BÖLÜM 10.2

225 33 18
                                    

Savunmasız küçüğüm, ne de güzel görünüyor. Ama yaşlanacak erkenden, bozulacak güzelliği. Hayatın bütün yükü omuzlarında olacak. Çökecek! Yükün altında boynu kırılarak ölecek. Annesiz, desteksiz, korumasız... Bir çırpıda ölüp gidecek.

''Bell abla annemi hatırlıyorum, arabadan atlamıştı. Bir şey olmuş mudur?''

Bella gözlerini devirerek Lori'ye baktı, ellerinden tutarak onu kendine doğru döndürdü. Ona annesinin hayata gözlerini yumduğunu nasıl söyleyebilirdi ki? Bu cesarete sahip değildi. Onları şefkatle izleyen Wayne, Bella'yı anlayabiliyordu. Lori'nin yanına giderek kulağına bir şeyler fısıldadı ve onu Bell'in yanından uzaklaştırdı.

Gözden akan yaşlar nasıl olabilir de ateşin üzerine odun atıyormuşçasına kuvvetlendirebilir insanın içindeki yangını?

Bella annesini o 13 yaşında iken kaybetmişti. Yeni doğmuş, el kadar bebek ile baş başa kalmış, ne yapacağını bilmez bir halde bütün bir hayatı geçirmişti. Kardeşi ile hayatı öğrenmiş; hayatın acı gerçeklerini onun sayesinde görmüştü. Lori'yi o kadar iyi anlıyordu ki...

''İnişe geçiyoruz. Herkes birbirinden destek alsın. Büyük bir sarsıntı yaşayabiliriz.'' Carl'ın bu sözleri, Bell'in düşüncelerinden sıyrılmasına yardımcı olmuştu. Ellerinin tersini göz bebeklerinin üstünde gezdirerek akan birkaç yaş damlayı temizledi. Ve Lori'nin bulunduğu odacığa geçti.

''Orlando ve Harry siz camlardan bana yön tarifi vermelisiniz. İkiniz de zıt yönlere ayrılmalısınız ki gerçek konumumuzu tespit edelim.''

Harry sağdaki camda yerini alırken, soldaki camda da Orlando yerini alıyordu.

''Hazırız Sean. Ben bu taraftan Ay'ı göremiyorum.'' dedi Harry.

İşte ölüme yolculuk başlıyordu.

''Ben buradan gayet net görüyorum. Ne yapmamız gerektiğini bize anlatır mısın Carl?'' diye konumunu bildirdi Orlando'da.

''Yapmanız gereken şey Ay'ı ortalamamızı sağlamak. İkinizin de ayın yarısını görmesi gerekiyor. Harry hangi yöne doğru gitmeliyim?''

''Sağa doğru gelmen gerekiyor Carl. Şu anda hiçbir şekilde göremiyorum.''

''Manuel moda geçiyorum. Lütfen herkes birbirini tutsun, hiç kimseye bir şey olmasını istemiyorum.''

''Hazırız biz.'' İçeriden hazır olduklarını bildirdi Ian.

Komuta odasında olan Carl ve Sean birbirlerine uzun bir süre baktıktan sonra Carl'ın elleri gemiye yön vermek için dümene doğru hareket etti. Elleri birinin boğazını öldürmek için sıkıyormuşçasına dümeni sıkıyordu. Hafifçe sağa doğru hareket ettirdi. Ardından ellerini sıcak bir şeyden yakmışçasına kendine doğru çekti. Dümeni bıraktığı anda gemi hafifçe sarsıldı.

''Durum nedir Harry?''

''Hala bir şey göremiyorum Carl.''

Carl tekrar başını Sean'a çevirerek kafasını hafifçe aşağıya eğdi. Elleri tekrar olması gereken yere gitti ve yine dümeni sağa doğru kırdı. Bu sefer dümeni çevirirken daha da temkinli davranmıştı.

''Görüyorum Carl. Biraz daha sağ tarafa gelmelisin.''

Bu sefer Carl'ın yüzü rahatlamışa benziyordu. Sean'a baktığında gülümsediğini gördü. O da rahatlamıştı. Ellerini son kez dümene doğru götürdü...

''Tamamdır Carl. Şu an yarısını görebiliyorum.''

''Bende de durumlar aynı Carl. Sanırım başardık.'' sevinçle durumunu belirtti Orlando.

''O zaman inişe geçiyoruz. Hazır olun... ''

''İnişe son 3...''

''2''

''1''

...

************ Bu bölümü anneme ithaf ediyorum. Arkadaşlar annesi olan herkes annesinin kıymetini bilsin ve onlara bir daha göremeyecekmişçesine sarılsın. ♥ ************

 ♥ ************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İPERİT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin