"Ya çok merak ettim, bu amöb ne demek?"
Kahkahalarımı tutamadım. Gülmekten karnıma sancılar giriyordu.Emreyse aval aval bana bakıyordu. Yüzümdeki gülümsemeyle cevap verdim.
"24 saatdir bunumu düşünüyordunuz. "
"Yok be! Şimdi aklıma geldi. Ne demek?"
"Amöb bir hücreli, beyinsiz yaratık."
Gülmeme devam ettim.
"Demek beyinsiz haa. Kızım bu beyin olmasa buralara gelirmiydik."
"Baba parası olmasa demek istedin sanırım. "
Yüzündeki gülümseme solmuşdu bu anda. Yanliş mi yapmıştım. İlk günden. Allah beni kahr etmesin.
"Bana kahve yap!" Bir az daha sesini yükseltseydi bütün şirket duyacakdı.
Odadan çıktı. Niye trip atıyordu ki?Kahvesini getirdim. Yeşil gözleri kararmıştı. Koca kafasını kaldırıb, teşekkür ederim bile demedi.
Öküz işte
Tarla öküzü
Amöb
Beyinsiz yaratık.
Odadan çıktım. 15 dakikaya mesai bitecekti.Hadi bit.Kapı açildi. Bir emir daha değilmi?!
"Kahve!"
Zıkkım
Gözlerimi devirdim. Of çektim.
"İlk gün daha oflamaya göz devirmeye başladin?''
"Mesainin bitmesine 5-6 dakika var."
"Bu o demek ki 5-6 dakika daha çalışmalısın.
Beş alti dokiko doho çoluşmolusun. İçden içden dalga geçiyordum.
Kahvesini getirdim.
"Hani su?"
"Kahve demişdiniz!"
"Türk kahvesinin yanında su getirilir. Biri istemeye gelince de böyle yaparsın. Allah sabır versin gelecek kocana."
"Allah sabır versin karına. Ne kadar..."
"Ne kadar ne?"
"Uyuz, ukala, kendini beyenmiş, odun, öküz"
"Ve amöb"cevabı şaşırtmışdı beni. Amöbe bu kadarda takılacağini tahmin etmemişdim.
"Bu kadar güzel isimler takdın sağol. Göbek adlarım yapacağım hepsini."
Saatime baktim. Mesai saati bitmişdi. Hemen kapıya yürüdüm.
"Nereye?"
"Mesai bitti."
"Belki mesai 7- de değil 9-da."
"Yok artık."
"Peki peki çıka bilirsin"
Uça uça eve gitmek istiyordum. Yorgundum.
"Bin. Gidelim"
"Bu rica değil, emir."
Gözlerimi devirip yorgunca arabaya bindim.
"Biliyormusun sana niye kızdım?"
"Tabii ki, baba parası yediğini yüzüne söylediğim için."
"Belkide doğru söyleseydin, acıtmazdı canımı"
Canınımı acıttım
Çok üzüldümmmm desem yalan olur
Canıma deysin!
"Yalanmi?"
"Tabii ki de!"
"Ben ömrüm boyu baba parası yemedim. Zaten babam 9 yaşımda öldü. Annem baktı bana. Babam zengindi. Ama borçları yüzünden bir lira bile kalmamışdı. Yurt dışında amcamın yardımıyla okudum. Geldim şirketi kurdum. Patron oldum. Yani ne züppeyim ne de baba parası yiyici. Babamı çok severdim. Onunla her zaman maç yapardım. Futbola çok meraklıydım. Her yer lacivert, sarı, toplar... O öldükten sonra bir daha futbol oynamadım. Her gece üzerimi açık bırakıyordum. Babam gelip örtsün diye. O gittikden sonra hasta oluyordum. Babasız insanin bir kanadı kırık kuş gibidir. Uçmak ister. Uçamaz hızlıca yere düşer. Her gece ağlardım. Neden benim babam? Bu kadar insan varken neden babam? Ölmesini bir türlü kabullanemiyorudm. Sonunda bir rüya gördüm. Babam yanımda. Mutluyum. Saçlarımı okşadı. "Oğlum, erkek adam ağlamaz. Hayatda hepimiz misafiriz. Yatıya kalmış misafir. İki-üç gün sonra ev sahibi bizi evden kovar. Sonra kendi evimize geliriz. Evimiz ya cennet olur ya cehenem. Bende gittim artık ağlama. Bensiz hayatına devam et. Büyüyeceksin baba olacaksin. Sen oğluna iyi babalık yaparsin, tamammı." O sözlerden sonra hayatıma devam ettim. Ama her zaman biri "baba" derse kendi babam aklıma gelir. İstemesemde ağlarim. O yüzden kizdim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarı Yol(tamamlandi)
RastgeleUkala, genç, zengin adam Fakir, bir genç kız. Aralarındakı fark çok büyük! Tutarmi bu aşk , genç adam birakırmı kizi yari yolda?? Cevaplar için okuyun☝