14.Gün

145 9 3
                                    

                     Saat 00:00

Jacob' u eve getirdiler. Evin önünde saatçinin adamlarının yanından ayrılan Jacob kapının önünde durdu. Kapıyı tam açacakken bir an duraksadı. Içeride onu öldürmek isteyen ve onun ihanet ettiğini düşünen bir sürü insan vardı. Ne yapacağına karar verdi ve kapıyı araladı. Gece olduğu için etraf karanlık ve sessizdi. Bir hırsız gibi tedbirli ve ses çıkarmamaya dikkat ederek kapının yanındaki merdivenlerden yavaşça çıktı. Aslında odası alt kattaydı. O ise yukarı çıkmayı tercih etti bundaki amacı Ashley'in yanına ilk olarak gitmeyi ii. Ashley'in yanına çıkıyordu çünkü onu tek dinleyecek kişi oydu. Telkinli bir şekilde basamakları arkasında bırakıyordu. Ashley'in odasının önüne geldi. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Yavaşça yatağının başına geldi. Sırt üstü yattığı için yorganı ile hafifçe oynadı. Rahatsız oldu doğruldu Ashley etrafına baktı. Kimse yoktu. Tekrar sırt üstü yattı. Bu arada yatağın aşağısına saklanan Jacob diz üstü oturdu, elini yavaşça Ashley'in ağzına yaklaştırdı ve kapattı. Hemen doğrulamaya çalışan Ashley'i iterek yataktan kalkmasını engelledi. Ses çıkarmasın diyede parmağını kendi ağzına götürdü Jacob:

"Şşş, benim Jacob sakin ol şimdi elini ağzından çekeceğim sakın ses çıkarma seninle konuşacaklarım var."
Ashley onaylar şekilde bir kafa hareketi yaptı. Jacob elini çektikten sonra kalkıp Jacob'a sarıldı. Ve şöyle devam etti kısık bir sesle:

"Iyisin ve buradasın çok sevindim buna Jacob"
"Bende seni bir daha görebilmeme sevindim ama bu tepkiyi vermeni beklemiyordum şu anda oldukça şaşırdım."
"Şaşırlacak bir durum yok senin kötü bir niyetin olmadığından ve buradan baştan beri kurtulmamız için uğraştığından hiç süphem olmadı. Peki şimdi ne yapacaksın?  Seni öldürmek isteyen bir sürü insan var şu anda bu evde."
"Işte bende tam olarak bunu konuşmaya geldim. Bana yardım etmen lazım"
"Tabiki ederim anlat bakalım"
"Benimle geleceksin bir bıçak vereceğim , ben içeridekileri uykularında bayıltmak için hastaneden kaçırdığım eterle  bayıltırken sende başımızda bekleyeceksin. Eğer olduda başaramazsam onlara yapacağını biliyorsun."
"Ben yapamam bunu Jacob"
"Merak etme yaparsın beni takip et."Odadan çıkıp aşağı kata indiler. Ilk olarak Kaiser'in odasına girdiler Jacob yavaşça yine yatağa yaklaştı. Elindeki eteri diğer elindeki beze döktü ve hemen ağzına götürdü. Kaiser ilk tepindi ama ilacın etkisiyle bayıldı. Diğerlerinede başarılı bir şekilde aynı uygulamayı yaparak salona taşıdılar. Salonda Jacob sandalyeye oturttu hepsinin kollarını, ayaklarını bağladıktan sonra karşısındaki sandalyeyede kendisi oturdu. Bir sigara yaktı. Nefes nefese kalmıştı. Bir yandanda viskilerini getiren Ashley Jacob'un sandalyesinin başında durdu. Birlikte uyanmalarını beklediler.

                             ****
                      Saat 13:00
                  "12 saat sonra"

Herkes bir yerde uyuklarken Kaiser kendine gelmeye başladı. Başını tutarak etrafına bakındı.
"Ne oluyor burada?"
Bağırmasıyla Ashley ve Jacob hemen uyandılar.
" Sakin ol birşey yapmayacağım sadece konuşmak istediğim şeyler var "
"Ne konuşacağız seninle, benim seninle konuşacak hiç birşeyim yok"
Jacob sandalyesinden hızlı bir şekilde kalktı ve Kaiser'in boğazına yapıştı.
"Bak seni burada oldürürüm kimsede kurtaramaz elimden. Adam gibi dinle diyeceklerimi."
Ashley Jacob'un kollarından tutarak
"Sakin ol Jacob kimsenin ölmesini istemiyoruz artık."
Jacob kollarını Kaiser'den çekerek sandalyesine oturdu. Sigara paketinden iki sigara cıkardı. Birini Kaiser'e birinide kendine yaktı. Biraz sessizlik oluştuştuktan sonra Anthony'de kendine geldi. Aynı tepkileri oda verdi. O kadar etkisizdi ki Anthony, Jacob'un sadece parmağını ağzına götürüp sus işaretini yapması yeterli oldu.
           
                     *****
                     Saat 16:00
                  "3 saat sonra"

Emily hala kendine gelemedi. Merak eden Jacob ayağa kalktı. Emily'i dürtü hala kendine gelmiyordu Emily. Sonra elini şahdamarına götürerek nabzına baktı. Emily ölmüştü. Eterin dozu fazla kaçmış olmalıydı ki bünyesi kaldıramamıştı. Jacob hiç birşey yokmuş gibi
"Nabzı var biraz sonra uyanır." dedi ve Ashley'e bir hareket yaparak diğer odaya geçtiler.
Ashley :
"Ne oldu Jacob niye buraya geldik ?"
"Sanırım Emily'e doz fazla geldi ve öldü"
"Ne!"
Jacob sanki bir seri katil gibi soğukkanlılığını korurken,  Ashley aynısı yapamadı ve gözleri doldu, ağlamaya başladı.
"Sessiz ol şimdi anlayacaklar. Kendini toparlada içeriye girelim"
"Tamam, ben lavobaya gidip geliyorum"
Jacob içeriye girdi. Ilk önce Emily'i çözdü. Kucaklayıp başka bir odaya götürdü. Belindeki bıçağı çıkarıp Emily'e sapladı. Sonra içeriye girip Anthony'i çözdü ve şöyle söyledi ;

"Emily Ashley'in yanında Anthony yapacağın ters bir harekette ölümüne sebep olabilirsin şimdi biz Kaiser ile içeriye gideceğiz. Sen ne olursa olsun buradan kıpırdamayacaksın."
"Tamam yeter ki ona birşey yapmayın"
"Kaiser seninde  şimdi ayaklarını çözüyorum. Buradan götürüp odada ellerini çözeceğim teke tek çıkacağız."
"Tamam kabul ama bıçak olmayacak"
"Merak etme"
Kaiser ' in ayaklarını çözdü yavaşça Emily'in olduğu odaya geçtiler. Eline yerdeki kanlı bıçağı verdi.
"Al sana bıçak bununla bile beni alt edecek güçte değilsin" dedi. Ellerini çözdükten sonra kavga etmeye başladılar. Bu arada içeriye sabırsızlıktan dayanamayıp gelen Anthony yerdeki kanlı bedeni ve Kaiser'in elindeki kanlı bıçağı görünce Kaiser'in üzerine atladı. Anthony ve Kaiser kavga etmeye başladı. Kaiser'i altına alan Anthony'i bıçağı kafasına sapladı. Sonra ayağa kalktı yüzündeki kanları silip Emily'in yanına gitti diz üstü çöktü. Kafasını dizinin üstüne koyarak yüzüne bakakaldı. Jacob ise Kaiser'in yanına gidip onu teselli etti. Elinden tutarak ayağa kaldırdı.
"Gördün mü bak düşmanını, hadi yardım et bunları gidip gömelim."
Anthony'i kalktı ayağa ve Emily'in bedenini kucaklayıp götürürken arkasından Jacob yerdeki bıçağı alıp Anthony'e sapladı. Bıçakla birlikte irkilen Anthony yere serildi, yanında Emily'in bedeniyle birlikte. Jacob üç cesetin yanında sırtını duvara vererek oturdu ve sigarasını yaktı. Derin bir nefes aldı. Ashley'i beklemeye başladı.
 
                          *****
                    Saat 16:30
               "Yarım saat sonra"
Ashley'den ses gelmeyince tedirgin olan Jacob lavobaya doğru ilerledi kapıyı  yarım araladı ve karşısında  yere düşmüş bir sandalye gördü. Kapıyı tam olarak açtığında ise duvardan asılmış bir ip ve onun ucunda Ashley'in cansız bedenini gördü. Bu durumda ağlaması ya da kurtulması  için birşey  yapması gerekiyordu fakat Jacob gülerek banyodan ayrıldı. Salona inip televizyonu açtı. CD'lerin arasından 24 saat isimli CD'yi izledi ve bu CD' deki herşeyi yapmıştı son olarak saatçiyle yüzleşecekti. Içeriden çok yüksek bir ses geldi. Jacob hemen ayaklandı sesin geldiği yere doğru ilerledi. Karşısında beş siyah takım elbiseli adam gördü. Kiminin yüzünde maske kimininde gözlük vardı. Hiç ses çıkarmadan kapıyı gösterdiler. Jacob kapıdan dışarı çıktı. Kapı önünde siyah bir minibüs gördü. Ona doğru ilerledi. Adamlardan biri kapıyı açtı. Jacob içeriye girdi. Diğer adamlarda arabaya bindi ve 1 saatlik bir yoldan sonra arabadan indi. Yol boyunca tek bir kelime bile konuşulmamıştı. Jacob  bir binaya girdi. Bina uzunca hiçte terkedilmiş bir şehre ait olabileceğini düşündüğü tarzdan bir bina değildi. Kapının önünde karşılaştığı adamlar onunla odaya kadar eşlik ettiler.Jacob içeriye girdi karşısında 3 maskeli adam ve önünde duran bir kadın. Jacob ilk gördüğünde anladı. Karşısındaki saatçiydi. Yaklaştı saatçiye. Saatçinin adamlarından biri öne çıktı. Jacob'a bir çanta uzattı.
"Al bu senin ödülün içinde istediğin para babanın saati ve kardeşini açığa çıkaracak dosyalar"
"Bu iş burada bitmedi saatçi seninle daha çok görüşeceğiz"
Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Saatçi ise bağırarak ve imalı bir şekilde :
"Tabi ki Jacob daha BABANIN ÖLÜMÜ VAR" dedi
                     Saat 00:00.

10.11.2016 'da 24 saat serisinin ikinci kitabı ''24 Saat (Şehri- İntikam) '' yayınlanacak.

24 SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin