3.Gün

223 30 8
                                    

"Birgün diğerleri gibi sizde acıyı dibine kadar yaşayacaksınız, dayanıksız bu vücudun her zerresinde ağır bir sızı hissedeceksiniz o zaman yalvaracaksınız, sizi kurturacağını veya affedeceğini düşündüğünüz o varlığa. Yalvaracaksınız ki sizi o durumdan kurtarsın diye. Karşılık alamayınca farkedeceksiniz, sizi sizden başkasının kurtaramayacağını ve o zaman büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaksınız ve bu hayal kırıklığı, kendinizi gönül rahatlığıyla sonsuzluğa bırakmanıza yarayacak. O zaman yüzünüzde küçük bir gülümseme belirecek, bu son olacak."

Kapı açıldı, karşılarında bir kutu buldular. Jacob cesaretini toplayarak kutuyu açtı. İçinde heryeri kan içinde bir kafatası gördü. İlk başta korktu sonra diğerleri etkilenmesi diye sakin bir şekilde dönüp merakla bekleyen gözlere baktı. Ashley'in öldüğünü belirten bir yüz ifadesi vardı. Herkes anlamıştı. Kızlar boyunundaki damarları ortaya çıkacak derecede şiddetli ve içden bir çığlıkla ağlamaya başladılar. Erkeklerse kutuyu bulunduğu yerden kaldırıp bahçenin ilerisinde bir yere gömdüler.

Eve gelip salona geçtiler. Anthony Emily'i, Kaiser 'de Cassandrea'yı teselli etmeye çalışıyorlardı. Jacob ise bir köşeye geçip gördüğü şeyin anlamını çözmeye karar vermişti. Kendi içinden
"Saatçi bize acı vermek istiyor, yaşadıklarını yaşatmaya çalışıyor fakat bunu bu kadar kısa bir sürede yapmaz. Yani daha çok zamanı var, hemen öldürmez.Bu kadar kolay olamaz." diye geçirdi. Kafası çok karışıktı olabildiğince sakinliğini korumaya çalışıyordu bir yandanda düşünmeye devam ediyordu.
"Yoksa bize ibret olsun diye mi yaptı? Bu bir ders mi? " ikilimde kalmıştı.

O akşam yemek masasına oturulduğunda, herkes bir noktaya kitlenmiş bir şeyler düşünüyordu. Hiç kimsede iştah yoktu. Yemeklerine dokunmuyorlardı. Jacob ise tam tersine yemeğini son derece iştahla yiyiyordu. Son yemeği gibi. Diğerlerinden farklı davranıyordu. Diğerleri, onun bu kadar iştahla yemek yemesine şaşırıyorlardı. Emily "Sen nasıl insansın? O kafayı en yakından gören sendin, bu kadar iştahlı olmayı nasıl başarıyorsun?" dedi sesi ağlamaktan kısık bir şekilde. Jacob gülümsedi ve yemeğine devam etti. Evdekilerin sinirli gözleri üstündeydi.Bu onu hiç etkilemiyor gibiydi. Sonra siniri bozulan Emily masadaki sigara paketini alarak evden hızlı adımlarla çıktı.Anthony ' de hemen arkasından Jacob' a sert bir bakış atıp evi terketti. Emily sinirle bir taraftan ağlıyor, bir taraftanda üşüyor ve titriyordu. Anthony'i sırtına kendi ceketini sararak Emily 'i sardı. Hiç birşey konuşmuyorlardı. Emily o anlık bir savunmasızlıkla dönüp Anthony'inin dudaklarına yapıştı. Anthony şaşırmıştı ama karşıda çıkamıyordu. Emily'i belinden tutup duvara yasladı. Anthony dudaklarını ilk boynuna sonra daha aşağılara götürmeye başlarken, saatçinin sesi duyuldu. Hemen irkilip kendilerine geldiler. Toparlanıp eve girdiler.

Saatçinin söyleyecekleri vardı:
"Bakıyorumda bugün ki olay sizi hiç etkilememiş,kurallara uymayanları görüyorum. Bence düzelmeniz lazım.Bu bir dersti size, sonunuz onun gibi olabilir."dedi ve ses kesildi. Bu konuşma Jacob'un ikinci seçeneğiydi ve ona rağmen hala tatmin olmamıştı.

* * * * *

Gece herkes yatağında uyurken Jacob uyumamayı tercih etti. Kendi odasında birşeyler yazıyordu. Bir anda odasına iri, yarı iki tane adam girip Jacob'u biraz hırpaladıktan sonra bayıltıp götürdüler.

Jacob küçük, tepeden hafif ışıkla aydınlanan bir odada, sandalyeye otururken geldi kendine.Elleri sandalyenin kollarına, iç çevresi sivri ve kesici olan bir kelepçeyle sabitlenmişti.10 dakika geçtikten sonra karşısına vücut hatları kıvrımlı, saçları uzun biri oturdu.Yüzünde maske olmasına rağmen kadın olduğu belli oluyordu. En son elindeki saatten anlamıştı Jacob, karşısındakini saatçi olduğunu ve onunla konuşmaya başladı:

"Saatçi hanım karşımızda oturuyor bunu neye borçluyuz?"

"Evet karşında oturuyorum çünkü seninle bir konuşma yapmalıyım.Senin bu evdekilerden bir farkın var.Babandan dolayı diğerlerinden daha önemlisin benim için.Babandan faklısın, sebebi ise akıllı ve çok sakinsin, bu beni şaşırtıyor.O, aniden sinirlenen ve sağlıklı düşünemeyen bir insandı.Onu için seninle bir anlaşma yapacağım.Benim gördüklerim ve duyduklarımdan hariç ulaşamadığım bazı şeyler var. İçeride konuşulanları bana ileteceksin."

"Bunu niye yapayım?"

"Bence seçim şansın yok ama tabiki
karşılığı olacak.Bu evden tek kurtulan sen olabilirsin ."

"Tamam kabul ediyorum. Benimde senden bir isteğim olacak. Ashley'e ne olduğunu tüm ayrıntılarıyla öğrenmek istiyorum."

Saatçi adamlarına bir el işareti yaptı ve adamları harekete geçti...

24 SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin