Cassandrea bir koltuğa oturtuldu karşısında bir adam vardı. Kafasına çuval geçirilmiş halde oturuyordu. Saatçi oyunu anlatmaya başladı.
"Şimdi karşında Kaiser var. Olanları görmesin diye kafasına bir çuval geçirdik. Senin yapacağın şeyler onun hayatını kurtarabilir ama seninde bazı şeylerini kaybetmene neden olabilir. Onun için zeki ve mantıklı hareket etmeni umuyorum. Sana bazı sorular ve görevler vereceğim eğer bunları yapabileceğini düşünüyorsan, 1 dk içinde karar vermen lazım. Eğer 1 dk içinde karar vermezsen veya yanlış sonuca ulaşırsan Kaiser elektriğin tadına bakacak . Her yanlış soruda elektriğin volt'u artacak. Yani daha lezzetli hale gelecek. Ona zarar vermemi istemezsin demiyorum bile artık. Bir dakika içinde ilk sorun gelecek."Kendini toparladı. Çok heyecanlandı. Sakinleşmeye çalıştı. Bir dakika geçtikten sonra ilk soru geldi.
"Sadistin diğer anlamı nedir? "
Hiç zaman kaybetmeden cevabı verdi.
"Elezer"
"Sence ben Elezer miyim? "
"Evet"
"Peki Elezer olmam çocuklukta yaşadığım şeylerden mi kaynaklanıyor?"
"Büyük bir ihtimalle,evet"
"Peki biri senin kafanı saçlarından geriye doğru çekse ne olur? "
Kaşlarının ortaya yaklaşan kısımları kalkmış,dudakları titremekli ve ses tonu düşük bir şekilde:
"Boynum..."
"Tabiki, boynun kırılır ama ben bunu istemiyorum."
Cassandrea yutkundu, sanki üzerinden büyük bir yük kalkmıştı fakat saatçinin sözleri bitmemişti.
"Saçların şu anda bir düzeneğe bağlı.Düzeneğin saçlarınla beraber saç derinide kaldırmasını istemiyorsan ve Kaiser'i düşünüyorsan, yanında olan makineyle saçını kazıyacaksın."
Bu zamana kadar yerinden kıpırdamayan Cassandrea, hareket edince anladı saçlarının bağlı olmasından dolayı kafasını hareket ettiremediğini ve içinden,
"Ben bunu yapamam" diye geçirdi.Zaman geçiyordu. 60,59,58...3,2,1 ve Cassandrea,
"Tamam, tamam yapacağım.Bana biraz zaman ver." dedi.
5-6 dakika sonra yanındaki makineyi aldı ve saçlarının düzeneğe bağlı olan taraflarını kazıdı.Saatçi diğer soruyla devam etti:
"Şimdi ki sorunu soruyorum.Ben evde kimseye kendinden vazgeçecek kadar değer verme dedim, değil mi ? "
Yüzünde suç işlemiş bir ifade ile Cassandrea:
"Evet"
"Peki, sen buna uydun mu?"
"Evet, ben kendimden vazgeçecek kadar kimseyi sevmedim"
Kaiser birden ıslak sandalyede titremeye başladı. Bunu gören Cassandrea doğruldu ve bağırmaya başladı hemen ardından iki elinin arasına kafasını alıp ağlamaya başladı.
"Bence o kadar emin olma"dedi saatçi.
"Niye bunu yapıyorsun?"
"Soruları ben soruyorum burada, son soruya geçiyoruz. Sevdiğin insanın gözünün önünde öldüğü ve hiç birşey yapamadığın oldu mu? nasıl bir duygu bilir misin? "
Kekeleyerek Cassandrea
"E e evet oldu, biliyorum"
"Yanlış" dedi geçmişi hakkında herşeyi bilen saatçi ve koşar adımlarla içeriye onun adamlarından biri girdi. Elindeki balta ile elektrikli sandalyede oturan Kaiser'in kafasını vücudundan ayırdı. Kopan kafa Cassandrea'nın önüne düştü. Cassandrea ne olduğunu anlayamadı. Ne cevap veriyordu ne de hareket edebiliyordu. Kalakaldı, şok geçiriyordu.Böyle anlaşmamışlardı. Aniden birinin Kaiser'i gelip öldürmesi onu çok etkilemişti.Oda yetmezmiş gibi birde saatçi adamına işaret etti. Adamı odadan ayrıldı. Cassandrea Kaiser'in vücudundan ayrılmış kafası ile gece boyu yalnız kaldı.Saatçi bilinç altını ortaya koyuyordu, bu kötü sonuçlar oluşturuyordu. Psikolojisi bozuktu. Hastalık gibiydi. Evde bulunan altı kişiye zarar vermek onun hoşuna gidiyordu. Sadece o altı kişiye yani genelde tüm insanlara değildi bu hastalığı. Yaşadıklarının karşılığını alıyordu bir nevi isyandı bu içinde bastıramadığı ama Kaiser'in bu erken ölümü, daha fazla önceki yaşadıklarını içinde tutmadığından mıydı? Yoksa bu da mı bir oyundu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
24 SAAT
Mystery / ThrillerAnnesinin gözü önünde öldüğünü gören bir hayat kadını (Saatçi), annesine yapılanların benzerini yapan insanları belirleyip çocuklarını kaçırarak onlardan bir nevi intikam almak ister. Kaçırdığı insanlara ölü süsü vererek arkada hiç iz bırakmaz. Ukra...