11.BÖLÜM

604 55 12
                                    


''Ahsen,'' duyduğum erkek sesiyle gözlerimi açmaya çalıştım ama başaramadım. Fazlasıyla uykum vardı ve uyumak istiyordum. Yanağımda hissettiğim sıcak ellerle bile uyanmadan gülümsedim.

''Hadi maviş uyan artık.'' Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda on yedi, on sekiz yaşlarında esmer bir erkek duruyordu. Dikkat çekici koyu kahve gözler, kalın kaşlar ve kalın dudakları fazlasıyla dikkat çekiciydi. Bana gülümseyerek bakıp elini yanağımdan çektiğinde kaşlarımı çattım. Kimdi bu çocuk ve ne işi vardı bizim evde? Yattığım koltukta oturur pozisyona gelip çocuğa baktım. Sıcak bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Sağ elini bana uzattığında anlamsızca yüzüne baktım.

''Kimsin sen?''

''Hadi tut elimi, bizi bekliyorlar.''

''Kim bizi bekliyor?''

''Arkadaşların seni bekliyor, hadi tut elimi.'' Kimden bahsediyordu bu çocuk. Gözlerimi evde gezdirdiğimde İrem'in olmadığını gördüm. Çocuğun sıcak bakışları ondan şüphe duymamı engelliyordu. İtiraz etmeden ellerimi sıcak ellerine koyduğumda dış kapıya doğru ilerlemeye başladık. Kapıdan çıktığımda havanın güneşli ve sıcak olduğunu gördüm. Bahçe kapısından sokağa çıktığımızda çevreme bakmaya başladım. Kendi hallerinde oynayan birkaç çocuktan başka kimse yoktu. Hızlı bir şekilde elimi, elinden çekip kaşlarımı çattım.

''Kimsin sen?''

''Hatırlamadın mı mavişim kim olduğumu?'' Başını hafif eğip gözlerime baktığında yüzünü incelemeye başladım. Bir yanım tanıdığımı söylerken, bir yanım inkar ediyordu.

''Adın ne?''

''Mustafa,'' dediğinde düşündüm ama yine de hatırlayamadım.

''Üzgünüm ama seni hatırlayamadım.''

''Hatırlayacaksın ama önce arkadaşlarınla ilgilenmelisin, seni bekliyorlardı.''

''Kimse yok burada,''

''Yok mu?'' Eliyle kendi aralarında oynayan çocukları işaret etti. ''Bak oradalar işte seni bekliyorlar.'' Bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu acaba. Bana içten bir şekilde gülümsemeye devam etmesi beni daha da şaşırtmıştı. Gözlerindeki ışık, gülen yüzü, hareketleri beni tanıdığını belli ettiriyordu ama ben... Bakışlarımı Mustafa'dan çekip çocuklara çevirdim. Üç erkek ve 2 kız çocuğu vardı. Erkeklerin kızlardan büyük olduğu net bir şekilde belli oluyordu. Kızların oyununa dahil olmasalar da yanlarında duruyorlardı. Başımı yana çevirdiğimde Mustafa'yı göremedim. Arkamı döndüm, çevreme baktım ama yok olmuştu. Birkaç saniye de nasıl giderdi.

''Ahsen,'' duyduğum ses ile arkamı dönüp bana seslenen kıza baktım. Bakmam ile vücuduma yayılan şok dalgasıyla öylece bakakaldım. Bu... Bu nasıl olurdu? Karşımdaki kız çocuğu İrem'di. Ben öylece ona bakarken bana doğru yürümeye başladı. Bana yaklaştıkça küçüldüğümü hissediyordum. Tam önümde durduğunda aşağıya değil de tam karşımdaki küçük İrem'e bakıyordum.

''Hadi Ahsen seni bekliyorduk,'' elimden tutup çektiğinde ayaklarım İrem'e itaat etti. Çocuklara doğru yaklaştığımda hepsi tek tek yüzlerini bana çevirmeye başladılar. Gördüğüm yüzler kalbimin hızlı atmasına neden olmuştu. Karşımda Ahmet, Fatih, Kadir ve gözlerinden anladığım kadarıyla Ayşe karşımda duruyordu. Ahmet'e baktığımda 14-15 yaşarın da görünüyordu. İçlerinde en büyüğü kendisiydi. Gülümseyerek bana baktığında gözlerine baktım. Gözleri ışıl ışıldı. Bir süre sonra gözlerindeki ışık yerine nefret almıştı. Bakışlarını ellerine çevirdiğinde bende bakışlarını takip ettim. Ellerindeki kanı gördüğümde korkuyla geriledim. Ellerini bana doğru uzatıp nefretle üzerime gelmeye başladı. Yaklaştıkça kaşından kulağına doğru olan çizgiden kanlar akmaya başladı.

GEÇMİŞİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin