BÖLÜM 14

186 14 2
                                    


İki insan birbirini tamamlamak için sarılır. Sarıldığında bir beden iki yürek olur insan. Bir bedenin hem sağ, hem sol tarafında da atar kalp. Hatta insanın kendisine ait olmayan kalp söndürür diğer kalbin alevini.

Louis ve Carl büyük bir hazırlığa girişmişlerdi. Ellerine var olan kullanabilecekleri her şeyi laboratuvara taşıyorlar, bir yandan da Bella ve Nora'ya yapacakları testin ne üzerine olacağına karar vermeye çalışıyorlardı. Henüz daha varlığı bile tespit edilmeyen bir şey için test yapılması gerekli miydi? Hem bu bir virüs olsa dahi tedavi etmek için ellerinde ne kadar işe yarar şeyler vardı ki? Kararsızlık zihinlerini ele geçirmişti. Bir test yapılsa dahi bunu gemideki kimse bilmeyecekti. Louis kimseyi tedirgin etmek istemiyordu. Kafa yorulması gereken asıl şey Dünya'ya nasıl dönecekleriydi. Tedaviyi ancak Dünya'ya döndüklerinde bulabilirlerdi. 

Bella ve Nora kendilerini bir odaya kapatmış, neler olabileceği hakkında konuşuyorlardı. En zor durum ise onlarındı. Belki de bedenlerinde taşıyor olabilecekleri virüs veya her ne ise, istemeden de olsa arkadaşlarına zarar veriyordu. Kendilerinden dolayı onların ölmelerine izin veremezlerdi. 

Gemideki diğer herkes ise Dünya'ya gidecekleri zamanı sabırsızlıkla bekliyorlardı. Kendilerini küçük kızın fikrine o kadar kaptırmışlardı ki... Şu ana kadar icat edilemeyen zaman makinesini icat edebilirler miydi? Hem de bu kadar sınırlı imkanlarla? 

Bella ve Nora'nın düşüncelerinin kapısını açan Ian olmuştu. Gözlerinde belirsiz bir ifade yer almıştı. Bella'nın bulunduğu yere ilerledi ve ellerini avucunun içine alarak oturdu. Bella korkusunu Ian'a yansıtmak istemiyordu bu yüzden sadece gözleri konuşuyordu Nora ile. Sonra bir yorgunluk çöktü aniden, nedensizce. Başını Ian'ın omzuna yasladı ve gözlerini bir yere sabitledi. Uyumak istiyordu, tüm enerjisi birden bire sömürülmüştü sanki. Nora ise gördükleri üzerine biraz şaşırmıştı doğrusu. Ian'ın, Bella'ya bakışı o kadar içtendi ki. Gözlerini ondan hiç ayırmıyordu. Hatta onun için endişeleniyordu da. O sırada gözünden düşen tek bir damlayı eli ile yakaladı. Başını arkaya yaslayarak uyumayı denedi. Ama yapamadı. O gördüğü rüyaları bir daha görmek istemiyordu. Hatırlamak istemiyordu eski zamanları. 

Yine büyük bir yankı işitildi gemide. Ya bir şey düşmüştü, ya da gemiye yine bir şeyler değmişti. Herkes olduğu odacıklardan çıkarak ana odaya gelmişti. Komuta odasından çıkan Carl'ın bakışlarında tedirgin bir ifade vardı. Elini saçlarının arasına geçirdi ve titrek sesiyle hiç kimsenin duymak istemediği o cümleyi söyledi.

''Sanırım hareket ediyoruz. Ve kontrolü kaybettik...''

------------- Arkadaşlar bir süre kitabı düzenlemeye alacağım. Çünkü cidden şu an ''Yazar Tıkanıklığı'' sendromuna yakalandım :/. Bu süre içerisinde Ölümümden Sonra adlı kitabıma yazacağım. Düzenlemeden sonra kafam muhtemelen yerine gelecek ve durmaksızın hızlanıp kitabı bitireceğim *-* Veee ''Lori'mizin castı kabul etti.'' Media ''Lori''.

İPERİT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin