Bölüm 14// "Hadi size iyi delirmeler..."

70 6 0
                                    

Group Love- Let Me In

SD∞14. Bölüm

2 Hafta Sonra Bir Cuma Günü:

Defne'den:

"Ders boş!" diye ciyaklayarak, bizimkilerin yanına gittim. Her zamanki gibi yine beni takmamışlardı. Artık bütün okulun "MEDB'nin" çardağı diye adlandırdığı, çardağımızda oturan: umursamaz Emir, yüzüne bakınca hayattan soğuduğunuz Barış ve düşünmekten hâlâ vazgeçemeyen Mira'ya seslendim.

"Hey...!" Mira'nın yanına, Emir'in karşısına oturup, başımdaki şapkayı düzelttim. "Yaa... Size ne oluyor?" İşte şimdi bana bakıyorlardı. Sonunda... "Hadi Mira ve Barış'ı anlıyorum da... Sana ne oluyor Emir?"

"Hiçbir şey..." diyip, yeni aldığı çaydan bir yudum aldı.

"He ya he." Barış:

"Sen hayırdır?" Anlamamıştım. "Niye artistlendin ki birden?"

"Bıktım artık! Zaten konuşmuyorsunuz, konuşsanız bile sadece Mira'yla konuşuyorsunuz..." Mira dahil, hepsi bana ters ters baktılar. "Ne?! Doğruları söylüyorum..." Al işte yine umursamaz hallerine dönmüşlerdi. Ortamı biraz neşelendirmeye çalıştım:

"Hadi, saklambaç oynayalım!" Emir:

"Çocuk muyuz biz?" Mira her zamanki bilimsel konuşmalarından birini yapıyordu ki, elimle ağzını kapattım ve konuşmasını engelledim. Benden kurtulunca konuşmasına farklı bir öneri ile devam etti.

"Şişe çevirmece oynayalım bence!" Emir ve Barış hemen kabul edince yine gözlerimi devirdim. Yine... Emir:

"Eee... Şişeyi nereden bulacağız?" diye sorunca, havalı bir şekilde su şişemi çıkardım. Mira şişeyi elimden alıp, kalan suyu içince gülümsedim.

"İlk ben başlıyorum." diyip, şişeyi çevirdim. Kapak Emir'i, şişenin arkası da beni gösterince kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. "Hmm..." dedi ve elini çenesine koydu.

"Önce doğruluk mu, cesaret-"

"Doğruluk diyeceğini biliyordum," diyerek, sözümü böldü. İyi, o da olurdu...

"Kafana kış gününde şapka takmanın amacı neydi?" Bu muydu yani?

"Canım istedi," diyip, omuz silktim. "Öyle olsun," dedi ve şişeyi çevirmem için bana uzattı. Tekrar çevirdim, bu sefer ben Barış'a sorucaktım.

"Cesaret," dedi, ben sormadan. Gözlerimi devirdim. Halbuki güzel bir doğruluk sorum vardı benim. Ben düşünürken, Emir şarkı açtı ve Mira kulağıma eğildi. Fısıltıyla;

"Emir'in açtığı şarkıyı, herkesin ortasında bağırarak ve dans ederek söylesin," dedi. Barış'ı "Gimme, gimme that love, I'll be waitin' for ya. And catch my hand, I'll be fightin' for ya!" diye bağırarak ve dans ederek düşününce bu fikir bana çok cazip gelmişti. "Tamam!" diyip, Mira'nın dediği şeyi söyledim.

"Ne?!" diye bağırdı ve itiraz etti. Mira:

"Ne oldu egon mu söner yoksa?" diye gülünce, kabul etti ve oturduğu yerden kalktı. Birkaç adım gitti ve bahçenin ortası olduğuna emin olduğu yerde durdu. Daha şimdiden birkaç kişinin dikkatini çekmişti.

"Yaa... Yapmasam olmaz mı?" Üçümüz de aynı anda kafamızı sağa ve sola salladık. "Ne kadar yapıcağım?" Emir, bize sormadan parmaklarıyla on sayısı olduğunu belirtti. 10 saniye... Pofladı ve "Tamam," diyerek kabullendi. Biz heyecanla olacakları izlerken dans edip, şarkıyı söyleyince koptuk.

∞ Sonsuza Dek ∞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin