24 SAAT

7.Gün

Saatçinin bugün sesi hiç çıkmıyordu. Cassandrea'da eve gelmişti. Herkes suskun bir şekilde oturuyordu. Emily sessizliği bozdu. Sormaktan korkuyordu ama sordu:
"Cassandrea Kaiser nerede?
Cassandrea'nın gözünün önünden şerit halinde geçti, yaşadığı o an. Gözleri doldu. Yutkundu ama cevap veremedi. Herkes anlamıştı. Tutamadı kendini ağlamaya başladı. Emily kalkıp Cassandrea'nın yanına gitti. Kafasını göğsüne yasladı. Gerçekten buna ihtiyacı vardı. Sonra Anthony'i yerinden kalkarak bir sigara yaktı. Cassandrea'ya uzattı ağlamaktan titreyen eliyle ağzına götürdü sigarayı bir duman aldıktan sonra Cassandrea konuşmaya başladı.
"Hani bir insanı kaybedersin fakat böyle olması... Yani birden gözünün önünde ve hiç bir suçu yokken ölmesi..." dedi ve devamını getiremedi.

Dünkü olay aslında şu şekilde gelişti: Cassandrea odaya alındı baygın bir şekilde oturtuldu. Kaiser olduğunu düşündüğü aslında saatçinin adamlarından olan başka biriside karşısına oturtuldu. Saatçinin buradaki amacı içinde bastıramadığı çaresizlik durumuydu. Annesini geri getirememişti. O zamanlar küçük olduğu için elindende birşey gelmiyordu. Şimdi öyle değildi. Çok fazla parası ve adamı vardı. Annesini öldüren o kişi eline geçse yapabileceklerini düşünmek bile korkunçtu. Amacıda belki buydu yani adamı eline geçiremeyecekti belki ama bunu başkalarına yaşatıp belkide geçmişin intikamını şimdi alacaktı. Saatçi Çocuk Esirgeme Kurumundan 13 yaşında ayrıldı. Zengin bir aile sahiplendi saatçiyi. 18 yaşına geldiğinde bir miktar parayla evden kaçtı. Annesinin yolunda devam ederek annesine bunları yaşatan o adama benzeyen insanları belirledi. İşte bu çocuklar o adamların kızları ve oğullarıydı. Cassandrea'nın dediği gibi "Hiç bir suçu yokken ölmesi..." işte annesinin ölmeside böyle bir şeydi onu için, istediği parayı yani o geceye değmeyecek, haketti bile denilemeyecek 200 $'dan dolayı hayatına son vermişti. İşte bu soruların amacıda buydu. Yaşadıklarına dayanarak bu soruları sormuştu. Devamında yanına Kaiser'i alıp odada olan biten herşeyi izletti. Kaiser'ede Cassandrea'nın onun için yaptıklarını göstererek zarar vermeye çalıştı. Başarılıda olmuştu.

Kaiser'in yaşı 27 olmasına rağmen ailesinden hiç ayrılmamaştı babası yaşadığı ülkenin bakanlarından biriydi. Her istediği elinin altındaydı. Gezip eğleniyordu. Sonra bir gece yine bir bar çıkışı arabasına bindi. Şoförüne eve gitmesi için emir verdi. 10 dakika sonra evine doğru ilerlemediğini farketti ve ertesi gün kendini saatçinin evinde buldu

Cassandrea ' nın ise ailesi sayılı şirketlerden birinin sahibiydi. Bir gün Cassandrea ailesinden ayrı yaşadığı evine gitti. Kapıyı açtı, soyundu ve direk duşa attı kendini bu arada onun evini penceresinden aşağı yanan bir kadın atladı. Duştan çıktığında kafasına inen bir cisimle kendini saatçinin evinde buldu. Arkasından araştırma yapan polis atlayan kadının Cassandrea olduğunu düşündüler. Yandığı için kimliği belirlenemiyordu. Saatçi arkasında iz bırakmadan bu işide kolaylıkla halletmişti.

Tabiki saatçi için önemli olan bunlar değildi. Önemli olan babalarıydı şimdi onlar nerede? Saatçi bunuda düşünmüştü. Şu anda babalarını izletiyor ve her hareketinden haberdardı. Bir gün onlarada en sevdiklerini kaybetmenin ve bunun nasıl birşey olduğunu öğretmek istiyordu ama bunu için daha çok zamanı vardı. Şimdilik çocuklarına bu duyguyu yaşatacaktı.

* * * * *

Gün geceye yaklaşırken Saatçinin adamları Jacob'ı odasına getirdi. Adamlarına bir işaret yaptıktan sonra adamları odadan ayrıldı. Saatçi Jacob'a yaklaştı ceketini çıkardı. Gömleğinin düğmelerini çözdü. Jacob tepki vermiyordu. Saatçi Jacob'un boynundan başlayarak vücudunun heryerini öpmeye başladı en son birden kararını değiştirdi Jacob. Saatçiyi belinde kaldırarak bacaklarını vücudunu arasına aldı. Ve kendisiyle birlikte saatçiyi yatağa attı. O gece saatçinin istediği olmuştu ama bu durum gerçekten birbirlerini arzuladıklarından mı? yoksa ikiside bir plan doğrultusunda mı yapmışlardı? İkiside zeki insanlardı içindeki duygulara yenik mi düşmüşlerdi?