Ailemin diğer yanı

672 39 5
                                    

******************************

Sonra yağmur yağmaya başladı ve beni okula bırakmak yerine kucaklayarak arabaya attı ve birlikte kasabanın merkezine, kışın ortasında dondurma yemeye gittik. Sonradan öğrendim ki bu son gülümseyeceğim andı ve ne olduğumu bilmediğinden emin olan O ve Olivia o sırada arkamızdan planlar yapıyordu ve Andreas ve benim beynime girmenin yolları aranıyordu. 

******************************

Sabah saat dörttü ve ben zaten kışları yürüme bandıyla yetindiğimden uykunun tadını çıkarmak için uyumuştum. Tam bir zekâ örneği olarak telefonumu açık bırakmıştım ve o saatte Andreas aradı. İlk önce uykuma geri döndüm, melodim bas bas bağırmıyordu sonuçta. İki kez daha inatla arayınca açtım ve "Ne var?" diye annemleri uyandıramayacak kadar yüksekj sesle bağırdım. "Eliza, Çiftlikteki rütbelilerden biri az önce aradı ve... Tanrım bunu bilmen gerekiyordu, önlem almalıyız. Eliza beynimize girecekler" beynim yeni uyanmanın getirisi olan algılamama sorunuyla boğuştuğundan "Ne, beynimizi mi yiyecekler?" diye mırıldandım. Andreas ofladı ve "Kızım adam akıllı dinlesene beni, bak, Xavier bizim için tartıştığını söylüyordu ya, savaştığı şey Olivia ve adını bilmediğim bazı müttefiklerinin bizim beynimize kablolar bağlayarak görüntüleri görmek istemesiymiş. Son gördüğün görüntüyü tam anlatmadığından o kadar şüphelenmiş olduklarını anlamamıştım. O görüntü gibi bir şeyi onların da bizim gibi gördüklerini düşünsene. Onlara ihanet edeceğimizi düşünürlerse ne yaparlar sence Eliza?" dediğinde kalkmaya çalıştığım yatağa kendimi bıraktım ve zorla yutkunarak "Cadı avı başlatırlar. Bizi öldürecek kadar ileri giderler mi Andreas?" Kesinlikle der gibi bir ses çıkardı. "Bekle, Xavier'i konferans konuşmaya alacağım, üçümüz tartışırız ama bir dur, o da anlatsın bakalım" dedim ve Andreas beklerken Xavier'i de kattım konuşmaya. Uykuluyken sesinde farklı bir tatlılık vardı. "Efendim aşkım" diye açtı telefonu. Ben olsam küfrederdim ama ben cevap veremeden Andreas "Sana da merhaba aşkım" dedi ve Xavier "Sen ne-" diye konuşmaya başladı Xavier, Andreas ve ben kendimi tutamamış kahkahalarla gülüyorduk. O durumda gülmeyi becerebildiğimiz kadar işte "Xavier, biz buna konferans konuşma diyoruz" dedim. Uykusundan o an uyanmış olacak ki "Haa" dedi. "İşler ciddi desenize. Tahmin ediyorum, öğrendiniz" dedi. Andreas ve ben aynı anda "Aynen" dedik.  "Bakın, destekçilerim bayağı kalabalık ama Olivia rüşvet verecek kadar aşağılık olduğundan oy çokluğunu sağlayamıyorum. Bilmemeniz gereken üyeler var ama şu son bir  ayda -bir ay demişken şu meseleleri tartışalı bir ay oldu hala mesafeyi koruyacak mısın Eliza- neyse ne diyordum, hah şu son bir ayda bir görüntü görmemeniz beni rahatlatsa da Olivia'yı ona söylemediğiniz şeyler olduğu konusunda paranoyaklaştırdı. Görüntüleri görüp ondan sakladığınızı ve bunu Çiftliğe zararınızın olduğunu gördüğünüzden yaptığınızı insanlara söylüyor. Eğitimlerde normalin üzerinde başarılısınız ve insanlar korkmaya başlıyor. Koca Çiftlik, ikinizden ölesiye korkuyor" dedi ve büyük bir sessizlik oldu. 

Xavier ile bir aydır sevgili gibi değil de  arkadaş gibi takılıyorduk ve bu gizliden gizliye onun kanına dokunuyordu, yine de Çiftlikte daha kaliteli zaman geçiriyorduk. Hatta bugüne kadar en önemli gündemimiz artık aramızın nedensiz yere açıldığı Aurora-Floyd ikilisinden Floyd'un eşcinsel olduğunu açıklamasıydı ancak şu an avlanmaktan öyle çok korkuyordum ki onları umursayamıyordum. Oysaki Tina'ya bu haberi verdiğimde "Zaten tatlı çocuklar hep eşcinsel olur" diyerek bir ay boyunca yakınmıştı. Damien ve Jason ise öyle şiddetli gülmüşlerdi ki izlediğimiz filmi durdurmak zorunda kalmıştık, hiçbir şey duyamıyorduk çünkü. Şu an ise hayatım bir ipin ucunda sallanıyordu. Kalbim sıkıştı ve "Şu an iyi bir şey duymaya ihtiyacım var" dedim. Xavier "Bugün doğum günün!" diye bağırdı. Doğru ya doğum günüm. Kimsenin heyecanlı olmadığını biliyordum. Dün ehliyetimi almıştım ve bugün ilk kez babamın arabasıyla Xavier'lere gidecektim. Beni ailesi ile tanıştıracaktı. Zaten erken kalkıp şeker kız Candy modunda yaşamayı düşünürken bekediğimden de erken kalkıp kıyamet gününe uyandığımı öğrenmek gibi bir şeydi. Ben özgürlük adına yapılan yürüyüşlere katılmak için evden kaçıp şehre giden biriydim ve insanlar benim beynime girmek istiyorlardı! Tamam, korkularını anlardım ama koca Çiftliği insanlarla beraber yakacağımdan korkmaları için ne vardı ki. Sonra Xavier'in bir ay kadar önce ilk kar yağdığında kehanetin başladığını hatırladım ve telefonda tartışan ikisini susturup "Xavier, bizim hakkımızda bir kehanet var değil mi?" dedim. "Evet, ama bunu şimdi öğrenmenin faydası yok. Sadece ateş ve hava kullanıcısı iki kâhinin ilk kar tanesi cennete düştüğünde güçlenmeye başlayacağından bahsediyordu. Heaven, kasabanın adı zaten cennet demek ve çiftlik sadece son yüz senedir Heaven'da yani burada ortaya çıkacak iki kahin için bekliyorduk. Siz ortaya çıktığınızda ve Heaven'a ilk kar tanesi düştüğünden çok sonra değil sizin ateş ve hava kullanıcısı olduğunuz ortaya çıktı ve insanlar korkmaya başladı. Çiftliği yok etme ihtimalinizden söz ediyor herkes..." dedi. "Tamam, o zaman artık daha fazla duymak istemiyorum. Biraz daha uyumak istiyorum ve sonra doğum günüm çok güzlemiş gibi uyanmak istiyorum tamam mı görüşürüz, sonra konuşuruz. Siz de uyuyun şimdi, ikinizin de sesi çok komik çıkıyor" dedim. Xavier "Sen kendi sesini duysan" dedi. Andreas "Güle güle" diyerek kapattı ve Xavier'e "Seni seviyorum" dedim. O da aynısını söyledi "Bugün görüşürüz akşama" dedim. O da güldü. Benden bir yaş büyük olduğundan ehliyetimi yeni aldığım için dalga geçti ve telefonu kapadı. Andreas bir sene (kız arkadaşının ölümünden sonra) okulu bıraktığından, Xavier ise bir sene geç başladığından benden büyüklerdi ve bu ehliyetle ilgili beni sinirlendirmekten zevk alıyorlardı. Sonra gönlümü alıp her şeyi unutturuyorlardı. 

Kaçış [Bir Delinin Günlüğü-1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin