-MP- Nerdesin Austin?

4K 242 9
                                    

Gözlerim kapandıktan hemen sonra karanlık bir yerde tek başıma kendimi ve bütün benliğimi kaybetmiş gibi dizlerimin üzerinde oturuyordum. Hiçbir şekilde yaşam belirtisi bulamıyordum kendimde. Vücudum karşıda bana boş gözlerle bakıyordu.

Kalbimi dinlemeye çalıştım fakat kalbim atmıyordu. Odaklandığım yerden gözlerimi çektim. Karşımdaki kendi vücudum bana saldırdı.Şimdi anlıyorum ki karşımdaki vücut benim vampir benliğimdi. Kendi insanlımı unutmuş sadece vampir ve kurtluğa odaklanmıştım. Endişeyle gözlerimi açtım. Profesör Sally bana dik dik bakıyordu.
"Bleinna, çıkış saati geldi artık evine gitmelisin!"
"Özür dilerim Profesör uyuya kalmışım."

Çantamı omzuma taktım. Sınıftan ayrıldım şimdiki tek planım Austin'in evine gitmek!

AUSTİN'İN GÖZÜNDEN

Her yer karanlık sanki içimden bir ses yükselerek bana hemen kalkıp burdan kaçmamı öneriyordu ama bir sorun vardı. Ben zaten uyanıktım veya ben öyle sanıyordum. Şuan için kafam allak bullak acaba Bleinna beni merak etmiş midir? Aklım sadece bu durumda buna çalışıyordu. Etrafa bakındım ama her yer karanlık hiç birşey görmüyordum. Birden sırtımda bir acı hissettim inleyerek yere düştüm. Gözlerimi zar zor açık tutuyordum karşımda gördüğüm yüzle şok oldum! Bu yüz bu kumral düz saçlar ah hayır bu Bleinna! Sırıtarak bana bakıyordu. Birden arkasında John belirdi. John bana havalı bir bakış atarak.
"Seni zavallı. Bleinna sen en iyisini yaptın aşkım."

Bleinna'yı kendine çekti ve dudaklarına yumuldu. Köpek!
Gözlerim acıyarak ve uluyarak kurda dönüştüm.
"Hayırrrrr." Diyerek uyandım babam başımda duruyor ve ne olup bittiğini anlamaya çalışan gözlerle bana bakıyordu.

"İyi misin evlat?"

"Ah. Hayır değilim. Başım deli gibi zonkluyor."

"Kusura bakma. Yaptığım büyü rüyası yüzünden olmalı eğer rüyayı yapmasaydım hiç kalkıcak gibi durmuyordun." Dedi sırıtarak.

"Baba herşeyi geçtim biz nerdeyiz?"

"Şifalı mağaradayız atalarımız ve sadece alfaların kullanabildiği bir şifalı su mağarası."

"Peki ben neden hiçbir şey hatırlamıyorum. En son John ile kavga etmiştik ondan sonrası yok."

"Gece kurdu seni etkisine aldığı için muhtemelen hiçbir şey hatırlamaman normal. Çünkü kurdun çok güçlü onunla başa çıkman lazım bunu sende biliyorsun oğlum."

"Ahhh. Bunu biliyorum baba. Bunu bana trilyonuncu kez söyledin ezberledim artık."

"Babana cevap verme bakiyim düş lan önüme çok yüz verdik sana."

Babam arkamda ben onun önünde yürüyordum. Çok sinirlendirmiştim çünkü kalbi saatli bomba gibi bababmın kalbi kulağımda atıyordu. Babam bana saldırsa paramparça eder. Herif alfa bi ulusa patates olucam düşündüklerime bak ya. Mağara'dan çıkarken babam bir şeyler söyledi ve kaya yana doğru kaydı hemen dışarı çıktım. Şuanlık tek istediğim Bleinna'nın kokusu ve ne zaman yatsam onun omuzundaki huzuru istiyorum. Onu çok özledim inşallah çok merak etmemiştir.

BLEİNNA'NIN GÖZÜNDEN

Artık dayanamayacaktım ağlamaktan gözlerim şişmiş gözlerimin altı morarmıştı.Yoklar hiçbir yerde yoklar! Ne alfa, ne Austin, ne de Austin'in annesi sanki evden toz duman olup uçup gitmiş yok olmuşlardı.
Austin nerede? Bensiz ne yapıyor? Acaba başına kötü birşey mi geldi hiçbirşey bilmiyordum. Lanet olsun ellerim kollarım bağlı sus pus ağlayan kızlardan olmak istemiyorum. Hemen Austin'i aramaya koyulmazsam Broth ve John kapıyı kırıcaklar bende bunun olmasını istemiyorum.
Pencereden dışarı atladım ve ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladım. Neredeyse 1 saatir bir koku veya onları görebilirim umuduyla arıyordum fakat hiçbirşey yok derken güzel ve tanıdık bir koku burnumu sardı. Canımı dişime taktım. Tüm gücümle kokunun geldiği yöne doğru koştum. İşte sanki 100yıldır görmediğim o vücut o saçlar işte sonunda seni buldum Austin!

İLK BÖLÜMÜM GELDİ ARKADAŞLAR İNŞALLAH ZEVKLE OKURSUNUZ. HEPİNİZE İYİ OKUMALAR...
#BEYAZ ZENCİ

MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin