24 SAAT

12.Gün

Bıçağı karnında hisseden Jacob, Kaiser'in omzuna kolunu attı ve ağzını kulağına yaklaştırarak "Ben öldürdüm. Hem de büyük bir zevkle kanları görüyor musun? hepsi ona ait sende öleceksin. Saatçi öldürmesse ben öldüreceğim. Son zamanlarını... "
Kaiser ,sözünün yarıda kestiği Jacob'u iterek Cassendra ' nın yanına gitti. Arkası dönük bir şekilde "Bu kadar emin olma bence, kimin kimi öldüreceği belli olmaz ama şunu da bil ki böyle ölmeyeceksin " Cassendra' nı vücüdunu yerden kaldırarak kapıdan dışarı çıktı . Arkasından da Anthony gitti yardıma ihtiyacı olur diye. Yerde yatan Jacob karnındaki bıçaktan zevk alırmış gibi gülüyordu. Saatçi devreye girdi."Evdekiler Jacob'u dışarı çıkarın ve oradan uzaklaşın" dedi. Ashley ve Emily Jacob'un koluna girerek zorlukla yerden kaldırıp kapının önune oturtular. Fazla zaman geçmeden saatçi'nin adamları Jacob'u tedavisi için kapının önünden aldılar ve götürdüler.

*****
Herkes akşam ki olaydan sonra Jacob 'u saatçinin adamı olduğunu düşünüyorlardı. Bu olay onların Jacob 'a sırt çevirmelerine sebep olmuştu. Emily " Vay be adama bak baştan beri oyun oynuyormuş aslında ben... "
Kaiser sözünü bölerek "Sen biliyordun değil mi? Yapmayın ama dedikodu yapacağınıza başınızın çaresine bakın. Adam saatçi ile anlaşma yapmış belli. Bence bunları konuşmanız sadece zaman kaybı ben büyük bir kayıp yaşadım fakat benim bile bunu düşünecek zamanım yok ama burada hepinize yemin ediyorum o adamın ölümü benim elinden olacak "
Ashley sessizdi hala aşık olduğu adamın bunları yaptığına anlam veremiyordu. Onun saatçi ile anlaşma yaptığına inanmıyordu yani Jacob düşman değildi ama bir açıklaması olmalıydı. Jacob doktorlar tarafından tedavi oluyordu bir müddet evden uzak kalacaktı. Kaiser odasına geçti. Ashley'de hemen ardından odasına geçti. Salonda yanlız kalan Emily ve Anthony 'i salonda yalnız kaldılar. Emily
-N'apacağız Anthony? Şimdi kime karşı direneceğiz ? Jacob 'a mı saatçiye mi yoksa diğerlerine karşı mı?
- Bırak birbirlerini yesinler şimdilik sessiz kalacağız zaten başka bir şansımız yok hepsi çok ince planlar yapıyorlar.
- Sessiz kalanlar ilk gider bunu biliyorsun değil mi?
-N'apmamızı istiyorsun? Bir planının varsa sen söyle
-Ashley bende, sen bekleyeceksin Kaiser ile Jacob kavgasının kazananı sen halledeceksin. Şu anda saatçi için bir planım yok.
-Bana uyarda bence Ashley 'i hafife alma Jacob onu koruyacaktır.
-Sen merak etme. Bu olanlardan sonra
güvemez ona biraz da aklını karıştırırsam bana iyilik bile yapabilir. Yani bende o.

İkiside aklında değişik planlarla gülmeye başlamışlardı bile planlarında emin bir şekilde

*****
JACOB HASTANEDE :

Hastane pripat şehrinin terkedilmiş çatlakları olan camları kırık bir hastaneydi. Jacob'ı küçük bir odaya aldılar. Herşey vardı etrafında hastaneyle ilgili tam donanımlıydı. Enjektörler ,cihazlar , ilaçlar herşey. İçeriye hemşire olduğunu düşündüğü iki kişi girdi. Ortamı hazırladılar. Hastanın yaralı bölgesine lokal anestezi verildi. Assolist yani doktor içeriye girdi. Doktor tedavi ederken, Jacob etrafına bakıyordu. Kaçması oldukça kolay bir odaydı. Birinci kat olarak düşündüğü bu odanın penceresinde korkuluk yoktu. Elindeki saatte enfeksiyon oluşturmasın diye çıkarılmıştı. Hemşireye dokunarak:
- Dinlememi burada mı ,evde mi , yoksa başka bir odada mı
yapacaksınız?
Hemşire yüzüne baktı ve işiyle uğraşmaya devam etti.
- Ulan hepinizi öldüreceğim hepinizi.
Başta sakin olan Jacob artık sakin düşünemiyordu. Kin ve nefret bürümüştü gözünü. Herşeyi yüz üstüne çıkmıştı. Ustelik evdekilerinde onun hakkında "saatçinin adamı " diye konuştuklarını hissediyordu. Birde o da yetmezmiş gibi Kaiser'i karşısına almıştı. En kötüsüde eve gidince herkesin onu öldürmek için sıraya girdiğini biliyordu. Tek çaresi hastane olarak adlandırılan bu odadan kaçmaktı. Ameliyat bitti. Jacob yanındaki masada duran kesici aleti alıp, herkesin karşısında yavaş ve geri adımlarla pencereye yaklaştı.