Konuşmasıyla, tatlılığıyla beni kendine bağlayan. Kapak tasarımı mı bizzat yapmak isteyen canım okuyucum, @Tubishdd çok teşekkür ederim. İyi ki varsın :* ;)
İşe başlayalı tam 1 ay olmuştu ve kesin olarak işe alınmıştık. Akşamları yoğunluk olduğu için Ahmet ve Kadir bizi yarım saat beklemek zorunda kalıyordu ve böylelikle Hilal'i de bekletmiş oluyorduk. Bunu sorun olarak yine ortaya attığımda Ahmet, Hilal'e servise yazdıracaklarını, onların da akşamları işte zaman geçireceklerini söylemişti. Bizim için böyle yaptıklarını düşünsem de işlerinin yoğunlaştığını onlarla alakalı olmadığından bahsetmişlerdi. Aysel ve Ayşe ile bazı akşamlar birkaç dakika tek konuşabilmiştik. Okul, kafe derken eve gelip ders çalıştıktan sonra hemen uyuyorduk. Pazar gününü de ful uyuyarak geçirmiştik. Kafe de günümüz geçtiği için yemek sorunumuz olmuyordu. Abimde sağ olsun sürekli aramaktan bıkmamıştı. Okulda Ezgi ile de daha samimi olmuştuk. Seda da aynı şekilde bana nefretle bakmaya devam ediyordu. O da kendisi gibi olan bir kız bulmuş, abartarak gülüp eğlenmekten başka bir şey yapmıyorlardı.
Mutfaktaki bulaşıkları yıkayıp içeri girdiğimde ortamın sakin olduğunu gördüm. Akşam saati yaklaştığı için bu sakinliği fazla sürmeyeceğini biliyordum. İbrahim ve İrem'in Büfeye yaslanmış konuştuklarını gördüğümde yanlarına ilerledim. İkisi de gülümseyerek bakışlarını bana çevirdiklerinde bende gülümsedim. İbrahim sevecen bir gençti. İrem'den 1 yaş büyük, benden 1 yaş küçüktü. Kendi isteğiyle örgün okumamış, açık öğretim fakültesi İşletme okumaya karar verdiğini söylemişti.
''Ne konuşuyorsunuz gülümseyerek?''
''İrem senden bahsediyordu,'' dediğinde İrem'e baktığım an bakışlarını benden kaçırdı.
''Güldüğünüze göre benimle eğleniyordunuz, yanılıyor muyum?''
''Eğlenmek demeyelim de Senin küçükken yaptığın haylazlıkları anlatıyordu. Yanımıza gelmeden önce de senin bir kavga görüp ayırmaya çalıştığında kendini kavgaya dahil ettiğini anlattı. İşte buna çok güldüm.''
''Ne yapayım ayırayım derken bana musallat oldular bir baktım kavganın içerisindeyim. Fazla zaman geçmeden baktım biri beni çekiştiriyor. Tam arkamdakine vuracaktım ki abim olduğunu görmem ile kendimi frenlemiştim. '' İbrahim ve İrem güldüğünde bende gülümsedim. O an sinirden gülenleri parçalamak isterken, şimdi geçmişi düşünüce gülüyordum. Geçmiş birer anı olarak aklımızda yer ediniyordu. Bazıları mutlu anılar bazıları da buruk...
Masaya oturan müşteriye doğru ilerleyip siparişlerini alarak Ömer abiye verdim. Serdar abi de arkada yemekleri hazırlıyordu. Siparişler hazırlanana kadar Boşalan masayı toplamaya başladım. İrem'in de yardımıyla masayı topladığımızda hazır olan servisleri dağıtmaya başladık. Akşamları daha da kalabalıklaştığı için Ali abi de bize fırsat buldukça yardım ediyordu. Merkezin tam göbeğinde bilindik bir yer olduğu için fazlasıyla iş yapıyordu otel ve Kafe. Aslında restoran da dahil ama ikisini bir arada söylemek yerine sadece kafe demeyi yeğliyorum.
Arkamı döndüğümde içeri giren takım elbiseli adamlarla Ali abiye baktım. Bildiğim kadarıyla iş yemeği tarzında bir rezervasyon yaptırılmamıştı. Ali abi ayağa kalkıp adamların yanına gidip tokalaştı. Ardından içeriye göz gezdirip az önce sildiğim 2 kişilik olan masaya doğru ilerlemeye başladılar. Masaya yakın olduğum için Ali abi anında bana seslenmişti.
''Ahsen bu masaya ek olarak duvar köşesindeki masayı getirelim.'' İtiraz etmeden hızlı bir şekilde Ali abi ile birlikte masaları birleştirip sandalye getirmiştik. 4 kişi olan adamlar memnuniyetle masaya oturmuşlardı. Adamlardan üçü kırklı yaşlarında görünüyordu, diğeri ise yirmili yaşların sonundaydı. Birkaç dakika yalnız bıraktıktan sonra Ali abi tekrar masaya ilerleyip genç adamla gülümseyerek konuşmaya başladı. Demek ki önceden tanışıyorlardı. Hesap için seslenen masaya ilerlediğimde İrem de o masaya ilerleyip siparişleri almaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİ
Narrativa generaleNe kadar kaçarsan kaç geçmiş bir gölge gibi takip eder seni...