13.BÖLÜM

543 46 4
                                    

Şaşkınlık ve korku...

Sevdiğim, değer verdiğim bir insanı karşımda güçsüz, yaralı görmek beni şaşırttığı kadar onun canının yanması, bu halde görmek beni korkutuyordu. Sanki bir el kalbimi sıkıp parçalara ayırmak istiyordu.

''Şaşırmanın sırası değil Ahsen, yardım et.'' Fatih'in sesiyle Ahmet'in koluna girip içeri girmesine yardımcı oldum.

''Ne oldu Fatih?''

''Anlatacağım ama önce yardım etmen lazım.'' Tam ağzımı açacağım sırada İrem'in çığlığıyla bakışlarımı ona çevirdim.

''Aman Allah'ım neler oluyor?''

''İrem koltuğun üstündeki yastıkları kaldır hemen,'' İrem korkuyla Fatih'in dediğini yaptığında dikkatli bir şekilde Ahmet'i yatırıp vücuduna baktım. Karın bölgesinden kanlar daha yoğundu. Gömleğini kaldırdığımda anında geri çekildim. Şimdiye kadar böyle bir durumla karşılaşmamış olsam da kurşun yarası olduğunu anında anlamıştım.

''Fatih kim yaptı bunu?''

''Meselemiz bu değil Ahsen. Ahmet'e yardım etmelisin.''

''Buraya değil hastaneye götürmeliydin. Kan kaybediyor.'' Bir yandan konuşurken bir yandan da mutfağa ilerleyip temiz bir bez alarak salona girdim. ''Yarası ağır, hastaneye gitmeli.'' Bezi karnına bastırıp yüzüne baktığımda yüzü oldukça solgun görünüyordu. Gözlerinin kapalı olması, tepki vermemesi beni daha da korkutmaya başlamıştı. Şuan canı yanıyordu ve ölüm ile burun burunaydı.

''Hastane olmaz, doktor buraya gelecek.'' Sinirle bakışlarımı Fatih'e çevirdim. Ahmet'in hayatı söz konusuydu ve yaptığı saçmalıktan başka bir şey değildi.

''Ahmet'i kaybetmek mi istiyorsun sen? Durumu oldukça ciddi görünüyor. Doktorlar burada bir şey yapamaz.''

''Kes sesini Ahsen ve yaraya baskı uygula.'' Bağırmasıyla önüme dönüp Ahmet'e baktım. Hastaneye değil de buraya getirdiklerine göre önemli bir sorun vardı. İrem yanıma gelip elindeki bezi uzattığında elime alıp yaraya bastırdım. Kanamanın durmaması beni oldukça korkutuyordu.

''Ahmet bizi duyuyor musun?'' boşta kalan elimi bileğine koyup nabzına baktığımda düşük olması beni daha fazla korkutmuştu. Kapının çalmasıyla Fatih koşar adımlarla kapıyı açtığında salona iki adam ve Kadir girdi. Adamlar koşar adımlarla yanıma gelip Ahmet'e baktıklarından yerimden kalkarak hareketlerine bakmaya başladım.

''Nabız oldukça düşük,'' dediğimde doktor olduğuna emin olduğum kişi başıyla onaylayıp Kadir ve Fatih'e baktı.

''Hemen kurşunu çıkartmamız lazım ve burası uygun değil.'' Kadir bana baktığında gözlerindeki kaybetme korkusu net bir şekilde belli oluyordu.

''Benim odama çıkartın,'' dediğimde dikkatli bir şekilde Ahmet'i tuttuklarında önden ilerleyip odamın kapısını açıp, ışığı açtım. Alt katta yatak odası olmadığı için üst kata çıkarmak zorunda kalmıştık. Yatağın üstündeki yorganı kaldırdığımda yatağa yatırıp geri çekildiler. Doktor çantasından gerekli şeyleri çıkartırken, diğer adam da Ahmet'in üstündeki gömleği çıkartmaya başladı.

''Bana yardım edecek bir kişi dışında kimse kalmasın odada.''

'İlk yılım olsa da ben hemşirelik okuyorum. Size elimden geldikçe yardım ederim,'' dediğimde herkesi odadan çıkartmıştı. Elindeki şırıngayı Ahmet'in koluna yapıp yarasına odaklandı. Diğer adam da elinde bir ünite kanı Ahmet'e iğne ile takıp yatağın köşesine astı. Kan grubunu Kadir söylemiş olmalıydı. Doktor önce temiz bir bezle yaranın çevresindeki kanları silip eline küçük ameliyat bıçağını aldı.

GEÇMİŞİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin