-MP- KANLI DOLUNAY

1.5K 92 23
                                    

Bir anda tüm yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçti ve simsiyah suda debelenmeye başladım. Güçlü bir el tarafından yukarı çekildim. Gözümü silip beni çeken kişiye baktım. Austin bana panikle bakıyordu kalp atışları çok hızlıydı, korkmuştu. Yerimden kalkmak istedim ama sendelediğim anda beni kucağına aldı.
"Günaydın prensesim."

Gülümsemekle yetindim çünkü tek kelime konuşacak halim yoktu.

Hızla beni mağaradan çıkartıp koşmaya başladı. Üstümüzden siyah dumanlar çıkıyordu. Austin'in yüzüne baktığımda kurtlaşmaya başlamıştı gözleri simsiyahdı göz bebekleri kaybolmuştu beni yere indirdi ve uluyarak dolunaya doğru kafasını kaldırmaya başladı. Kendimi birden güçlü hissettim ayağa kalkıcakken sancıyla yere düştüm.

Tüm kemiklerim kırılmaya başlamıştı. Ölüyordum sanırım her yerim kırılmıştı fakat belim kırılmıyordu direniyordum.

"Kendini bırak yoksa ben kırmak zorunda kalıcam bunu istemezsin prensesim."

Kendimi sıkmayı bıraktığım anda belim ikiye ayrıldı kurt formuna dönüştüm ilk defa kurduma hakimdim.

"Gözlerinin birisi mavi birisi kırmızı bu nasıl olabilir?"

"Bunda sorun mu var?"

"Sen köken kurtsun bu.. bu imkansız."

"Bilmiyorum Austin."

Karşımıza 3 tane vampir gelmişti ve bize psikopat gibi bakıyorlardı. Birisinin gözü renk değiştitiyordu diğerinin ki bembeyazdı diğerinin ise simsiyahtı önümüze dikilmiş bize bakıyorlardı. Onlardan korkmalıydık sanırım.

"Bunlar çok güçlü başa çıkabilir miyiz bilemiyorum."

""Austin ulu ve herkesi buraya topla."

"Senin uluman daha kuvvetli ben bunları oyalarım."

Ciğerlerim patlarcasına ulumaya başladım. Dört bir yanımızdan vampir ve kurt kokuları geliyordu.

Birden arkamdan bembeyaz kurtlar belirdi. Bunlar kökenlerdi ve beni tanımadıkları için şüpheyle yanıma yaklaşmışlardı bunu hissedebiliyordum. Vampirler bir adım geriye çekildiler. Kökenler birden ulumaya başladı arkamızda yüzlerce kurt belirmeye başladı her renkten kurt vardı neredeyse küçük büyük hiç ayrıt edilmeden büyük savaşa katılmışlardı sanırım binlerce yıldır bu kadar büyük savaş görülmüyordu.

AUSTİN'İN GÖZÜNDEN

Bleinna'nın uluması biter bitmez beni öldürmek isteyen kökenler geldi. Telaşlılar ve gerginlerdi tanımadıkları beyaz bir kurt onları uluyarak çağırmıştı. Önüme döndüğümde binlerce vampirle karşı karşıyaydım arkama döndüğümde aynı şekilde tüm kurt kabileleri buraya toplanmıştı. Babam ve yüzlerce alfa köken kurtların arkasındalardı. Bleinna'nın emir vermesini bekliyorlardı ama neden?

BİRKAÇ DAKKIKA SONRA

Heryer kan gölüne dönmüştü ve Bleinna'yı etrafta ne görebiliyordum, nede hissedebiliyorum. Sinirlenmiştim tüm dikkatim toplayarak yüzlerce vampiri yerden havalandırıp toprakla bütünleştirmiştim. Karanlık güçlerim işime çok yarıyordu. Garip birşey vardı ağzımdan kan geliyordu başımı öne eğip karnıma baktım kazık bir tarafımdan girip diğer tarafımdan çıkmıştı. Gözlerim kapanmak istiyordu yere düştüm ve karnımı tuttum yaram kapanmıyordu kurtboğanlıydı ve canım çok yanıyordu. Kendimden geçtim. güçlü bir ulumayla kendime geldim. Kurt tarafım delirmişcesine davranıyordu çünkü bu acı dolu ulumayı tanıyordu. Birden yaram kapandı insan formundan tekrardan kurda dönüştüm. Ulumanın geldiği yöne doğru son sürat koşuyordum. Ayaklarım benden bilinçsiz olarak hareket ediyordu ve hakimiyetimi sağlayamıyordum.

Yerde kanlar içinde beyaz bir kurt gördüm. Her tarafında sayamayacağım kadar kurtboğanlı kazık vardı ve çoğu derin olarak saplanmıştı. 10tane vampir parçalara ayırmak için etrafını sarmıştı. 10 saniye bile sürmeden hepsinin kafasını kopartıp beyaz kurda yaklaştım. Tam eğildiğim sırada sırtımdan bir kazık girdi ama devrilmedim önümden çıkan kazığı karnımdan çıkardım ve yere attım. Ardından 2tane daha kazık yedim. Gözlerim kapanmak istiyordu. Kendimi sıktım ve kazıkların 2side vampirlere saplandı o sırada yere düştüm. Üstümüze balıkçı ağı gibi birşey atıldı ve yakıyordu sanırım bizim için yapılmıştı. Vampirler tarafındam kaçırılıyorduk ama nereye,kim ve neden biz,bizi kim napıcaktı? Aklımda çok soru vardı ve bu sorular sadece kendime kaldı çünkü gözlerim kapanmış ve yerine belirsiz simsiyah bir karanlık almıştı. Düşüncelerim karışmış napıcağımı bilemiyordum ve uykum gelmeye başlamıştı ve sanırım bayılıyordum yukardan kendimk 3. şahıs gibi izliyordum ormandaydık ve Bleinna ile ikimizde baygındık. Bleinna'yı hissedemiyordum. Aslında şuan kendimide hissedemiyordum.

MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin