Verilen ilacın etkisinin geçmesi üzerine uyanan Ashley, kapkaranlık bir odada buldu kendini.
Sitemkar bir şekilde "Her gözümü açtığımda başka bir yerde bulmak zorunda mıyım kendimi? " dedi
Bunun üzerine saatçi devreye girdi:
"Ashley, eğlenmek istediğini duydum. Doğrusu benimde canım sıkıldı. Şimdi ayağa kalkta eğlenceye başlayalım."Ashley'in yerinden kalkmasıyla düşmesi bir oldu. Ses tonu yüksek bir şekilde bağırmaya başladı:
"Bu ne şimdi? Yerler kaygan ve sen benden kalkmamı istiyorsun. Benimle dalga mı geçiyorsun?"Bu durumun üzerine saatçi tekrar devreye girerek: "Hemen sinirleniyorsun ama daha yeni başladık. Odada bir kapı kolu olacak, onu bulursan buradan çıkabilirsin. Belli bir süren yok o kolu bulana kadar buradan çıkamayacaksın, senin eğlenmen için bir müzik açacağım. Son olarak zaman geçtikçe müziğin sesinde biraz oynayacağım. Kolu ayakta araman sana zaman kazandırabilir. İyi eğlenceler"
Bir kaç soru sorup cevap alamadıktan sonra saatçinin son konuşması olduğunu anlayan Ashley, sorulara devam etmek yerine kabullenmiş bir şekilde bir ricada bulunuyordu: "Şarkı "Alternative Rock" olursa sevinirim" dedi.
Bir kaç dakika sonra hafif kulak çınlaması şeklinde bir ses gelmeye başladı.
Ashley "Müzik zevkinde çok güzelmiş doğrusu,ayrıca çok eğlenceli bir kadınsın" diye alaycı bir şekilde devam etti.
Aslında ilerleyen zamanlarda ne olacağının farkında değildi ve kendi kendine konuşması, oyunun yavaştan etki ettiğinin bir göstergesiydi.
"Ama sen hiç konuşmuyorsun" "Hey sana diyorum" "Lanet kadın sana diyorum" "Tamam o zaman başlasam iyi olur" diye sürekli kendi kendine birşeyler diyordu.
Sesin tonu her geçen dakika artıyordu. Ashley sürekli ayağa kalkıp biraz ilerledikten sonra tekrar, tekrar düşüyordu. 1 saat 2 saat 3 saat... Zaman geçtikçe yoruluyor ve kulaklarını tırmalayan sesten rahatsız oluyordu. Devam etti. Sürekli bir duvar buluyordu fakat sizde hak verirsiniz ki koskocaman bir odada o kolu bulmak tabiki kolay olamazdı. İşte saatçinin istediğide buydu. Onun o kolu bulamayacağını biliyordu. 10. Saat artık hem yorgunluktan bitkin düşmüş hemde gelen sesin kulak zarını patlacak şekilde olması, artık onun akıl sağlığını kaybedecek duruma gelmesine neden olmuştu. Biraz zaman geçtikten sonra yalvarmaya başladı:
"Tanrı aşkına beni serbest bırak ya da beni tanrıya bağışlada kurtulayım"
Her zaman ki gibi söylediklerine cevap alamamıştı. Ağlıyordu. Müziğin sesi biraz daha arttı ve biraz daha. Artık tahammül edemeyecek bir hal almıştı. Akıl sağlığını tamamen kaybediyordu. Saçlarını yolmaya başladı. Saatler geçti artık saçlarını yolmaktan saç derisi kalkmıştı ve son olarak kanamadan dolayı bilincini kaybedip yere serildi.
Bu Ashley'in sonumuydu ? Yoksa saatçi görevini yerine getiremeyen Ashley'e bir hak daha verecek miydi?
* * * * *
Evde hayat devam ediyordu diğer 5 kişi Ashley'in ortadan kaybolmasına şaşırmıştı. Ne olduğunu merak ediyorlardı evin çevresine baktılar. Hiç bir yerde bulamadılar. Biraz zaman geçtikten sonra Ashley'den ümidi kesip salona geçtiler. Anthony ile Emily aynı koltuğa oturdular. Jacob, Cassandrea ve Kaiser diğer koltuğa geçtiler.
Kaiser gamsız bir insandı, bu konuda kendine benzeyen Ashley için ;
"O değil miydi eğlenelim diyen? Bence onu düşünmek yerine eğlencemize bakalım" dedi.
Cassandrea' da "Saatçi zaten bu evdeki kimseye değer vermemizi söylemişti.Bence oyunu kurallarına göre oynayalım." diyerek ona katıldı. Bu konuşmadan sonrada Anthony yerinden kalkarak bir film taktı. Birlikte film izlemeye başladılar. Filmin yarısında kapı çaldı.Herkes merakla birbirine baktı ve ayağa kalktılar. Emin adımlarla kapıya yaklaştılar. Kapıyı araladılar ve...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
24 SAAT
Mystery / ThrillerAnnesinin gözü önünde öldüğünü gören bir hayat kadını (Saatçi), annesine yapılanların benzerini yapan insanları belirleyip çocuklarını kaçırarak onlardan bir nevi intikam almak ister. Kaçırdığı insanlara ölü süsü vererek arkada hiç iz bırakmaz. Ukra...