Üçüncü Bölüm: Arkadaşların Sırları

949 57 8
                                    

Rose; babasını, eniştesini, halasını ve yardım eli uzatan o çocuğu gördü.Hermione ile hızlı adımlarla yanlarına geldiler.Ron hemen Harry'i dürttü.O tanımadığı çocuk ise, Rose'a bakmayı sürdürdü.

Herkes ona bakıyordu, doğrusu bu Rose için çok utanç verici bir durum hâline geliyordu.

Rose, babasına, halasına, eniştesine ve tanımadığı çocuğa baktı.Hermione, Ginny'nin yanına oturdu ve Rose'un da oturması için, Ginny'nin diğer yanını gösterdi.Rose, halasının yanına oturdu.Güzel ve çok gençti, halası.

'Evet, çocuklar!' dedi Hermione, neşeyle biraz yüksek sesle bağırarak.

'Aramıza biri daha katıldı! Gryfinndor! Şimdi seni şunlarla tanıştarayım Rose?'

Rose, kafasını 'olur' dercesine salladı.

Hermione, Ron'u gösterdi;

'İşte, bu Ron.Ronald.'

Sonra da Ron, gözleri koskocaman açılmış bir şekilde;

'Sen tıpkı ben sin!' dedi.

'Ve tabii bir de ben, Ron!' diye araya girdi Ginny.

Ron ve Ginny, ellerini Rose'a uzattılar.Rose, hangisini tutacağını bilemiyordu.

Sonra da düşündü ve hızlıca bir elini; Ron'a, diğer elini de Ginny'e uzattı ve el sıkıştılar.

'Bende, Ginny.' dedi halası, el sıkışmaları bittikten sonra.

'Memnun oldum, Ginny.' dedi Rose, gülümseyerek.

'Bende, istersen bana, Gin de.Herm de bana böyle der.'

'Pekâlâ, Gin.' dedi Rose.

'Merhaba, ben de Harry.' Harry Potter demiyordu, Harry diyordu.

'Evet, selam Harry.' ona her zaman 'enişte' diyordu, bu Rose'a çok tuhaf geliyordu.

'Evet, kasmadığın için çok mutlu.' dedi Ginny hemen atılarak.

'Çünkü, ünlü olmak onun için çok kötü ve zor bir şey.' diye de devam etti Ginny.

Rose, başını 'tamam' dercesine aşağı ve yukarı hızlıca salladı.

'Ve bu da...' Rose, başını Hermione'ye döndü.Annesi, ona yardım eli uzatan çocuğu gösteriyordu.

'David.David Johnson.' diye devam etti Hermione.

Çocuk bir kez daha elini Rose'a uzattı;

'Memnun oldum...'

'Rose.' diye tamamladı Rose.Unutmuştu çünkü.

'Evet.Unuttum.' başını öne eğdi.

Rose; -kendisi gibi- soluk tenli, kahverengi gözlü ve kahverengi saçlı çocuğa memnun bir şekilde baktı;

'Beni, kurtardığın için sağ ol.'

Çocuk kafasını kaldırdı.

'Pek de bir şey yapmadım ki.' dedi.

Rose hemen itiraz etti;

'Eğer, sen gelmeseydin; ben kılımı bile kıpırdatamaz dım.Böyle deme.'

'Pekâlâ...' dedi David.

Rose 'güzel' dercesine ona baktı.

Mc Gonagall, elindeki kaşık ile kadehine 1-2 kez vurdu.Sonra da salona sessizlik çöktü.Herkes; altın, büyük baykuş, etrafı mumlarla donatılmış heykelinin arkasında durmuş, gayet sakin ve sevecen bir ifade ile salona bakan Dumbledore'u dinlemek için sessiz durdu.

Scorose: Geçmişe YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin