk diye sesini çıkarmadı- Saçlarımı tararken kapı çaldı. Yerim de zıplayarak "Ben bakarım!" diyerek kapıya koştum. Kapıyı açtığımda her zamanki sırıtmasıyla Barış'la göz göze geldim.

"Hoşgeldin."

"Hoş bulduk," dedi ve içeri girdi. Girdiğinde elinde sıkı sıkı tuttuğu hırkamı verdi ve çekingen bir tavırla soru sordu."Eee... odan nerede?" Büyük bir ihtimalle annemle karşılaşmaktan çekiniyordu.

"Gel, bu taraftan," dedim, kolumla yolu göstererek. Odamın kapısını açtım ve hızla içeri girdi.

"Hmm..." diyip, gözleriyle odamı taramaya başladı.

"Gel otur," diyip, dönen sandalyemi gösterdim. "İçecek bir şeyler ister misin?"

"Hmm... Bilmem ki?"

"Gel istersen birlikte hazırlayalım," diyip, bu sefer de kapıyı gösterdim.

"Oluur..." dedi ve peşimden gelmeye başladı. Mutfağa girdiğimizde iki tane büyük bardak çıkarttım. Buzdolabından süt, çilek ve muz gibi milkshake için gerekli malzemeleri çıkarttım. Barış'a dönüp, baktım. O da bana baktı. Sanki bir şey itiraf edercesine gözlerimin içine baktı. Tam neden baktığını soracaktım ki birden annem içeri girdi. Ve onun girmesiyle meraklı gözleri kayboldu...

&&&

Oy vermeyi unutmayın...

∞ Sonsuza Dek ∞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin