Tanışma

136 17 63
                                    

   Merhabalar ^-^ evet yb geç geldi cidden özür dilerim. Bu bölümden sonra belki hikayenin akışı değişebilir ve daha hızlı ilerleyebilir. Kaç bölüm kaldı bilmiyorum ama belki ona tamamlayıp bitiririm. Taa en başından çok da uzun olmayacağını söylemiştim zaten. Neyse sizi ybyle baş başa bırakıyorum :3.

***

     Arkamı döndüm ve ağır adımlarla tekrar kapının önüne geldim. Elimi kapı koluna doğru uzattım. Elim kolu kavradığında tekrar düşüncelere daldım. Orada olması.....yada olmaması neyi değiştirecek?

   Kapı koluna asıldım ve hızla kapıyı açtım. Ağır adımlarla sınıfın ortasına doğru ilerledim. Bir yandan da gözümle bütün sınıfı tarıyordu. Yoktu. Tekrar kaybolmuştu. Tamamen emin olmak için sıraların arkasında dolandım. Sonra da hiç vakit kaybetmeden sınıftan çıktım. Koridoru hızlı adımlarla geçtim ve benim bile şaşırdığım bir hızla merdivenlerden indim.

    Koridorun sonundaki sınıfa baktım. Derse girmek istemiyordum. Ama derslerim benim için önemliydi. Kendime konuları daha sonra çalışacağıma söz vererek merdivenlerden indim.

   Okulun kapısından çıkınca güneş gözlerimi aldı. Bu nasıl bir sonbahar havası?

   "Hapşuuuu." Kız sesine pek benzemeyen ama çok da yüksek olmayan bir şekilde hapşurdum. Ne zaman güneşe çıksam böyle olurdu. Bazen güneşe alerjim olduğunu düşünüyorum. Tekrar merdivenlerden indikten sonra okulun çıkışına doğru yöneldim. Çıkışı geçtiğimde okuldan kurtulduğum için seviniyordum. Sanki okulla birlikte o çocuğu da ardımda bırakmıştım. Caddenin karşısına geçip ilk sapağa girdim. Girdiğim caddede sıra sıra dükkanlar vardı. Adımlarımı atarken çevremdeki dükkanları inceliyordum. Kyafet satan mağzalara giren kadınları ve birbirlerinin peşinden koşturan çocukları izledim. Fırının yanından geçerken sonbahara özgü yaprak kokularıyla beraber taze ekmeklerin eşsiz kokusu ciğerlerimi doldurdu. Son olarak da sürekli birilerinin girip çıktığı marketin önünden de geçtikten sonra ana caddeye çıktım. Kaldırımın üstünde kırmızı ışığın yanmasını bekliyordum. Bir kaç kişi de benimle birlikte bekliyordu. Yan yana duran iki adam sesli sesli konuşuyorlardı. Bir kadın kızının elinden tutarken sessizce bekliyordu. Son olarak elinde evrak çantasıyla sürekli saatine bakan adam oldukça sabırsız görünüyordu. Sonunda arabalar için kırmızı ışık yandığında karşıya geçtim.

    Yüzüme çarpan soğuk rüzgar sahile yaklaştığımı haber veriyordu. Adımlarımı hızlandırarak yürüyüş yolunu geçtim. Nihayet sahile ulaştığımda bir banka oturdum. Gözlerimi kapattım ve denizin kokusunu içime çektim. İçimde kısmen de olsa bir rahatlama hissi oluştu. Tekrar gözlerimi açtığımda uzaktaki martıları da görmüştüm. Deniz havası iyi gelmişti oldukça sakin hissediyordum. Taa ki sorular tekrar zihnime hücum edene kadar.

    Neden tekrar yanıma geldi ve neden tekrar gitti? Daha kim olduğunu bile bilmiyorum ama neden bana bu kadar yakınmış gibi hissediyorum? Neden varlığından bir türlü emin olamıyorum? Neden böyle bir hayatı yaşıyorum?! Neden!!?

    Sorular tekrar beynimi kemirmeye başlayınca başımı ellerimin arasına aldım. Ne zaman bu kadar çok düşünsem başım ağrıyordu. Başımı kaldırdım ve ayağa kalktım. Denize düşmemek için yapılan trabzanın önüne geldim. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes aldım. Trabzanı elimle kavradığımda soğuk metali hissetmemle irkilmiştim. Yavaş yavaş düşüncelerimden uzaklaştığımda üşüdüğümü yeni fark etmiştim.

    Ellerimi cebime soktum ve otobüs durağına doğru yürümeye başaladım. Durakta sadece yaşlı bir teyze vardı. Oturmamayı tercih ederek beklemeye başladım. Ne kadar olduğunu kestiremediğim bir zaman sonra otobüs geldi. Haftasonu olmasına rağmen boştu. Hemen cam kenarına oturdum ve yol boyunca dışarıyı seyrettim.

Real or a DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin