BÖLÜM 11

233 32 24
                                    

Sessizlik hiç bu kadar ürkütücü olmamıştı. Geminin aya inişine son saniye kala herkesin nefesi kesilmişti. Bakışlardan anlaşılanlara göre herkes farklı duygular içerisinde geziniyordu. Kimisi korkuyor, kimisi heyecanlanıyor, kimisi ise ölümü kabullenmişçesine ölümden sonra kavuşacağı huzuru belkiyordu.

NMSC uzay gemisi aya yaklaştıkça daha da sarsılıyordu. Aslında hızlanmaları kötüye işaretti. Hızlandıkça sürtünmeden dolayı uzay gemisi ısınmaya başlıyordu. Her geçen saniye ölüme bir adım daha atmaktı onlar için. İnsanın hayatı saniyelerle sınırlandırılabiliyordu.

Ama beklenilen olmadı, geminin hızı düşmeye başladı. Yaşanılan her şey göz açıp kapanıncaya kadar geçip gidiyordu. Ölüm ile burun buruna gelmişken şimdi yeni bir hayata doğru yol alıyorlardı.

''İndik!''

Artık herkes için rahat nefes alabilme zamanı gelmişti. Gözlerde ki yaşlar bu kez sevinçten donmuştu. Geminin dışına adım atma vakti gelmişti onlar için. Kaç gün geminin içinde sıkışıp kaldıkları bilinmiyordu. Belki aylar, belki yıllar geçmişti. Uzayda zaman denilen kavram yoktu. Gemiden, aya doğru uzanan merdivenli kapı yavaşça açıldığında, Lori'nin heyecanı gözlerinden okunuyordu. Elbette herkes heyecanlıydı ama küçük kızın heyecanı bir başkaydı. Ay'a, on iki kişi arasından ilk adımı atan o olmuştu. Ayaklarını her hareket ettirişinde, bir diğerini aya basmak için daha da zahmet etmesi gerekiyordu. Yer çekimsiz bir ortamda olduklarından dolayı, yürümek çok güçtü. Hele ki giydiği kıyafetlerin ağırlığı, kendisinden daha ağır olan küçük bir kız için.

Lori arkasını dönüp baktığında, arkasında bıraktığı herkesin durup onu izlediğini fark etmişti.

Yıllardır mahzende tutulmuş bir esirin, gün ışığına kavuşması kadar mutlu hissediyordu kendini. Özgürlüğü tatmak artık onlar için sadece buydu. Dışarıda saatlerce gezip, eve gece yarısı gelmek değildi.

Lori kollarını açmış diğerlerini yanına çağırıyordu. Ay o kadar büyüleyiciydi ki... Ay'ın üzerindeki herkes kendinden geçmiş bir şekilde etrafta gezinip duruyorlardı. Hayatlarında belki de bir daha hiç tadamayacakları bu muhteşem duygunun, keyfini çıkarıyorlardı. Daha önce kendinden hiç bahsettirmeyen bir kişi dışında... Robin sessiz ve sakin bir delikanlıydı fakat bütün olanların şokunu atlatamamıştı. Herkes bir anlığına yaşadıklarını silip atsa dahi Robin atamıyordu, olmuyordu. Son kez ailesini gördüğünde ki sarf ettiği sözler, ağıza alınacak cinsten değildi.

Robin aile baskısı ile büyümüş bir gençti. Ailesinin bu kadar mükemmeliyetçi oluşu onun arkadaş hayatını da etkilemişti. Daha önce ailesine karşı saygıda kusur etmeyen Robin, bir hatanın kurbanı olmuştu ve bu hata onu gitgide farklı bir insana dönüştürüyordu.

Evden dışarı adımını dahi atmayan Robin, son günlerde dışarıdan gelmez olmuş, arkadaşları ile her gece ayrı bir barda takılıyordu. Arkadaş çevresinin zorlaması ile beyaz ölümü tatmıştı. Beyaz ölüm Robin'in kontrolünü ele geçirmekle kalmamış, kendisine bağımlı hale getirmişti. Yapmaya cesaret edemeyeceği şeyleri artık gözünü kırpmadan yapıveriyordu. İşte olayın geliştiği o gece de, cesaretinin en üst sınırlara ulaştığı bir zamandı. Babasının kurallarına uymamasından dolayı ceza olarak odaya gönderilen Robin cezasını kabullenemeyip babasına bağırmaya başlamıştı. Kendi bedeni içinde, beyaz ölümle savaş verirken; kendini kaybedip bütün hıncını babasından alıyordu. Beyaz ölümle olan kavgasından sıyırıldığında asıl olan bitenin farkına varmıştı ama bunun için çok geçti. Ailesini daha fazla üzmemek için hava almaya çıkmaya karar verdi ve ceketini de alıp arabaya atladı. O sırada açtığı radyoda haberler vardı.

''İPERİT gazı can almaya devam ediyor. Eğer beni hala duyabiliyorsanız şanslısınız demektir, ailenizi de alarak güvenli bölge olarak NMSC'ye gidiniz, orası tek kurtuluş yolunuz.'' Haberlerde aynı şey tekrarlanıp duruyordu, Robin ailesine haber vermek için arabayla ani bir dönüş yaptı ve eve doğru yol aldı. Eve vardığına herşey için geç olduğunu anlamıştı...

Düşüncelerinden arınıp etrafında gözlerini gezdiren Robin'in gözü yıldızlara takılı kalmıştı. Yakından ne kadar da büyüktüler. Toplu iğne başı kadar olan yıldız şimdi büyük bir balon büyüklüğündeydi...

Uzayın muhteşemliği, dünya ile kıyaslanamayacak kadar muazzamdır.

**** Bölüm biraz geç geldi (aslında biraz da değil çok geç geldi) bunun için çok özür dilerim fakat yazılı haftası yüzünden boşlamak durumunda kaldım doğrusu... ****

Facebook grubumuza gelmek isteyen var ise alabiliriz... <3 Benim güzel Iperit ailem yorumlarınız beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamıyorum. Sizleri çok seviyorum. Yine güzel yorumlarınızı bekliyorum... (Elbette beğenirseniz.) Ve kapağımızı nasıl buldunuz bakalım?

İPERİT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin