Dünya'da bir tarafta güneş doğarken, bir tarafta ay çıkıyordu ortaya. Canlı bir hücrenin bile olmadığı dünyanın bulutlarının olmasının gerektiği yerlerde İperit gazı başını almış bir şekilde savruluyordu. İperit gazı tüm insanlığın olduğu gibi dünyanın da katiliydi.
Uzayda yaşamın, dünyaya göre 2. günü olmasına rağmen uzaydakiler için her zaman geceydi. Herkes yorgunluğuna yenik düşüp uykuya kendilerini bırakmışlardı. Uykularında her şey halledilmiş gibi görünse de, olayların asıl yüzü uyandıktan sonraydı. Ailelerinin hayatta olmaması, aileleri gibi artık sığınabilecekleri bir evleri hatta bir gezegenlerinin olmaması gibi büyük bir sorunları vardı ve küçük bir kızın dediği sözlere göre hareket ediyorlardı. Bilim adamları dahil herkes bu küçük kızın aptalca fikrini benimsemişti ve yapabileceklerine inanıyorlardı.
Her zamanki gibi sığınakta ilk uyanan kişi Lori'nin ta kendisiydi. Gözlerini açmış kimseyi uyandırmamak istercesine sessizce etrafını inceliyordu. Yaşamının son geçen günleri bir film şeridi gibi kesik kesik ve hızlıca geçiyordu gözlerinin önünden ve durdu. Etrafı inceleyen gözleri donuklaştı,doldu. Onun yaşında biri olsa ağlardı ama o olgunluğunu sergileyerek yattığı yere tekrar uzandı. Yüz üstü dönerek kendini susturmaya çalıştı, ağlamak istemiyordu. Ve tekrar uykuya daldı.
'' Ben de çok acıktım Davin ama yiyecek yemeğimiz bu kadar. Aç yaşamayı öğrenmeliyiz. Belki geçici olarak, belki de ölümümüze kadar.''
Odacıktan bağrışmalar geliyordu. Harry ve Davin'in bağrışması bütün sığınağı dolduruyordu. Herkes onların olduğu odaya doğru koşuşturmaya başladılar. Davin'in elinde herkesin toplamda 1 günlük yiyeceği olan yemekler duruyordu. Harry ise onun ellerini tutmuş gerçekleri anlamasını sağlıyordu.
Davin,siyah saçları ve mavi gözleriyle herkesi etkileyebilecek 21 yaşında bir gençti. Vücudunun çeşitli yerlerinde dövmeler ve yara izleri vardı ve onun bu hali tam bir serseriyi andırıyordu. Davin dünyada ailesinden ayrı yaşıyordu. Bir kız arkadaşı ile ev tutmuş orada kalıyorlardı. Fakat kız arkadaşı da dünyadaki diğer insanlar gibi iperit gazına maruz kaldığı için onu ölüme terk etmek zorunda kalmıştı. Davin'in çok ayrı bir dünyası vardı. Ailesi çok varlıklıydı fakat kendisi sefalet ile başbaşa kalmayı tercih etmişti. Babası ona ne kadar iş yerinde iş vermeye çalışsa da Davin bunu reddediyordu. Çalıştığı bir lokanta da garsonluk yaparak geçimini sağlamayı tercih ediyordu çünkü sevdiği kız orada onunla birlikte çalışıyordu. Kız arkadaşına yalan söylemişti. Varlıklı bir aileden geldiğini değil de çocuk esirgeme kurumunda yetiştiğini söylemişti. 18 yaşından sonra ona devletin bir iş bulduğunu ve onun da o lokantada çalıştığını söylemişti.
Davin'i yaşadıkları, onu değiştirmişti ve bencilin teki olup çıkmıştı adeta. Kız arkadaşını düşledi ve onun bu durumda ne yapacağını düşündü. O olsa kendisi yemez başkalarına verirdi, eğer artan bir şey olursa kendi faydalanırdı. Elindeki yemekleri yavaşça Harry'nin eline bıraktı ve geri çekildi. Odacıktaki herkesin arasından geçerek yalnız kalacağı bir yere geçti. Yere çömeldi ve başını dizlerinin arasına, ellerini de saçlarının arasında geçirdi. Düşünmeye başladı o gün olanları...
O sabah Davin ve kız arkadaşı işe gitmek için hazırlanıyordu. Davin duşa girmeden kız arkadaşının alnına bir öpücük kondurdu ve banyoya doğru ilerledi. Kendini sıcak suyunun narin kollarına bıraktı. Su, onun rahatlamasına yardımcı oluyordu, bedeninden çıkan buharla birlikte bütün düşüncelerinden arınıyordu. Kız arkadaşı ise ona balkonda güzel bir kahvaltı hazırlamaya koyulmuştu. Davin'i o tatlı rahatlama hissinden, derin ve sık sık olan öksürük koparmıştı. Angela'nın öksürüğü kesilmek bilmiyordu. Davin'in seslenmelerine de cevap veremeyen Angela yavaş yavaş gücünü kaybediyordu. Birden sandalyelerin kayma ve düşme sesi işitildi. Davin havlusunu üzerine geçirerek evin içinde Angela'yı aramaya koyuldu. En sonunda balkona çıktı ve gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Kız arkadaşının can çekişen bedeni yerde yatıyordu. Angela son gücüyle elini kaldırdı ve Davin'in ağızını kapattı. ''SAKIN NEFES ALMA'' diye inledi. Davin Angela'yı kollarının arasına alarak yatak odasına götürdü. Ağzından çıkan sürekli yinelediği birkaç sözcükten ibaretti. ''Dayan Bebeğim. Lütfen dayan...''
Gözlerinden düşen damlaları kurtarmak istercesine elleriyle sildi minik Lori. Davin'in kucağına oturdu ve en sevimli halini takınarak gözlerini onun göz bebeklerine odakladı. Davin'in dudakları istemsizce gülümsermişçesine kıvrıldı. Herkes onları gözleri yaşlı seyrederken. Victory'de Davin'e yaklaştı ve ikisinin yanına oturdu. Davin'in elini kavramak istercesine parmaklarını avucunun içine aldı. Başını omzuna dayadı ve bir şeyler mırıldandı.
''Hepimiz burada sevdiklerimizi kaybettik canım. Seni burada çok iyi anlıyoruz hepimiz inan, ama güçlü olup yapabileceklerimize odaklanmazsak eğer gerçekleştiremeyeceğiz...''
''Tory farkında mısınız bilmiyorum ama yapabileceğinize inandığınız şey imkansız. Geçmişe dönebiliriz bununla vakit harcayabiliriz ama buna değmeye de bilir. Geçmişe döndüğümüzde sevdiklerimizi bulamazsak işte o zaman bunu anlayacaksınız.''
Arkadaşlar *-* Bazılarınız DeLaVida'nın anlamını merak ediyormuş *-* DeLaVida ''Hayat'' anlamına gelir. Ve İspanyolca bir kelimedir :) *-* Bölümü okuduktan sonra eleştirilerinizi ve votelerinizi bekliyorum ^-^
Irem Kaya'ya ithafen... (Kapak tasarımcım <3)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPERİT
Science FictionYıl 2070 Dünya da denilen zehirli gaz dolu gezegende yaşam tam olarak sona ermek üzere. Acı çekmekte olan insan, dünyada görülen son yaşam belirtisi . 2070 Haziran 21. Saat 13.44 Son insanın ölümü ile dünyadaki yaşam sona eriyor. Dünyanın eski ha...